Yalnız vekiller değil…
İş dünyasının "aktörleri" de tüm seçmenler gibi oylarıyla "vekâlet" verdikleri "vekiller" tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsil ediliyorlar. O parti, şu parti, fark etmez… Asıl olan, müvekkillerin vekillerinden ne bekledikleri.
Yarın, 23'üncü Dönem 4'üncü Yasama Yılı çalışmalarına başlayacak olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde tüm vekilleri bekleyen seçmen sorusu şu: Hükümetin önce "Kürt", hemen sonra "demokratik açılım" adını vererek başlattığı sürecin ana başlıkları neler, içeriğinde ne var, ne amaçlanıyor?
Meclis'in yeni yasama yılı öncesinde iş ve siyaset dünyasını yoklayınca şöyle bir "durum" çıktı: Kimse bu "açılımın" içeriği hakkında net bilgiye sahip değil: Ne müvekkiller ne de vekiller…
Dolayısıyla kimsenin oluşmuş, olgunlaşmış bir fikri de yok!
"Mikro Politika" sayfamıza konuk ettiğimiz AKP, CHP, MHP ve DTP'nin Meclis Grup başkanvekilleri ile Anadolu iş dünyası meslek ve kanaat önderlerinin siyaset gündeminde ilk sıraya oturan bu konudaki görüşleri doğallıkla bazı farklar taşıyor. Ama, hepsinin birleştiği nokta şu: Hükümet, önce ne yapmak istediğini tüm parametreleriyle ve açıkça ortaya koymalı, kamuoyunu bilgilendirmeli.
Muhalefetin nabzı
Meclis'te grubu bulunan dört siyasi parti, iktidar AKP ile muhalefet CHP, MHP ve DTP'nin "nabızları" zorlu bir yasama yılını işaret ediyor. "Açılım" konusu bu zorlu yılda gündemin ilk maddesi olarak, iktidar ile muhalefet arasındaki siyasi ilişki ve tartışmaların "gerilimli" ve "yüksek tansiyonlu" geçeceğini gösteriyor.
Bu tahminimin kanıtları var. "Açılım" meselesinin içeriği her ne kadar "açık" değilse de, muhalefet kanadındaki parti gruplarınca alınacak "pozisyonlar" şimdiden belli. Hükümet ve AKP Meclis Grubu, konu yasama organına şu veya bu şekilde intikal ettirildiğinde, CHP ile MHP'nin "sert" muhalefetiyle karşılaşacak.
İki grubun muhalefet stratejileri açılımla ilgili iktidar öneri ve eylemlerini "esastan ret" temeline dayanıyor. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu partisinin tutumunu "AKP ile bu konuda işbirliği yok" sözleriyle ifade ediyor.
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır da "yıkım süreci" olarak nitelendirdiği Kürt açılımı ve Ermenistan'la imzalanan protokol konularında "hükümetin duruşuna karşı duruş oluşturacaklarını" vurguluyor.
CHP ile MHP'den gelen "pozisyon" sinyalleri gösteriyor ki, AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'ın muhalefete dönük "ılımlı" işbirliği çağrıları TBMM'nin bu "gerilimli" atmosferinden pek işe yaramayacak. DTP'ye gelince, Başkanvekili Selahattin Demirtaş'a bakılırsa o kesim başka havalarda!
Anadolu iş dünyası temsilcilerinin Meclis'te yoğunlaşacak olan siyaset gündeminden öncelikli beklentileri ise ekonomik sorunların çözümüne yasama katkısı. "Açılım" konusuna gelince, net bilgi ihtiyacı kesin. Zihinler karışık. Talep ortak: Siyaset kurumları, özellikle de Meclis bu meseleyi ülke için "en doğru" yöntemlerle bir an önce çözmeli!