XU100 olumlu ayrışıyor
Hakan Tezcan / YATIRIM FİNANSMAN
Dünya borsaları, Temmuz ayının son haftasında başlayan sert satışların ardından Ağustos ayı ortasında gördükleri en düşük seviyelerden toparlanmaya çalışıyor. Örneğin MSCI dünya endeksinin %17.5 oranında gerilediği söz konusu dönemde kayıplar DJI'de %17'ye, DAX'da %28'e, Nikkei'de ise %15'e ulaşmıştı. XU100 ise döviz sepeti bazında bakıldığında %30 oranındaki değer kaybıyla en çok düşenler arasında yer alıyordu.
Söz konusu dönemde görülen en düşük seviyelerden itibaren başlayan toparlanma sürecinde ise bu kez XU100 endeksinin en çok kazandıran olarak öne çıktığını gözlüyoruz. Özellikle son bir aylık döneme baktığımızda XU100 endeksinin döviz sepeti bazında %10 civarında değer kazanmış olduğunu görüyoruz. Buna karşılık aynı dönemde DAX endeksinin %15, Dow endeksinin %2, Nikkei endeksinin ise %4 oranında değer kaybettiği görülüyor.
Bunda Ağustos ayı sonundan itibaren peş peşe gelen yabancı raporların etkili olduğunu düşünüyoruz. 30 Ağustos tarihinden itibaren 10 gün içinde sırasıyla Citi, Deutsche Bank, Morgan Stanley, UniCredit ve ING olmak üzere beş yabancı aracı kurumun Türkiye'ye ilişkin tavsiyelerini yükselten raporları geldi. Bu raporlarda ana hatlarıyla 1) XU100 endeksinin yılbaşında itibaren emsallerine göre çok düştüğü, 2) Petrol fiyatlarının önümüzdeki dönemde gerileyecek olması nedeniyle cari açık rakamının daralacağı, 3) Global faiz oranlarının uzun bir süre düşük kalmaya devam edeceği ve cari açığın finansmanını kolaylaştıracağı ve 4) TCMB'nin ZK oranlarında indirime giderek bankacılık sektörünü rahatlatacağı vurgulandı.
Ancak Avrupa'da Yunanistan'ın temerrüde düşmesinin "an" meselesi olduğu, Euro bölgesi bankalarının taşıdıkları Yunanistan riski nedeniyle kredi notlarının düşme olasılığının bulunduğu ve olası böyle bir durum karşısında temerrüt riskinin bu kez İtalya ve İspanya'ya sıçrayacağı yorumlarının yapıldığı bir dönemden geçiyoruz. Böyle bir dönemde Türkiye'nin olumlu yöndeki bu ayrışmasını giderek kalıcı hale getirmesi, ancak yeniden gündeme gelen not artışıyla mümkün olacakmış gibi görünüyor. Kimbilir belki de yabancı kurumların peş peşe gelen Türkiye tavsiyelerini yükselten raporları, olası böyle bir gelişmenin habercisidir.