Yabancıların hala 72.5 milyar dolarlık menkul kıymeti var

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Bir önceki yazımızda yabancıların bu yıl 11 Aralık'a kadar olan dönemde net olarak 8.7 milyar dolarlık hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedi sattıklarını, Türkiye'den adeta kaçarcasına uzaklaştıklarını belirtmiş ve FED kararının da nihayet netleşmesine dayanarak "Herhalde daha kötüsü olmaz" görüşünü dile getirmiştik. Daha kötünün olmayacağı umudu, büyük ölçüde bazı olumsuzlukların üstesinden gelinmesine, mevcutlara yeni olumsuzluklar eklenmemesine bağlıydı, onlara da dikkat çekmiştik. Hatta, "2016'da ortaya çıkabilecek siyasi sorunlar mı, onlara hiç değinmedik bile" demiştik. 

Sanki biz günlük güneşlik bir tablo çizmişiz, pembe gözlüklerle bakmışız gibi bir algı oluştu. Anlaşılan, istediğimizi layıkıyla anlatmakta başarısız olmuşuz, dönüşlerden bunu anlıyoruz.

Biz bir kere "Artık yabancının satacağı bir şey kalmadı, elindeki tüm menkul kıymetleri sattı savdı, çıkma şansı yok" demiyoruz. Tam tersine, yabancının elinde hala 72.5 milyar dolarlık menkul kıymet var. Hem de rekor düzeydeki çıkışa, fiyatlardaki düşüşe ve kurdaki artışa rağmen ancak bu düzeye inildi. Tamam, eskiye göre belirgin bir stok azalışı var, ama yine de 72.5 milyar dolarlık stok önemli. Yani yabancı hala ciddi bir çıkış potansiyeline sahip.

İkincisi, yine demiyoruz ki Türkiye tüm sorunlarını geride bıraktı. Hatta tam tersine bir dizi sorunla boğuşmakta olduğumuzun altını çiziyoruz. 2016'da döviz kazandırıcı faaliyetlerde sorunlar yaşayacağımız gün gibi ortada. En büyük teselli olarak petrol fiyatlarındaki düşüşü görüyoruz ama, petrol fiyatı düşünce geliri buna bağlı ülkelerin ithalatlarında, yani bizim ihracatımızda nasıl sıkıntılar doğduğunu da biliyoruz. 

Hele hele Rusya ile devam etmekte olan ve ihracattan çok turizmi etkileyeceği artık kesinleşen sıkıntı yüzünden döviz gelirimizin nasıl darboğaza girebileceği de sır değil.

Ve dış sorunlarımız... Ekonomiyi de etkileyen sorunlar diz boyu. Bir ara tüm köprüleri attığımız İsrail'le yeniden bir araya geliyoruz. Bu bile tek başına nasıl bir darboğaz içine girmekte olduğumuzu göstermiyor mu?

Aynı görüşümüzü yine dile getirmek istiyoruz. Yabancıların bu yılki çıkışında Türkiye'nin yaşadığı bir dizi olumsuzluk kadar, FED'in faiz artırımının zamanlaması ve oranın düzeyine ilişkin belirsizlik büyük etken oldu. FED'in faizi artırmış olması ve önümüzdeki yılsonuna kadar iyi kötü bir takvim belirlemesi, en azından sisin bir ölçüde de olsa dağılması anlamına gelecektir. Biz de zaten yabancıların artık çok fazla çıkmayabileceklerine ilişkin görüşümüzü, FED kararının belli olmasına bağlıyoruz. Bir gölge kalktı. Daha büyük başka olumsuz etkenler devreye girmediği sürece, yabancı çıkışının bu yılki kadar olmayacağı yönündeki görüşümüzü koruyoruz. 

Bu yılki azalma nasıl oldu? 

Hisse senedi ve DİBS stokunu azaltan etkenler belli. Bir, menkul kıymet fiyatları düşerse... İki, döviz değer kazanırsa (stok döviz cinsinden ifade edildiği için)... Üç, bu iki etken birlikte gerçekleşirse... Dört, tüm bu etkenlere ek olarak bir de satış yapılırsa stok küçülür. 

İşte bu yıl stokun düşük görünmesine yol açan "sanal" etkenler, yani fiyat düşüşü ve kur artışı bir araya gelmiş, üstelik yabancı da satış yapmıştır. Bir önceki yazımızda değindiğimiz gibi, yabancı yatırımcılar bu yıl 11 Aralık'a kadar olan dönemde 2.2 milyar doları hisse senedinde, 6.5 milyar doları da DİBS'te olmak üzere 8.7 milyar dolarlık satış gerçekleştirmişlerdir.

Oysa stoktaki azalış çok daha fazladır. 11 Aralık'a kadar olan dönemde yabancıların Türkiye'deki hisse senedi stoku 21.8 milyar, devlet iç borçlanma senedi stoku ise 19.1 milyar dolar azalmıştır. Yani toplam azalma yaklaşık 41 milyar dolardır. Ama dikkat, bu stoktaki azalmadır. Her ne kadar bazı anlı şanlı uzmanlarımız, kocaman kocaman akademik unvanlar taşıyan profesörlerimiz stoktaki azalmayı döviz çıkması olarak görüyorlarsa da, gerçek budur; 41 milyar dolar stok azalmasıdır; çıkan döviz 8.7 milyar dolardır. Stok azalmasıyla net çıkış arasındaki 32.3 milyar dolarlık fark, "sanal" etkenler dediğimiz fiyat düşüşü ve kur artışından kaynaklanmıştır. 

Hem kaldı ki Türkiye'den bir yılda 41 milyar dolar çıkacak olsa bunu karşılama gücümüz var mıdır, biraz onu düşünmek gerekir.

72.5 milyar dolarlık stok

Merkez Bankası verilerine göre, 11 Aralık itibariyle yabancıların 40 milyar dolarlık hisse senedi, 32.5 milyar dolarlık da devlet iç borçlanma senedi bulunuyor. Yani toplam tutar 72.5 milyar dolar.

Başa dönersek, bu 72.5 milyar dolarlık stokun, net olarak yüzde 10'u, 20'si bile çıksa bu Türkiye için çok büyük rakamdır. Ve şunu bir kez daha vurgulayalım; "Yabancı çıkacağı kadar çıktı, artık ne çıkması için bir olumsuz etken kaldı, ne çıkaracağı para" demiyoruz, kimse de diyemez. Dolayısıyla rehavete kapılmak bize pahalıya mal olabilir.  

32131.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar