Vurun sigortacılara!

Can KANTAR
Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

Sigorta sektörü, gelişen bir sektör. Pazar yeni yeni yerine oturuyor. Kanunu yeni, düzenlemeleri hala devam ediyor. Eksikler görüldükçe çaresi aranıyor. Sigorta sektörünün ekonomi için önemi henüz ülkemizde bilinmiyor. Sigortacılar poliçe kesmesinler, ne uçak kalkar ne fabrika çalışır. Kimse bunun farkında değil. Sigorta sektörü yaptığı sigortalarla Türkiye ekonomisine 24 trilyon dolar teminat sağlıyor. Sektör belki bankacılık sektörünün hacmine bakıldığında küçük bir sektör gibi görülse de bu rakam, işlevinin ne kadar büyük olduğunun bir göstergesi. 

Buraya kadar sigorta sektörünün ne kadar önemli bir sektör olduğunu söyledim, ama konuyu başka bir yere getirmek istiyorum. 2007 yılında çıkan Sigortacılık Kanunu sonrasında düzenlemeler içerisinde Kaza Tespit Tutanağı uygulaması ile birlikte motor branşında sigorta şirketleri kendi aralarındaki fiyat rekabeti ve suistimallerin artmasıyla birlikte zarar etmeye başladılar.  Ve özellikle Zorunlu Trafik Sigortalarındaki eşik uygulaması (alt ve üst limit) Hazine tarafından kaldırılınca, fiyatların aşağı ineceği beklenirken yaşanan zararlar neticesi ile yukarı doğru gitmeye başladı. 
 
Sonra sektör yöneticilerin açıklamaları ve yapılan haberlerle sigortalılar arasında "sigortacılar zarar ediyordu, şimdi acısını çıkarıyor" algısı yaratıldı. Sektörün zaten sevimsiz bir imajı var ve o imaj daha da zedelendi. Ardından kaskodaki yeni uygulamalar dikkatlerin sigorta sektörüne çevrilmesine sebep oldu. Bu arada kaskodaki yeni düzenleme ile fiyatların artmaya başladı ve Zorunlu Trafik Sigortası ile kasko da birbirine girmiş oldu. Zaten bilinmiyordu, iyice karıştırılmaya başlandı. Geçen sene trafik ve kasko fiyatları ucuzken fiyatlar ne kadar yanlışsa, şimdi de fahiş artışlar o kadar yanlıştır. Sigorta şirketleri geçtiğimiz senelerde sigortalıları ucuz fiyatlara alıştırdılar. Yanlış tabii ki sigorta şirketlerinde. Dünyanın neresinde 200-300 TL'ye 20 bin-30 bin TL'lik araçlar sigortalanıyormuş, araştırılsın. O zaman hiç kimse niye bu kadar ucuz demiyordu. Böyle haberler yapılmıyordu. Şimdi kaza yapana yüksek prim, kaza yapmayana düşük prim çıkması gerekecek. Bunu sigorta şirketleri uygulamalı. Benim duyumum hala 3-5 yıldır hasar yapmayan 34 plakalı bir araca 180 TL'ye  sigorta poliçesi yapılabiliyor. Belki de yılda 3-5 kaza yapana da 1000 TL'ye sigorta primi uygulanacak. Kaskoda ise fiyatlar bazı şirketlerin önderliğinde 3-5 kat artırılmış. Basit bir örnekleme ile geçen sene 1000 TL'ye kasko yaptırmış bir kişi bu sene 3000 TL'ye yaptıracak. Edindiğim bilgilere göre, bir şirket bu sürü psikolojisinden sıyrılıp bu tip bir sigortalıya 1500 TL pirim uygulamış. Yani bu şirket sigortalılara af çıkardı denilebilir. Şimdi bu sigortalılar şayet hasar yapmaya devam ederse gelecek sene başına gelecekleri tahmin edeceğinden, çok daha dikkatli olmak zorunda kalacak diye düşünüyorum. Bunu yapan şirket sayısı artacak, tüketicilerin iyi araştırma yapması şart.
 
Diğer tarafta ise kamuoyunda yapılan haberler ile sigortacılara duyulan tepki neticesinde kamu denetimlerinin sıklaşması da kaçınılmaz olmuş. Önce Maliye sigorta şirketlerindeki denetimleri artırdı, sonra Rekabet Kurumu şirketlere baskın yaptı. Bu denetimlerde, fiyat yükselişi konusunda şirketlerin aralarında organize olup olmadığı araştırılıyormuş. Bana tuhaf geldi. İçimden de dedim ki, "Sigorta şirketleri gerektiğinde bu kadar organize olabilme yeteneğine sahip olsaydı, kaç sene öncesinde bu zararlar başladığında 'Hadi artık fiyatları beraber yükseltelim' derlerdi." Bu denetlemeleri yapan kurum yöneticilerinin, sigorta şirketlerinin son beş yılda sadece motor branşlarından toplam ne kadar zarar ettiğine bakmaları yeterli bence. Yani, "vurun sigortacılara!" bence yanlış. 
 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar