Wall Street'te kabus: Freddy'nin intikamı

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Barış Sözen - Ak Yatırım

Yakın geçmişte çok meşhur bir film serisi olan Freddy ve kabusları Elm Street sakinleri için korkunç saatler demekti. Başlangıçta korku filmi serisi olan bu filmler daha sonra nostaljik korku-komedi halini almıştı. Bu bizim bahsettiğimiz bölüm serinin ikinci filmi yani korku yanı itibarı ile daha ağır basan kısmına itafen. Açıklayalım; daha önceki yazılarımızda da belirtmiştik hisse senedi piyasaları için yön aşağıya gösteriyordu, sistematik risklerin varlığını göz ardı eden/bilmeyen piyasa profesyonelleri bu tür karamsar yazılarda genelde olumsuz tepki verirler. Şimdi bahsedilen konular tek tek ortaya dökülüyor. Amerika mortgage piyasasının iki dev regulatörü Fannie Mae ve Freddie Mac nihayetinde özkaynaklarını eritme noktasına geldiler, işte başlıkta bahsettiğimiz Freddy bu firmaları temsil ediyor. Elm Street yerine bu sefer Wall Street'te esen bu korku rüzgarlarının arkasında yine aynı şekilde filmdeki komedi unsuruna paralel olarak bu sefer sahnede "Dünya başımıza yıkılacak" şeklinde açıklamalar yapan analistler, profesyoneller var. Bu iki firmanın mali yapısı hakkındaki bilgileri tekrar doğru analiz edersek, bu firmalarin aktifinde mortage'a dayalı menkul kıymetlerin piyasa fiyatlarıyla değerlemelerindeki düşüş o kadar büyüdü ki, sermayelerini tamamen bitirdi. İşin aslı "dünya başımıza yıkılmayacak" açıkçası. Şöyle ki bu iki firmanın da aktifinde mortage'a dayalı menkul kıymetler bulunmakta ve bunların mark-to-market fiyatlarındaki düşmeler o kadar büyüdü ki bu firmaların sermayesini bitirdi. Bu ne kadar kötü? Bu şirketlere hisse yatırımı yapanlar açısından çok kötü bu şirketlerdeki koydukları sermaye tamamen gitmiş durumda. Bir şirketin tasfiyesi esnasında hissedarların alacaklarını alabilmesi ancak kreditörlerin borçlarını tasfiye ettikten sonra mümkündür. Piyasayı aslında gerçek anlamda ilgilendiren konu ise bu şirketlerin hem aktif hem de pasiflerinde durmakta olan bu krediler. Bu krediler mortgagelara dayalı menkul kıymetler, ki bunlar 5 trilyon dolar büyüklüğünde. Söylenen veya ima edilen "dünyanın yıkılması" durumu ancak bu kredilerin de ödenmemesi durumunda mümkündür. Sermayedeki erimeden sonra zararın geri kalan kısmının bu kredilerin piyasa fiyatıyla degerlendirilmesi durumda sorunun giderileceğini ve devletin eriyen sermaye için yeniden sermaye koyacağını, ve şirketler için yeni fonlama imkanlarının (ya devlet tarafından veya devlet garantili) yaratılacağını düşünmekteyiz. Böyle bir çözüm ile şu andaki problemin üstesinden gelineceği açık ama asıl problem tehdit belli ki bir süre sonra kendisini gösterebilecek o da şu; ya ev fiyatları daha düşmeye devam eder ise piyasanın stabilize edilmesine bu iki firma ne kadar yardımcı olabilecek? Aslında kabaca Schiller Index'e göre ev fiyatlarında düşüşün sonunun yaklaşmış olabileceğini düşünüyoruz tabii şu noktada bu tahmin afaki, tarihsel veriler ek bir %10'luk bir düşüşün de mümkün olduğunu gösteriyor. Bunun anlamı ise mali sektör, Amerika'da ve dünyada daha uzun bir süre daha toparlanamayacak ve potansiyel zararlarla karşı karşıya.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017