Yağmur, İzmir’e Çatalkaya’dan gelir
Hidayet Karakuş o fotoğrafı uzattığında, 18 yıl öncesini anımsamaya çalıştım… O sene, 2001’in Kasım ayında, yayın yönetmeni olduğum Dünya Kitap’ın 10. yılını kutlayacağız. Açıldığı ilk günden itibaren müdavimi olduğum İzmir Kitap Fuarı’nın ise 6. yılındayız… İzmir, benim için yılın birçok günü bulunmam gereken, vazgeçilmez bir kent… Bu kez bahanem, kitap fuarı… Fotoğraf, fuar kapsamında düzenlenen, benim yönettiğim, Hidayet Karakuş’un da konuşmacıları arasında olduğu bir panelden… Demek ki Hidayet Bey’le tanışıklığımız en az 18 yıldır sürüyor (aslında daha eski olmalı).
Geçen bu süre içinde kendisiyle İzmir Kitap Fuarları dışında pek sık görüşmedik; belki birkaç da telefon konuşması yapmışızdır…
TÜYAP İzmir Kitap Fuarı Onur Yazarı seçilince, kendisiyle ilgili “armağan kitap”ı hazırlamak için yola düştüm… İzmir’e gidip Karşıyaka’daki evlerinin kapısından girdiğimde, sanki uzun bir süre önce ayrıldığım ailemin evine yeniden adım atmış gibi hissedince hiç şaşırmadığıma şaşırdım… Oysa onlara ilk kez geliyordum; eşi İclal Hanım’la daha önce hiç karşılaşmamıştım, ama hissettiklerim tam aksiydi… Sanki, kaldığımız bir yerlerden devam ediyorduk…
Doğrusu, onlar da beni öyle görüyorlar gibiydi.
Duvarlarda resimleri, sehpalarda örtüleriyle salon; masanın üzerinde meyveleriyle, pencereleri süsleyen siklamenleriyle mutfak; kitaplarla dolu mütevazı bir çalışma odası… Her şey, her yer o kadar âşinaydı ki…
Ve İclal Hanım’ın birbirinden lezzetli yemekleri, harika ev sahipliği; Hidayet Bey’in sabah kahvaltıları, “sevgili Faruk” derken sesindeki şefkat… Sanki hep o evde yaşamıştım, yaşayacaktım; onlarca yıldır ailenin bir ferdiydim…
İşte böyle bir ortamda, İzmir yolculuklarımda başladı bu kitap… Hidayet Bey’le saatlerce konuşarak, arşivini tarayarak; onu, kimi zaman gözlerini yaşartan geçmişe götürerek sürüp gitti. Yüzlerce fotoğrafa baktık, yüzlerce yazı inceledik Hidayet Karakuş arşivinden… Belleğinin güçlülüğüne hayran kaldım… Bazen anlattıkları, kimi zaman okuduklarım yüreğimin en ince tellerini sızlattı…
Zaman zaman Körfez’in karşısına, Çatalkaya’ya baktık başı dumanlı mı diye? İclal Hanım’dan öğrendim İzmir’e yağmurun oradan geldiğini… Birden anımsadım (aslında farkında olmadan hep belleğimdeydi), meteorolojiye meraklı babam, İstanbul’da Haliç tarafına bakmamı söylerdi yağmurun yağıp yağmayacağını anlamam için…
Şiirler, romanlar, dostlarından gelenler, radyo oyunları, anlatı ve çocuk kitapları birer bölüme dönüştü… Okuduğum her satırda onu biraz daha tanıdım, biraz daha sevdim… Kitap için son İzmir yolculuğumun son gününde elimde, Hidayet Karakuş’un hayatından satır başları diyebileceğimiz 12 madde ile girdim çalışma odasına… Ben hatırlattım o satır başlarını, o anlattı karşılıklarını…
Kitapta yeni şiirlerinden örnekler de var, henüz adı belli olmayan yeni romanın başlangıcından bir bölüm de… Ben, romanın girişini herhalde ilk okuyanlardan biriyim…
Hidayet Karakuş’ların evinden Çatalkaya’nın başının dumanlı olduğu, nispeten soğuk bir günde ayrıldım onların aile sıcaklığını taşıyarak içimde… “Türkçem adresimdir” olsun bu kitabın adı dedi, bana… Ne kadar doğru, adresi Hidayet Karakuş’un kitaplarında…
Karakuş, Eylül 1946’da Yalvaç’ın Kurusarı köyünde doğdu. Köyde ilkokulu bitirdikten sonra 1964’te Isparta Gönen İlköğretmen Okulu’nu, 1966’da Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’nü bitirdi.
Adana’da, Manisa’da, İzmir’de Türkçe öğretmenliği yaptı.
İlk şiirleri okul gazetesi Gonca’da, Isparta’da Yeni İnkılap gazetesinde çıktı. Daha sonra şiirleri Çağrı, Şölen, Ilgaz, Varlık, Forum, Dönemeç, Edebiyat Cephesi, Somut, Hürriyet Gösteri, Yazko Edebiyat, Sanat Olayı, Yarın, Karşı Edebiyat, Adam Sanat, Düşlem, Ünlem, Kıyı… gibi pek çok edebiyat dergisinde yayımlandı.
Cumhuriyet gazetesinde öyküsü, röportajı, yazıları çıktı.
Şiirlerinde, romanlarında toplumcu gerçekçi bir anlayışla insanı temel aldı. Yaşamın kendini heyecanlandıran konularını yalın bir dille, ince, derin bir duyarlıkla yazmaya çalıştı.
6 Nisan’da başlayacak olan İzmir Kitap Fuarı’nda paneller, söyleşiler ve imza günlerinde bir kez daha okurlarıyla buluşacak…