Ya ithalat hedefi yanlış, ya kur, ya da vergi!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

2009 bütçesini rakamsal tutarlılık yönünden masaya yatırdığımızda tam bir "neresi doğru ki" durumuyla karşı karşıya kalıyoruz. Bir süre düşünmemiz gerekiyor, başlığa hangi tutarsızlığı çıkarmalı, diye.

Giderek daralan ekonomide dolaylı vergilerin daha da gerileyecek olması karşısında nasıl olup da vergi artışı öngörüldüğü üzerinde mi durmalı...

Yoğunlaşan işçi çıkarmaları yüzünden gerileyecek vergi ve sosyal güvenlik primi ödemelerinin yaratacağı açığı ve çok sayıda şirket ve işletmenin 2008'i zararla kapatma olasılığı karşısında vergi gelirlerinin yerinde sayacak, hatta gerileyecek olmasını mı değerlendirmeli... 

Faizler artma eğilimindeyken, faiz ödemelerinde öngörülen artışın enflasyon hedefinden bile düşük tutulmasını mı irdelemeli...

Özelleştirme gelirlerini yüzde 40'tan fazla artırarak nasıl 15.5 milyar liraya, yani 11 milyar dolara çıkaracağımız üzerinde mi kafa yormalı; tüm dünya nakit kalmaya özen gösterirken böylesine yüklü bir özelleştirme için müşteriyi nereden bulacağımızı mı sorgulamalı...

Karşı görüşler de bizden!

Dile getirilebilecek karşı görüşlerin neler olabileceğini de sıralamaya çalışalım.

Denilebilir ki, vergi denetimlerini çok artırıp tahsilatı hızlandıracağız. Düşük faizle borçlanma yolları bulduk onları devreye sokarak faiz yükünü hafifleteceğiz. Gündemimizde sizin hiç bilmediğiniz özelleştirmeler var, özelleştirme yöntemleri var, onlar sayesinde de özelleştirme gelirlerini hızla artıracağız.

Ya, işten çıkarılan işçiler yüzünden uğranılacak vergi ve sigorta primi kaybı; ya 2008'i zararla kapatacak şirket ve işletmeler yüzünden uğranacak vergi kaybı... Yanıt yok! Ama vergi gelirleri artacak, hem de gayri safi yurt içi hasıladaki artıştan daha fazla artacak, görüşünü dinlemeye devam ediyoruz.

İthalat-kur-vergi çelişkisi

Yuvarlak laflardan, köşeli verilere geçelim. Ya ithalata bağlı vergiler ve ithalat arasındaki çelişki nasıl giderilecek? İthalatta yalnızca KDV alınmıyor tabii ki, ama en önemli ithal vergisi KDV. Biz de bu yüzden ithalde alınan KDV'deki çelişkiye bakalım:

2009 yılının CIF ithalat hedefi 232.5 milyar dolar; ortalama dolar kuru hedefi de 1.41 lira. Yani bu değerlere göre 2009 yılı ithalatı 327.8 milyar lira olarak öngörülüyor. 2009'un ithalde alınan KDV hedefi ne kadar, 38.5 milyar lira. Yani, ortalama olarak ithalatın yüzde 11.7'si kadar bir KDV tahsilatı söz konusu. Bu bilgiyi bir cebimize koyalım, şimdilik orada dursun.

Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen bir ay kadar önce yaptığı bir konuşmada küresel krizin ve Türk parasının değer yitirmesinin etkisiyle ithalatın 50 milyar dolar kadar gerileyeceğini söyledi, değil mi. Tüzmen, 50 milyarlık gerilemeyi hangi baz üzerinden söyledi, bilmiyoruz ama, 232.5 milyar dolarlık resmi hedef üstünden söylediğini varsayarsak, demek ki 2009'da beklenen, en azından Kürşat Tüzmen'in beklediği ithalat 182.5 milyar dolar civarında. 1.41'lik ortalama dolar kurundan bu ithalatın karşılığı 257.3 milyar lira. Ortalama yüzde 11.7'lik KDV oranına göre tahsil edilebilecek vergi ise 30.1 milyar lira. Yok eğer Kürşat Tüzmen, 50 milyar dolarlık azalmayı, 2008 için tahmin ettiği 205-210 milyar dolarlık gerçekleşmeye uygulayarak söylüyorsa, 2009 ithalatı 155-160 milyar dolara inecek demektir. Bu değerlere göre ise ithalde alınan KDV 26 milyar liraya gerileyecektir.

İlk bilgiyi cebimizden çıkarıp, ikinciyle yan yana koyalım şimdi; ithalde alınan KDV'de 8.4 milyar liralık (ya da 12.5 milyar liralık) bir fark var. Tabii ki ithalat 50 milyar dolar azalsa bile KDV'de bu farkın oluşmasını önlemek mümkün. Nasıl mı, ortalama dolar kuru 1.41 değil de 1.80 (ya da 2.06) olursa, ithalde alınan KDV yine 38.5 milyar lirayı bulur. Ama o zaman da ithalat 50 milyar dolar değil de daha fazla azalır mı, bilinmez!

GSYH'ye olan oranlar

Gelelim bazı büyüklüklerin GSYH'ye oranlarına... GSYH'deki sabit fiyatlara göre büyüme konusu üstünde geçtiğimiz günlerde detaylı olarak durduk. Bu kez, cari fiyatlara göre olan GSYH'yi ve buna göre hesaplanan oranları ele alalım.

Cari fiyatlarla 2008 yılının tümünde 994 milyar YTL olarak öngörülen GSYH'ye ulaşmak, son çeyrekte yüzde 19'luk bir büyüme gerektiriyor ki, bu pek mümkün değil. 2009'da 1 trilyon 111 milyar lira olarak öngörülen GSYH de bu yıla göre yüzde 11.8'lik artış anlamına geliyor. Birincisi; bu yılın gerçekleşmesi düşük kalacağı için, ikincisi de gelecek yılki büyüme, sabit fiyatlarla olduğu gibi cari fiyatlarla da öngörülenden düşük gerçekleşebileceği için bazı makro büyüklükler kıyaslanırken baz alınacak GSYH düşük düzeyde oluşacak. Bu sayede (çok daha yavaş artmadıkları takdirde) vergi gelirlerinin GSYH'ye oranı da artacak, özelleştirme gelirlerinin oranı da, yani sonuçta toplam gelirlerin oranı da. Ancak, GSYH'nin öngörülenin altında kalması, gelirlerin oranının yanı sıra, giderlerin oranının da artması sonucunu doğuracak. Tabii ki burada temel belirleyici, ekonominin gelecek yıl nasıl bir performans göstereceği ve enflasyonun da etkisiyle GSYH'nin cari fiyatlarla nasıl bir büyüklük alacağı olacak.  

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar