Yabancı yatırımcı haftalar sonra net alım yaptı

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Son dönemde çok önemli bulduğumuz ve hemen hemen her hafta köşemize taşıdığımız bir gösterge var. Yabancı yatırımcıların hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedi alım-satımına ilişkin net tutarlar. Bu konuyla ilgili olarak geçen hafta bir gözlemimizi aktarmış ve "Yabancı satışları hız kesti, geri dönüş başlar mı" diye sormuştuk. Şöyle devam etmiştik geçen haftaki yazımıza:

"Yabancı yatırımcıların özellikle devlet iç borçlanma senedindeki satışları son iki haftada belirgin olarak hız kesti. Bu durum, mevcut kur düzeyinin artık biraz kanıksandığını da gösteriyor olabilir; satış yapıp bu kur düzeyinden çıkmanın çok zarar edilmesine yol açtığını da, aynı şekilde bu kur düzeyinden girişin çok karlı bulunduğunu da..."

İşte geçen haftanın rakamları belli oldu ve yabancı yatırımcılar bir ayı aşkın sürenin ardından ilk kez net alım gerçekleştirdiler. Yabancılar, 9-16 Aralık haftasında 37 milyon dolarlık hisse senedi, 38 milyon dolarlık da devlet iç borçlanma senedi olmak üzere toplam 75 milyon dolarlık alım yaptılar.

Bu tutar öyle çok önemli bir düzeye işaret etmiyor tabii ki. Ama eğilim önemli. Daha önce net olarak son alımlarını 21-28 Ekim haftasında gerçekleştiren yabancılar, sonraki dönemde sürekli net satıcı konumunda olmuşlardı. Yabancılar, 28 Ekim'den 9 Aralık'a kadar olan altı haftada hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedinde toplam 2.8 milyar dolarlık satış yapmışlardı.

Ama satış hız kesiyordu ve bu durum sanki yeniden alıma dönüleceğinin işaretlerini veriyor gibiydi. Çünkü 4 Kasım'dan 25 Kasım'a kadar olan üç haftada 2.5 milyar dolar satış yapıldıktan sonra, yabancılar satışta birden frene basmışlardı.

25 Kasım'la 2 Aralık arasındaki haftada 133 milyon, 2 Aralık'la Aralık arasındaki haftada 44 milyon dolarlık satış yapılmıştı.

İşte bizim geçen hafta "Dönüş başlar mı" diye sormamıza yol açan da bu tabloydu, satıştaki bu yavaşlamaydı. Nitekim çok fazla olmamakla birlikte yabancı yatırımcılar geçen haftayı net alıcı olarak kapattılar.

Gelmek için bu kur çok uygun olabilir

Hani "alırken kazanmak" diye bir kavram vardır. Yabancı için de Türkiye'de menkul kıymetlere yatırım yaptığında alırken kazanabilmesi için iki temel ölçüt var. Bunlardan biri yatırım yapılan menkul kıymetin getirisi, diğeri ise Türkiye'ye getirilecek dövizin hangi kurdan Türk parasına çevrileceği.

Menkul kıymet getirileri de önemli elbette ama dövizin düzeyi ilk bakışta daha büyük önem taşıyor. Bir yabancı yatırımcı Türkiye'ye örneğin ekim ayı sonunda gelse, 1000 doları karşılığında 3100 lira elde edebilecek ve bu 3100 lirayı değerlendirebilecekti. Oysa şimdi aynı yatırımcı 1000 dolar getirdiğinde eline geçecek para 3500 lira dolayında. Yani bir buçuk ayda zaten yüzde 13'lük bir kar ortaya çıkmış durumda.

Eğer bu yabancı yatırımcı kurun bu dolaylarda kalacağını ve öyle çok hızlı hareket etmeyeceğini düşünüyorsa, bu kur düzeyi Türkiye'ye gelmek için çok uygundur. Önemli olan da bu kurun yeniden sıçrayıp sıçramayacağına dönük bakış açısıdır. İki ayı bile bulmayan bir süreçte dolar 3.10'dan 3.50'ye gelmişse, önümüzdeki bir-iki ayda da bu kez 3.50'den 3.70'lere, 3.90'lara ya da daha yukarıya bir gidiş olacağı kaygısı yaşanıyorsa tabii ki kimse gelmez. Ama ya 3.50'lerin çok değişmeyeceği düşünülüyorsa...

Önümüzdeki haftalarda da yabancılar Türk menkul kıymetlerine yatırımlarını sürdürürlerse, kurun yeniden fırlamayacağına olan inanç giderek pekişiyor demektir.

Ama bu konuda kesin yargıya varabilmek, öyle birkaç haftalık hareketle mümkün olamaz. Bir süre daha beklemek ve hareketin yönünü gözlemek gerekecek.

Kimse dövizine dokunmuyor

Dövizinizi bozdurun" çağrılarında o eski hararetli dönem geride kaldı. Kim ne kadar döviz bozdurdu, bunu kimsenin bilme olanağı da yok. Hani ne kadar döviz bozdurulduğunu tam olarak bilmek mümkün olsa bile dövizini kimin hangi amaçla bozdurduğunu bilme şansımız yok bir kere...

Yastık altından çıkarılan dövizin miktarını bilemeyince biz de bankalardaki döviz hesaplarını izliyoruz. Son bir buçuk aya baktığımızda bankalardaki döviz tevdiat hesaplarında kayda değer hiçbir hareketin olmadığını gözlüyoruz.

Vatandaş eskiden döviz yükseldiğinde satıp ucuzlayınca bu dövizi yerine koymayı tercih ederdi. Döviz pahalanınca bu sefer artık satış da görmüyoruz. Herkeste sanki bir bekle gör havası var. En azından dövizin keskin bir kırılmayla bir ay, iki ay önceki düzeylere ineceği beklenmiyor olmalı ki satışa niyetlenene rastlanmıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar