Ya oynaklık azalacak ya da kriz kasıp kavuracak!...

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 2014 yılı Para ve Kur Politikası sunumu finansal piyasaları yeterince rahatlatamadı. Kısa vadeli faizler ve döviz kurundaki oynaklığı asgariye indirmek hedefleniyormuş. Aslında piyasalar küresel koşulların olumsuz dalgalanmalar sergilemeye devam etmesi durumunda para otoritesinin ek olarak neler yapacağını ve neleri yapmayacağını merak ediyordu; bu konu büyük ölçüde yanıtsız bırakıldı. Sadece küresel koşulların kademeli olarak olumluya dönüşeceği bir senaryoya uygun yaklaşım ve hedefler aktarıldı.

Belli ki Merkez Bankamız 2013 yılında kendisine itibar kaybettiren küresel koşulları sevmemiş ve bu nedenle görmezden gelmeye devam ediyor!.. 2014 yılında benzeri bir duruma hazırlık yapmak yerine bu konuyu düşünmek bile istemeyen bir tavır sergiliyor. Bu tür bir yaklaşımla öncelikle yabancı yatırımcıların ve bu nedenle yerlilerin güveninin kazanılamayacağını kabul etmek gerekiyor. Evet, 2014 yılının Şubat ayı ile birlikte yeterli ve gerekli düzeyde yabancı kaynak girmeye başlar ise para otoritesi gecikmeli olarak ve kısmen haklı çıkabilir. Peki ya bu iyimser senaryo gerçekleşmez ise ne olacak? Tam da yerel seçimler öncesinde önce finansal piyasaların ve devamında ekonomik birimlerin şok üstüne şok yemeye başlaması durumunda olası panik dalgaları nasıl engellenebilecek? Finansal piyasalar öncelikle döviz kurundaki dalgalanmanın kontrol altına alınması ve gerektiği kadar faizlerin yükseltilmesi lehine bir tavır sergiliyor; bunun da katlanılması gereken ek maliyetleri olabileceğini tahmin ediyor. Fakat para otoritesi yetkilileri kendilerince haklı nedenlerle bundan kaçınıyor; gerekçe olarak da son sekiz aydır bunu yapan ekonomilerde sonuç alınamadığını söylüyor; bu durumda ya döviz kuru ve faiz istikrarını tesis etmek ya da her şeyin kontrolden çıktığı bir kriz yaşamak dışında bir seçenek kalmadığı açığa çıkıyor.

Küresel gelişmelerin gelişmekte olan ekonomiler aleyhine olacağını düşünenler muhtemelen ocak ayı sonuna kadar risklerini azaltmaya çalışabilir; para otoritesi hem likidite verir, hem de döviz satarken bu son fırsatı değerlendirmeye çalışabilir. Birilerinin riskini azaltması, küresel koşulların olumsuzlaşması durumunda diğerlerinin katlanmak zorunda kalacağı sıkıntıyı kontrolsüz bir şekilde ağırlaştıracak bir durumdur.

Küresel düzeyde belirsizliğin azalacağını varsayarak hesap yapmak, son siyasi gelişmelerin kırılganlığı artırdığını görmezden gelmek çaresizce yumurtaları aynı sepete koymaktır.Başka bir deyişle kumar oynamaktır. Belli ki dış koşullar artık bize uymuyor ve yetkililer uyacağı hayaliyle beklentileri yönlendirerek günü kurtarmaya çalışıyor. Önümüzdeki bir buçuk aylık döneme ilişkin para ve kur politikası uygulamaları riskini azaltmak isteyenleri hem kısa vadede rahatlatıyor, hem de sayısal olarak artırıyor, bu tür bir seçim yapma şansı olmayıp yaşananlardan etkilenecek olanların tepkisi ise sandığa kalıyor... Kaş yapayım derken göz çıkarma ihtimali artıyor...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar