Yabancı finans kaynaklarıyla ithalatta KKDF tartışması
Yabancı finans kaynaklarıyla yapılan ithalata ilişkin KKDF uygulamasına ilişkin bir sektörü örnek baz alarak duruma bakalım. Gerisini şirketler kendi durumlarına göre yorumlayabilir.
Bir ülke menşeli yatırım mallarının ihracatının teşvik edilmesi amacıyla ticari bankaların doğrudan üstlenmek istemedikleri veya üstlenemeyecekleri muhtelif risklere karşı ih-racatçı ülkeler Export Credit Agency isimli kurumları oluşturmuşlardır. (Örneğin Almanya'da HERMES, ABD'de US EXIM, Güney Kore'de KEXIMBANK)
Bankalar tarafından düzenlenen yurt dışı teminat mektubu karşılığı kullanabilecek bu krediler genellikle 2 ila 5 yıl arasında vadeli oluyor. Bu kredilerde ihracatçı firma parasını aracı bankadan peşin alıyor. Kredi kullanan proje sahibi ise ödemeyi vadeli olarak gerçekleştiriyor. Ülke Kredilerinde, İhracat Kredi Kuruluşu (Export Credit Agency-ECA), ithalatçı (alıcı), ihracatçı (satıcı), ithalatçı banka (garantör) ve ihracatçı banka (kreditör) oluyor.
Dünyada tarım alanında gelişmiş ülkeler yıl içerisinde birden fazla ürün alabilmek, daha verimli tarım yapabilmek gibi maksatlarla tarım ürünleri üzerinde araştırmalara ciddi ra-kamlar ayırıyor. Doğal olarak finansman ve pazarlama politikaları da geliştirilmiş oluyor. Son yıllarda genetiği değiştirilmiş ürünlerle ilgili olarak büyük yatırımlar yapıldığı biliniyor. Gıda ithalatçısı ülkeler sağlıklı ürün ithal etmenin yol ve yöntemlerini nüfuslarını beslemek için araştırıyorlar. ABD, Japonya, İsrail, Hollanda, İtalya gibi büyük üretici ülkelerin az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelere nazaran dünya ticaretinde çok ciddi imkan ve karlılıklara sahip oldukları biliniyor.
Bu ülkelerin ihraç edecekleri tarım ürünlerinin finansmanını sağlamak üzere kurumlar oluşturduğu bir gerçektir.(Örnek; ABD Tarım Bakanlığı'nın oluşturduğu finans şirketi Commadity Credit Corporation (CCC) Kurumu gibi) Finasman kredilerinin kullandırılmasında sistem şöyle işliyor; ithalatçı ülkelerde be-lirlenen aracı bankalar adına krediler açılıyor ve ithalatçı ülkedeki bankalara söz konusu kredileri kullanmak isteyen gıda ithalatçısı firmalar başvuruyor. Bu başvurular aracı bankalar tarafından ihracatçı ülkedeki karar verecek makamlara iletiliyor ve bu makamlar tarafından kredi kullandırılmasına izin verilmesi halinde, ithalatçı ülkelerdeki aracı bankalar akreditif açıyor. İthalatın yapıldığı tarih itibarıyla, ihracatçı ülkeye bilgi veriliyor.
İşte sorun bu aşamada ortaya çıkıyor. Örneğin; ABD Tarım Bakanlığı'nın oluşturduğu finans şirketi Commadity Credit Corporation (CCC) Kurumunun resmi internet sitesinde, 2012 yılı itibarıyla Türkiye'de GSM 102 kredisi başvurusu yapılabilecek bankalar sıralandığı gibi aynı uygulama diğer ülkeler için de yapılıyor.
Bu ithalatlar sırasında gümrüklerde serbest dolaşıma giriş beyannamelerinin ödeme şekline ilişkin 28 numaralı bölümüne akreditif-vadeli akreditif ifadeleri kaydedilerek beyanda bulunuluyor. Bankalarca gümrük müdürlüklerine yönelik olarak vadeli ithalat gümrük yazılarda, 'bankaların borçlu sıfatıyla yurtdışındaki ihracat kredi kuruluşundan bu ülkelerin garantisi kapsamında ithalatın finansmanında kullanılmak üzere ve 1 yıldan uzun vadeli kredi kullandırıldığından KKDF'den muaf olduğu' ifadelerine yer veriliyor. Bu nedenle, vadeli akreditif olarak yapılan ithalatlarda KKDF ödenmemiş oluyor.
Ancak, 88/12944 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın 3/d maddesinde; "d) Kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekline göre yapılan ithalatta %6 oranında yatırılacak tutar"ın KKDF olarak ödenmesi hükmü bulunuyor.
KKDF ödenmemesi gerektiğini savunanların argümanları ise; 'KKDF mükelleflerinin bankalar ve finansman şirketleri olduğu, ortalama vadesi 1 yıldan uzun süreli kredi kullanımının KKDF'ye tabi olmayacağı, firmaların yurtdışındaki ihracat kredi garanti programları çerçevesinde yapılan ithalatın finansmanında kullanılan ve bankaların borçlu sıfatıyla sağladıkları kredilerin ortalama vadesinin 1 yıldan fazla olması sebebiyle KKDF'den müstesna olduğu, 6 sayılı tebliğin 3'ncü maddesinde fona kesinti yapılmayacak kredilere yer verildiği, geri ödeme vadesi 1 yılı aşan mal ithalatlarının döviz kredisi gibi değerlendirilmesinin söz konusu olmadığı, kullanılan bu kredilerinin kabul kredili, vadeli akreditif veya mal mukabili ödeme şekillerinden birinin tanımına girmediği' şeklinde belirtiliyor.
Konuya ilişkin tebliğde; fonun konusuna girmesine karşın istisna olacak kaynaklar sayılmıştır. İstisna olacak kaynakların sayıldığı tebliğin 3'üncü maddesinin 16'ncı fıkrasında; "yurt dışındaki ihracat kredi veya ihracat kredisi sigorta kurumları ile bu ülkelerin kredi garanti programları çerçevesinde, yapılacak ithalatın finansmanında kullanılmak üzere bankaların borçlu sıfatıyla sağladıkları kredilerin ortalama vadesi asgari 1 yıl olmak kaydıyla ithalatçıya kullandırılan kısmı fona kesinti yapılmayacak krediler olarak hüküm altına alınmış bulunuyor."
Bu hükümde; yurt dışındaki ihracat kredi veya ihracat kredisi sigorta kurumları ile bu ülkelerin kredi garanti programları çerçevesinde sağlanan krediler kapsamında gerçek-leştirilen ve ödeme şekli kabul kredili, mal mukabili, vadeli akreditif olan ithalatlardan KKDF tahsil edilmeyeceğine hükmedildiği sonucu tam olarak çıkmıyor. Tartışma da bu noktada düğümleniyor.
Yurt dışındaki ihracat kredisi veya ihracat kredisi sigorta kurumları ile bu ülkelerin kredi garanti programları çerçevesinde, yapılacak ithalatın finansmanında kullanılmak üzere bankaların borçlu sıfatıyla sağladıkları kredilerin ortalama vadesi asgari 1 yıl olmak kaydıyla ithalatçıya kullandırılan kısımdan istisna kapsamında değerlendirilerek KKDF tahsil edilmiyor olması, bu krediler kapsamında gerçekleştirilen ve ödeme şekli kabul kredili, mal mukabili, vadeli akreditif olan ithalatlardan KKDF tahsil edilmeyeceği anlamına gelmediğine ilişkin yorumlar yapılılıyor.
Bakanlar Kurulu Kararı'nın 4'üncü maddesinde, ortalama 1 yılı ödeme vadeli kredilere istinaden yapılan ithalatların KKDF'den istisna edildiğine dair bir hüküm bulunmuyor. Ba-kanlar Kurulu Kararı'nda açıkça belirtilmemiş bir hususun 6 seri nolu tebliğin 16. maddesi ile muafiyet kapsamına alınmasının genel kabul görmüş hukuk kurallarına aykırı olduğu söyleniyor. Hal böyle olunca; yapılacak incelemelerde 6 seri numaralı tebliğin 16'ncı maddesinde yer alan ithalat ifadesinin, Bakanlar Kurulu Kararı'nda yer almaması sebebiyle, aynı kararın son fıkrası gereğince, yetki maddesi olarak esas alınarak, kredi kapsamının genişletilmesi şeklinde kabul edilmesinin mümkün olmadığı düşüncesiyle firmalardan KKKDF istenmesi bir ihtimal teşkil ediyor