Yabancıda artış iyi, içerde Türkler akraba dahil alternatif arıyor!

Volkan AKI
Volkan AKI İŞ'TEN SOHBETLER [email protected]

Dövizdeki yükselişin ilk etkilediği, geçişkenliğin en yüksek olduğu sektörlerden biri turizm. Bu etkinin olumlu ve olumsuz yönleri var ve aslında pek çok ayrıntıyı içinde barındırıyor. Örneğin, ‘döviz yükseldi, Türkiye’de herkes yurt dışından yurt içine yöneldi’ gibi ilk etapta yapılan haberlere hemen bakmamak, daha geniş bir perspektif ile değerlendirmek gerekiyor. İşte biz de bu açıdan özellikle iç turizmi çok iyi takip eden Tatilsepeti.com Genel Müdürü Koray Küçükyılmaz ile ayrıntılı bir sohbet yaptık. Koray Küçükyılmaz’ın değerlendirmelerine göre ilk görünen olumlu etki, Türkiye’nin özellikle yabancı turist sayısı ve geliri açısından çok iyi bir sezon geçirdiği… Fakat aynı şeyi Türkler için söylemek mümkün değil. Yurtdışına seyahat dramatik düşüyor. İçerde de fiyatlar yüzde 35 gibi yükseldi. Üstelik yabancı artışından yer bulmak da zor. O yüzden, son yıllarda ilk defa Türklerin seyahat etme trendinin yavaşlayacağı anlaşılıyor. Tatil yapmama, ucuz otel tercihi, kısa tatiller hatta akraba ziyaretleri gibi alternatiflerin öne çıkacağı görülüyor. Turizmle ilgili bu sohbetimizi bu hafta size aktarıyorum…

Türkiye’de 14 yıldır faaliyette olan ve tüm operatörleri ve onların en iyi alternatiflerini toplayıp tüketiciye sunan bir pazar yeri olan tatilsepeti.com, aslında e-ticaret alanındaki en başarılı örneklerimizden biri… Tatilsepeti.com Genel Müdürü Koray Küçükyılmaz’da bu know-how ile sektörün nabzını en iyi tutan isimlerden biri… O zaman yakalamışken önce seçimlerin turizme etkisinden başlayalım. Koray Küçükyılmaz ilk etaptaki değişimi şöyle anlatıyor:

“Bu sene özellikle seçim tarihi açıklandıktan sonra tam sezonun ortasında 3 haftayı kitlediği için doğal olarak iç turizmde bir problem yarattı. İnsanlar o tarihlerde seçime katılabilmek için programlarından vazgeçtiler. Bir rezervasyonları bu nedenle ertelendi diğer yandan ise fiyatlarda önemli bir artış oldu. Ama genel anlamda Türkiye turizmi fena gitmiyor. Yurtdışında gelen turist sayısında önemli bir artış var. İlk 3 ay TÜİK’in açıkladığı verilere bakarsak yüzde 30’lar civarı bir artış var. Daha sonraki aylardaki rakamlar açıklanmadı ama inen uçak sayılarından tahminimiz bunun yüzde 40’lara çıktığı yönünde. Bu da şunu gösteriyor Türkiye ciddi oranda turizm gelirlerini ve kişi sayısını artıracak”.

Döviz avantajı var, fiyatlar artırılamadı

Türkiye’ye yönelik talebin artmasında siyasi tansiyonun daha düşük olmasının yanında sebepler de var. Küçükyılmaz şöyle değerlendiriyor: “Dolar ve euronun TL karşısında değer kazanması da tetikliyor ama ayrıca Türkiye aslında ciddi fiyat artışları da yapamadı. Geçen sene fiyatlar yüzde 15 gibi geriye gitmişti. Bu sene ancak döviz cinsinden yüzde 4-5 bunu karşılamak mümkün olabiliyor. Ama tabii otelciler için maliyetlerin ağırlığı, yatırım ve krediler dışında TL olduğu için, dövizdeki bu artış onların gelirlerini artıracak bu sene… Türkiye kişi sayısı olarak baktığınızda sene sonu tahminim 43-44 milyon yabancı turist sayısına ulaşabilecek gibi görünüyor. Bu da yüzde 25 civarı bir artış demektir geçen sene yaklaşık 38 milyondu. Gelir olarak 32 milyar dolarlar seviyesine ulaşır. Türkiye’nin en yüksek yılı 2014 yılıydı ve o yıl Türkiye turizmden 34 milyar dolar gelir elde etmişti. Ama daha az bir turist vardı 41 milyon civarıydı. O yıllara göre ortalama fiyatlarımızda bir düşüş var. Bunları çok hızlı çevirmek de mümkün olmuyor. Ama bu doluluk oranlarıyla baktığımızda ekstra bir şey yaşamazsak, önümüzdeki yıllarda bu sayı daha da artacaktır”.

İç pazarda tablo çok farklı

Dediğim gibi döviz yükseldi Türkler içeri yöneldi tam doğru bir değerlendirme değil. Tabloyu şöyle okuyor Koray Küçükyılmaz: “Biz tabii daha çok iç pazara bakıyoruz. Çünkü odağımız daha çok iç pazar. Turizmin olumsuz gittiği dönemlerde, yabancı turistin gelmediği dönemlerde oteller genellikle boşluklarını doldurabilmek için iç pazar yolcusuna ciddi avantajlar sağlamışlardı. O yüzden o dönemlerde iç pazar fiyatları da artmadı hareketli dönemler yaşandı. İç turist sayısı da ciddi oranda o dönemlerde arttı. Şimdi ise durum biraz değişti. Neden değişti, iki şeyden dolayı değişti. Şu anda yurt dışına satmak yurt içine satmaktan daha anlamlı hale geldi. Çünkü yüzde fiyatlar yüzde 4-5 bile artsa, geçen seneden bu yana dövizde yaklaşık yüzde 30 bir devalüasyon var. Bu iki artış geliri önemli ölçüde artırıyor. İç pazarda bu artışlar tam yapılamadı. Ya da birebir yapılmaya çalışıldı. İç turizmde 1 rezervasyonun ortalama fiyat artışı yüzde 35 gibi görünüyor. Türkiye’de hiçbir hane halkının geliri yüzde 35 artmadı”.

Akraba yanı bile alternatif oluyor

"Peki bu ikili kıskaç Türkiye vatandaşını nasıl etkiliyor? Şimdi bu neye neden oluyor. Fiyatın bu yükselmesini karşılayanlar rezervasyonlarını yapıyor. Çoğunluk ise ya geçen senelerdekinden daha hesaplı otelleri tercih etmeye çalışıyor veya gün sayısını kısaltıyor. 5 gece ise 3 geceye düşürüyor ya da konaklamadan vazgeçiyor. Daha farklı alternatiflere yöneliyor bir kısmı da evler, yazlıklar, akrabalar orada alternatifler arıyor… Veya zaten seçim var bu sene de gitmeyelim gibi vazgeçme gündeme gelebiliyor. Dolayısıyla iç pazarın daraldığını söyleyebiliriz. Tabii Türklerin iç talepteki düşüşü yanında, geçen seneye göre en büyük düşüş, yurtdışı talebinde görülüyor. Biz bunu özellikle Google arama hacimlerinde de görüyoruz. Burada düşüş çok yüksek. Aslında ilk 3 aydaki çıkışlar geçen seneye göre fazla. Ancak ondan sonra kurlardaki dalgalanma ile birlikte radikal bir talep düşüşü var. Bunun her seyahat lokasyonuna etkisi var. Ama bu defa dışarıya gidemediği gibi içeriye dönüş oranı da daha düşük. İç turizme de yönelemiyor ya da başka yöntemler denemeye çalışıyor. Çünkü artık içerde de fiyatlar yüksek…”

Kurumsal talepler daha etkilenmedi

İç turizmi etkileyen başka faktörler de var bu yıl. Bunları şöyle sıralıyor Koray Küçükyılmaz: “Bir de şu var oteller yurtdışı talep nedeniyle bu sene dolu. Eğer son dakika gitmek istese dahi Türkler belki yer bulamayacak. İç turizmde bölge tercihleri de belki biraz değişecek örneğin Bodrum yerine daha uygun tesislerin olabildiği Alanya, Marmaris gibi yerler tercih edilebilecek. Bu sene iç pazardaki büyümeyi bunlar frenleyecek gibi görünüyor. Turizm amaçlı yurt dışına çıkış dramatik düşebilir. İş amaçlı çıkışlar henüz çok yüksek oranda etkilenmedi. Bizim kurumsal faaliyetlerimiz de var ve buradan biz takip edebiliyoruz. Tasarruf politikaları yeni yeni devreye giriyor şirketlerde. Şirketlerin burada genel teamüllerde seyahatleri azaltmak, bayi toplantısı gibi etkinlikleri azaltmak ya da daha tasarruflu yerlerde, yapmak gibi davranışları oluyor. Zorunlu olmadıkça aktiviteleri azaltmak gibi yöntemlere gittiklerini hep gözlemleriz. Şu ana kadar bunları çok hissetmedik ama ekonomideki ve kurlardaki dalgalanma devam ederse hissetmeye başlayabiliriz”.

1.3 milyar insan ülke değiştirdi

Dünyada seyahat etme talebi çok hızlı yükseliyor. Buradaki trendleri Koray Küçükyılmaz şöyle aktarıyor: “Türkiye’de iç-dış seyahat talebi dünyadaki trendler paralelinde artış gösteriyordu. İlk defa bu yıl bu talep azalacak gibi görünüyor. Dünya geneline bakarsak seyahat talebi çok hızlı yükseliyor. Sosyal medya, insanların deneyim yaşama isteği, ulaşım imkanlarının kolaylaşması. Dünya Turizm Örgütü’nün en son 2016 yılı verilerine göre 1.3 milyar insan ülke değiştirerek seyahat etti. Bir ülkeden başka bir ülkeye geçti… Yani yaklaşık dünya üzerinde yaşayan insanların yüzde 20’si yurt dışına seyahat etmiş. İç turizm verileri buna dahil değil. Fakat kriz dönemlerinde seyahat hala kolay vazgeçilebilir bir unsur oluyor. Çünkü temel ihtiyaç değil büyük bir kitle için… Türkiye’de de alternatiflere yöneliş var. Akrabalara ziyareti, yakın yerlere gitmek. Daha kısa seyahatler yapmak. Özellikle aile olarak tatil yapmak zorlaşıyor. Bunlardan kısma yoluna gidiliyor. Bu sene böyle gidecek gibi görünüyor. Dönemsel etkiler de var. Örneğin Ramazan Bayramı’nın kısa oluşu seçime ek olarak bir faktör. Toplam yurt dışına çıkışların yüzde 50’si bayram dönemlerinde yapılıyor. En planlanabilir tatil bu aralıklarda oluyor”.

Tatilsepeti kâr eden bir model

Tatilsepeti.com Genel Müdürü Koray Küçükyılmaz: “E-ticarette kâr etmek hala çok zor. Tatilsepeti bu modellerin dışında karlı bir yapı. İş modeli olarak bir pazar yeri aslında. Herkesin ürününü alıyor getiriyor topluyor ve sizin için en uygun koşulları, en uygun ödeme koşullarıyla çıkarıyor. Satın almayı da direkt bizden yapıyorsunuz. Bizim sözleşmemiz gidiyor. Başka bir şirketle uğraşmıyorsunuz. Diğer benzeri siteler size sadece seçenekleri çıkarıyor, A operatörünün fiyatı bu, B operatörün fiyatı bu ve sizi satan siteye yönlendiriyor. Biz müşterimize bunu yaptırmıyoruz. Onun için en iyi opsiyonu seçiyoruz ve bunu müşterimize sunuyoruz. Bu çok iyi işliyor ve hatta pek çok müşterimiz bizi bir operatör, bir acente zannediyor. 14 yıldır faaliyetlerimizi sürdürüyoruz ve Türkiye’de müşteriyi çok iyi tanıyoruz. E-ticarete Türkiye’de güven az ama bizim güven oranımız çok yüksek. Yıllık 20 milyon tekil ziyaretçimiz var ve bu Türkiye için çok önemli bir rakam. Biz bir perakende sitesi de değiliz sonuçta. Bir fon sermayesi ortaklığımız var ve sürekli hizmetlerimizi geliştiriyoruz”.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar