Yabancı Türkiye’nin tüketim gücüne güvenir
Cemaat ne kadar çok olsa da imam gene kendi bildiğini okurmuş. Benzer şekilde yabancı yatırımcılar da, küresel ekonominin görece kısa vadeli, gelgeç gündemlerine takılıp kalmazlar. Esas dikkate aldıkları uzun vadeli büyüme eğilimleridir. Pazar payları, fırsat maliyetleri onlar için çok daha kalıcı ve belirleyici nitelikte adımlardır.
Yabancı işini mi bilir, eğilimleri mi takip eder?
Tablo. Kısa ve uzun bakış açılarında yabancıların hisse ve bono hareketleri
Yabancıların hisse ve bono hareketlerini irdeleyen ilk tablomuzun üstteki kısmında, 2018’in ilk günlerinden 2019 Mart başlangıcına kadar geçen 61 haftanın toplam yabancı hisse senedi ve bono alım satımları yer almaktadır. Tablonun alttaki kısmındaysa, sadece 2019 yılının ilk dokuz haftası dikkate alınmaktadır. Burada da yabancı hisse ve bono alımlarındaki kısa vadeli toplam takip edilmektedir. Tablonun üstteki uzun vadeli 61 haftalık toplamı, hissede 378 milyon dolar; alttaki 9 haftalık toplamı, 1.394 milyon dolar alımı işaret etmektedir.
Bonoda üstteki 61 hafta -1.708 milyon dolar çıkışı, alttaki 9 hafta -706 milyon dolar çıkışı ortaya koymaktadır. Bu tablodan şu sonuçlara ulaşılmaktadır:
1. Hem kısa hem de uzun vade için hisse alınıp, bono satılmaktadır.
2. Kısa vadede hisse alımları ivmesini artırırken, bu alışlar uzun vadede kısmi satışlarla ılımlı bir alış tercihine dönüşmektedir.
3.Bonoda uzun vadeli satış birikimi, kısmen yüklü boyuttadır. Kısa vadede bu satış eğilimi devam ederken, satış ivmesinde yorgunluk belirtileri öne çıkmaktadır.
2018 GSYH sonucu 2019’a ilişkin hangi ipuçlarını vermektedir?
Açıklanan 4. çeyrek GSYH verileriyle ekonominin detayları çok daha net bir nitelik kazanmıştır. 2018 yılını 784 milyar USD milli gelirle bitmiştir. Böylece önceki yılın 851 milyar USD milli gelirine kıyasla, dolar bazında %7.87 küçülünmüştür. Bu sonuç; 1 triyon USD ekonomik büyüklükle orta gelir tuzağından kurtulmak isteyen Türkiye’nin, hedefinden uzaklaştığını göstermektedir. Çünkü kişi başına düşen GSYH, 784 milyar USD milli gelirle 9,632 USD e karşılık gelmektedir.
Grafik. Cari Açık / GSYH oranında 2018 seyri ve Dolar/TL
Zincirlenmiş hacim endeksine göre son çeyrek %3 daraldık. Böylece, yıllık milli gelir artışımız da %2.6 düzeyinde kaldı.
2018 yılı toplamında 37 milyar USD ile sonlanmış olan cari açık, Ocak’ta da beklentiler paralelindeydi. Oysa tahminen %2 daralacak 2019 yıllık ekonomisiyle, cari açığın birikimi de tahminen 17 milyar USD düzeyinde gerçekleşmiş olacaktır. 2018’i %3.5 kapatmış olan “Cari açık/GSYH” oranı, 2019 için %2.2’lere kadar gerileyebilecektir. Bu sonuçlardan da şu çıkarımları elde etmektediyiz:
i. 2018 Ağustos’taki yüksek ivmeli USD/TL nin ekonomide tetik etsi oluşturduğu söylenebilmektedir.
ii. Dördüncü çeyrekle birlikte negatif büyüme periyodu da başlamış olmaktadır.
iii. Mevsimlik turizm kaynaklı döviz girişleriyle, hızlanan ihracat ivmesi yılın son aylarında cari fazla verebilmiştir.
Yabancı hisseden vazgeçmezken bonoda satıcı
Yabancıların kısa vadeli menkul kıymet alım satım tercihlerinde birçok parametre etkili olabilmektedir. Bu parametreleri sıralarsak; risk iştahı, FED faiz kararları, jeopolitik gerginlikler, küresel enerji ve emtia fiyatlarındaki eğilimler gibidir. Oysa tüm bunlar çoğu zaman, uzun vadeli bakış açıları için birer gürültüden öteye geçmezler. Öyleyse yabancının attığı tüm kısa vadeli adımları bir yana itmeli, uzun vadeli bir perspektif elde etmelidir.
Türkiye’nin risk primi çeşitli nedenle zaman zaman artabilmektedir. Gelin görün ki tüm bu artışlar, Türkiye’ye uzun vadeli bakışını çok fazla etkilememektedir. Çünkü Türkiye de, her şeye rağmen liberal ekonominin işleyici devam etmektedir. Bono’nun portföylerdeki tercihini, ülke risk primi ve faiz düzeylerine yansıma ölçütü belirler. Hisse senetlerine gelince durum değişir. Türkiye’nin milli gelirdeki tüketim payı %65 lerin altına inmez. Bu gerçek, hisse senedine olan ilgiyi belirli bir düzeyde tutmayı başarır. Diğer boyutuyla, yabancı açısından oldukça cazip fiyatlara gerilemiş şirket değerleri, değerlendirilmesi gereken önemli bir fırsattır. Demek ki yabancı hisse senetlerine uzun vadeli yatırım yaparak; Türkiye’nin özel sektörüne, girişimcisine ve her şeyden de önemlisi, tüketicisine güvenmektedir.