Yağmur sonrası, teslim tartışmaları
Geçen hafta İstanbul'u teslim alan yağışlar sonrasında yazdığım ve INCOTERMS diye anılan, uluslararası ticari terimlerin dikkatli kullanılması halinde, ihracatçının bazı masraflardan ve risklerden uzak durabileceğini de belirten sohbetimiz hakkında, bazı dostlarımızla söyleştik.
Özellikle uluslararası ticari terimlerin özünü anlamak açısından, yaptığımız söyleşilerin bazı bölümlerini toparlayarak sizlerle paylaşmak isterim.
Genel geçer inanış maalesef bu terimlerin sadece nakliye masraflarını kapladığı yönünde. Kuşkusuz tüm detaylara vakıf ihracatçılarımızı bu kesimden ayrı tutmamız gerekir.
Bu terimlerin, nakliye masraflarını ihracatçının mı, yoksa ithalatçının mı ödeyeceğini belirttiği konusu doğru. Ancak olay sadece bu değil ki!
EXW ve FOB gibi simgelerle başlayıp DDP ile sona eren 13 adet ticari terimin en önemli tarafı, malın nerede ve nasıl teslim edilmiş olacağını varsayarak, ihracatçı ve ithalatçı için sorumluluk ve risk sınırlarını belirlemesi. Zira ihraç mallarımızın, işletmemizi terk etmesinden sonra, ithalatçının deposundan içeri girene kadar içerisinden geçtiği bir süreçler zinciri var. Tüm bu süreçler zinciri, malların ihraç gümrüklemesine götürülmek üzere iç nakliye için yüklenmesinden başlayarak, ithalat gümrüklemesine ve ithalatçının deposuna indirilmesine kadar geçen bir dizi işlemleri kapsıyor. Her hareket bir masraf yaratır ve bir risk taşır. Hangi masrafı kimin yapması gerektiği ve hangi riskin kimin üzerinde olduğu belirlenmediği takdirdeyse, sorunların çıkması kaçınılmaz olur.
İhracatçılarımızda gördüğüm başka bir eğilim de, iç nakliye ve gümrükleme gibi bazı ufak tefek masrafları göz ardı etmek ve bunlar gündeme getirildiğinde de "Aman canım o da bizden olsun" demeleri. Oysa özellikle küçük değerlere sahip birçok ihracat yapılması halinde, tek başına göze batmayan bu ufak tefek masraflar, sonunda gerçekten baş ağrısı olabilecek bir seviyeye gelebiliyorlar.
Öte yanda ihraç mallarının yükleme, taşıma, aktarma, depolama v.b gibi işlemler sırasında karşı karşıya kalabilecekleri riskler var. Mallar hasara uğrayabilir, çalınabilir, yanabilir vesaire. Tüm bunların hangi aşamada olduğu ise riskin ihracatçının mı, yoksa ithalatçının mı üzerinde olduğunu belirleyecektir. İşte burada siz ihracatçı olarak teklifinizi verirken, hangi ticari terimi kullandıysanız, o aşamada, riskin sizin üzerinizde olup olmayacağını bununla belirleyeceksiniz.
INCOTERMS açıklamalarında yükleme, boşaltma, ihracat veya ithalat gümrüklemesi, taşıma v.b. işlemleri kimlerin yapacağı belirlenmiştir. Ancak kuşkusuz ihracatın gerçekleştirilebilmesi sadece bu birkaç işlemle sınırlı olamaz. Taraflar aralarında anlaşarak yapılması gereken istifleme v.b gibi ek işlemleri hangi tarafın yapacağını, masraflarını ve risklerini hangi tarafın karşılayacağını belirleyebilir ve temel INCOTERMS teriminin arkasına açıklayıcı ek yapabilirler.
Bazı dostlarımız bu terimlere neden bu kadar önem verdiğimizi soruyorlar. Bunu şöyle açıklayabiliriz, "İşlerimizi yapmadan olabilecekleri düşünmek, ona göre tedbir almak ve arabasını çarptıktan sonra kasko sigortası yaptıranlardan olmamak."