Yabancılar borsada net alıma geçti

Naki BAKIR
Naki BAKIR MAKRO BAKIŞ [email protected]

Yurt dışı yatırımcılar Borsa İstanbul’da (BIST) hafta­lar sonra net alıma geçtiler. 16-23 Ağustos haftasında devlet iç borçlanma senetlerinde (DİBS) 1 milyar doların üstünde net sa­tıcı olan yabancılar, Borsa’da ise 66 milyon dolarla net hisse senedi alımı gerçekleştirdiler.

Ekonomide köklü politika de­ğişikliği ile uygulamaya konulan program kapsamında esas olarak geçen yıl temmuz ayı ortalarında devreye giren “parasal sıkılaştır­ma” tedbirleri paralelinde faizle­rin kademeli artışlarla Haziran 2023-Mart 2024 döneminde yüz­de 8,5’ten yüzde 50’ye çıkarılması, DİBS ve özel sektör tahvillerinin (ÖST) cazibesi artırmış, “carry trade” de dahil yabancıların Türk menkul kıymetlerine ilgisi gide­rek büyümüştü. Son bir yılda ya­bancı yatırımcılar Borsa’da net satıcı olurken, DİBS’e 13 milyar doların üzerinde yatırım yaptı.

Ancak son beş aydır sabit tutulan Merkez Bankası politika faizinin, enflasyonda başlayan düşüşler ve cari açıktaki hızlı küçülme para­lelinde yeniden indirilmesi bek­lentileri piyasalarda satın alınma­ya başladı. Faiz indiriminin ideal zamanlaması tartışılırken, bunun yabancı ilgisini nasıl etkileyeceği de gündeme geldi. İndirimin dış finansal yatırımcı iştahını nasıl etkileyeceği konuşulurken, 16-23 Ağustos haftasında yabancıların Borsa’da yeniden net alıma geç­mesi dikkati çekti.

Mayısta DİBS’e hücum yaşanmıştı

Ekonomide geçen yıl ikinci ya­rıda başlayan yeni dönemde ara­lık ayına kadar yabancıların hisse senedi ve DİBS yatırımları genel­de mutedil ve paralel bir seyir iz­lerken, aralık ayında hisse sene­dinde net 1,5 milyar DİBS’te net 1,3 milyar dolarla yüklü alımlar yapılmıştı. Bu yılın ilk dört ayın­da da yabancıların her iki enstrü­mana da yatırımları düşük kalır­ken, özellikle carry trade akımı­nın yeniden zirve yaptığı mayıs ayı ile birlikte denge kökten de­ğişti.

Yabancılar mayısta his­se senetlerinde 394,1 milyon do­larla net satıcı olurken, DİBS’te 6 milyar 597,1 milyon ve özel sek­tör tahvillerinde (ÖST) de 144,4 milyon dolarlık net alım yaptılar. Bu eğilim izleyen iki ayda da kıs­men devam etti. Haziranda net 1 milyar 367,9 milyon dolar­lık hisse satan yabancılar, net 687,5 milyon dolar­lık DİBS ve 93,4 milyon dolarlık ÖST aldılar.

Temmuzda ise son işlem haftasındaki 128,5 milyon dolarlık net satışla bir­likte yabancıların ayın tümün­deki hisse senedi işlemleri 94,4 milyon dolar net alım şeklinde gerçekleş­ti. Aynı ayda ya­bancılar DİBS’te ise net 2 milyar 973,8 milyon do­larla yeni bir yüklü alım yaptılar.

Yabancılar Borsa’da 26 Temmuz-2 Ağustos işlem hafta­sında 169,2 milyon, 2-9 Ağustos haftasında 323,5 milyon ve 9-16 Ağustos’ta 297,6 milyon dolarla net satıcı oldu. Buna göre yaban­cılar bu dönemde Borsa’da top­lam 790,3 milyon dolar, temmu­zun son işlem haftası da dahil edi­lirse net satıcı oldukları son beş haftada 918,7 milyon dolarlık sa­tış gerçekleştirdi. 16-23 Ağustos haftasındaki 66 milyon dolarlık net alım ise bunun tersine bir eği­lim oluşturdu.

Yabancılar DİBS’te ise 2 Ağus­tos’la biten işlem haftasında 162,1 milyon dolarla net satı­cı, 2-9 Ağustos’ta 14,6 milyon ve 9-16 Ağustos’ta 1 milyar 404,4 milyon dolarla net alıcı olur­ken, son verinin ait olduğu 16-23 Ağustos işlem haftasında 1 mil­yar 26,4 milyon liralık net satış yaptılar. Böylece yabancıların son bir aydaki DİBS işlemleri 233,6 milyon dolar net alım şek­linde gerçekleşti.

Yabancılar 16-23 Ağustos haf­tasında ÖST’de de 21,3 milyon ve son bir ayda 12,8 milyon dolar­la net satıcı oldular. Böylece üç enstrüman toplamında yabancı menkul kıymet işlemleri 16-23 Ağustos haftasında 981,7 milyon, son bir ayda ise 503,5 milyon do­larlık net satışla sonuçlandı.

Bir yılda DİBS’e net 13,3 milyar dolar

Yurt dışı yerleşiklerin, 23 Ağustos itibarıyla son bir yılda net bazda 13 milyar doları aşan menkul kıymet yatırımlarının tamamına yakınını, yüksek fa­izin cazibesi dolayısıyla DİBS alımları oluşturdu. Türkiye’nin yeniden rezerv biriktirmesine katkı yapan bu sıcak para girişle­ri, önceki dönemde swaplar dahil hacmi açık farkla eksiye geçmiş olan rezervlerini yeniden büyüt­mesine yardımcı oldu.

Merkez Bankası’nın haftalık menkul kıymet istatistiklerinde yer alan veriler üzerinden piyasa fiyatı ve kur/parite hareketlerin­den arındırılarak yapılan hesap­lamaya göre, yurt dışı yerleşikle­rin Türk menkul kıymet alımları için 25 Ağustos 2023-23 Ağus­tos 2024 arasındaki bir yıllık dö­nemde getirdikleri toplam sıcak para net 13 milyar 313 milyon dolar. Bunun da 13 milyar 290,5 milyar dolarla büyük bölümünü DİBS alımları oluşturuyor. Ya­bancıların aynı dönemdeki ÖST alımları da 323,7 milyon dolar olurken, Borsa’da ise son bir yılda 300,9 milyon dolarla net satıcı ol­dukları görülüyor.

Portföy 50 milyar doların altına indi

Yurt dışı yerleşiklerin Türk menkul kıymetlerinden oluşan portföyünün (stok) piyasa değe­ri ise 16-23 Ağustos haftasında 2 milyar 586,4 milyon dolar kü­çülerek 48 milyar 392,9 milyon dolarla yeniden 50 milyar dola­rın altına indi. Anılan haftada­ki azalmanın 919,1 milyon doları Borsa’daki, 1 miyar 642,6 milyon doları DİBS, 24,7 milyon doları da ÖST portföyündeki değer kay­bından kaynaklandı.

Yabancıların menkul kıymet portföyünün stok değeri 23 Ağus­tos itibarıyla son bir ayda 6 milyar 308,2 küçüldü. Bunun da 5 milyar 741,5 milyon doları hisse senetle­rinden, 543,2 milyonu DİBS, 23,6 milyon doları ÖST’den kaynak­landı. Bu kayba rağmen yabancı portföyü 2023 sonundaki değeri­nin 16 milyar 163,4 milyon dolar üzerinde kaldı. 2023 sonuna göre yabancıların DİBS portföyünün 10 milyar 516 milyon dolar his­se senedi portföyünün 5 milyar 310,5 milyon ve ÖST portföyünün 336,8 milyon dolar daha değerli olduğu belirlendi.

Son bir yıllık dönemde ise ya­bancıların menkul kıymet port­föyünün piyasa değeri net 18 mil­yar 19,6 milyon dolar arttı. Bu dönemde stokta yaşanan büyü­menin 12 milyar 342,4 milyon do­ları DİBS’ten, 5 milyar 344,7 mil­yon doları hisse senetlerinden, 332,3 milyon doları da ÖST’den kaynaklandı.

Yabancıların geçen yıl ağustos ayının son iş gününde piyasa de­ğeri 30 milyar 373,3 milyon dolar olan menkul kıymet portföyleri bu yıl 26 Temmuz’da 54 milyar 701,1 milyon dolarla ay sonları itibarıyla en yüksek düzeye ulaşmıştı.

Faiz inerse Borsa ne olur?

Borsa ve hisse senedi yatırımı, aynı kaynak­lardan besleniyor. Finansal yatırıma ayrı­lan fonlar faizlerin yükseldiği dönemler­de tahvil ve bonoya; düştüğü dönemlerde ise Borsa’ya yöneliyor. Başka deyişle faiz ve Borsa endeksi zıt yönlü hareket ediyor; faizler yükseldiğinde Borsa düşerken, faizler düştüğünde Borsa yükseliyor.

Buna göre faizlerin düzeyi ile hisse senetlerinin değeri (Borsa endeksi) arasın­da ters yönlü bir ilişki bulunuyor. Gayri safi yurt içi hasılada (GSYH), başka deyişle reel ekonomide küçülme yaşanan dö­nemlerde finansal alanda canlanma ekonomiye ilişkin algıyı, ekonomik güveni ve geleceğe ilişkin beklentileri pozitif yönde etkiliyor. Kamuoyunda Borsa yükseldiğinde ekonominin iyiye, düştüğünde kö­tüye gittiği şeklinde yaygın bir kanı bulunuyor. Bu faktör, siyasi karar alı­cıların faiz konusundaki tavrına yansıyor. Borsa’nın canlanması siyasal iktidarlarca önem ve öncelik verilen bir konuyu oluşturuyor.

 Faiz indirimi gerekli mi, neden?

 Ekonomide önceki dönemde bozulan dengeleri rasyonel zemine oturtma, kontrolden çıkan enflasyon ve cari açığı aşağı çekme ihtiyacı Türkiye’yi köklü politika değişikliğine zorlamıştı. Bir yılı aşkın süredir uygulanmakta olan parasal sıkılaştırma esaslı program döneminde cari açık hızla küçüldü, enflasyonda başlayan düşüşün giderek ivme kazanması da güçlü olasılık. Ancak politika faizinin son beş aydır sabit tutulmasına karşın var olan yüksek faiz düzeyi üretim, tüketim ve yatırımları olumsuz etkiledi.

Bir yandan programın ekonomiyi soğutucu etkisi nedeniyle reel ekonomide ortaya çıkan resesyon emareleri, diğer yandan temel makro ekonomik göstergeler olarak enflasyon ve cari açığın rasyonel zemini yakınsaması nedeniyle faiz indirimi yeniden beklenti haline geldi. Hem üretim, tüketim ve yatırımları destekleyerek reel ekonomide büyümeyi sağlama hem de Borsa’da yeni bir canlanmayı tetikleyerek ekonomik güven ve kamuoyu algısını pozitife çevirme etkisi dolayısıyla faiz indirimi gerekli hale geldi. İndirim sürecinin bu yılın son çeyreğinde veya en geç 2025 başında devreye girme olasılığı güçlendi.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar