Vur ama dinle

Şant MANUKYAN
Şant MANUKYAN Ekofobi [email protected]

DÜNYA'nın web sitesinde "Krizin sorumlusu Almanya mı yoksa Yunanistan mı" konulu bir anket yaparsak ezici çoğunluğun Yunanistan'ı işaret edeceğinden şüphem yok. Euro bölgesi krizi boyunca sürekli İspanya, İtalya, Portekiz ve Yunanistan'ın ne kadar az çalıştığını, tembel oldukları kadar tüketime de meraklı oldukları okuduk. Almanya ise bir ahlak abidesi olarak karşımızda duruyor. Çok çalışıyorlar, çok verimliler, tasarruf eğilimleri yüksek ve sorumluluk sahibi insanlar.  Aynı yorumu Çinliler için de yapabiliriz. Oysa 1960'ların literatürünü okuduğunuzda Konfüçyüs inancının pasifist bir inanç olmasından dolayı Çinlilerin çalışmaya eğilimi olmadığı tespitleri ile karşılaşırsınız. Geçtiğimiz günlerde Euro bölgesinin 2014 ticaret fazlası 194.8 milyar Euro olarak açıklandı. Almanya'nın 2014 ticaret fazlası ise 220 milyar Euro oldu. Yani Euro Bölgesi Almanya çıkartıldığında ticaret açığı veriyor. Gerçekten de Almanya tüm birlikten farklı bir ülke ve Almanlar bu kadar farklı niteliklere sahip bir millet mi? 

Peki Troyka'nın Yunanistan için yazdığı programın başarısına da bir bakalım. Tabloda yıllar itibarı ile gerçekleşen ve hedeflenen büyüme oranlarını görüyorsunuz. Program 2012 yılında büyümeye geçmeyi ön görürken tam aksi bir durumla karşı karşıya kalındığını görüyoruz. 2014 yılında ufak bir artı gerçekleşecek ancak bu son derece yetersiz. Ekonomi büyümediği için alınan tüm tasarruf tedbirlerine rağmen Yunanistan'ın borç/GDP oranında sürdürülebilir seviyelere doğru gerileme söz konusu olmadı. 

Büyüme Oranları

w.jpg

İkinci tabloda ise İşsizlik hedef ve gerçekleşmelerini görüyorsunuz. Bu kadar büyük bir sapma ve bu kadar yüksek seviyelerin neticesinde Syriza'nın iktidara gelmesi şaşırtıcı olmasa gerek. Ve elbette Syriza'nın neden cari reçeteyi kabul etmediğini de anlayabiliyoruz. 

İşsizlik

e-002.jpg

Almanya iki Almanya'nın birleşmesi sırasında uygulamaya başladığı politikalar ve ardından Euro'ya geçişle beraber farklı bir ekonomik modele geçti. Ve bu modelin ihraç ettiği fazla tasarruf diğer ülkelere gittiğinde ister istemez hem tüketimi hem de yatırımları besledi. Ve hatta gereksiz yatırımları bile. Benzer bir ilişki çok uzun süre Yuan'ı değersiz tutma politikası uyarınca ABD tahvillerinde alım yapan ve getirileri FED'e rağmen düşük kalmaya zorlayan (bu da tüketimi tetikleyen bir unsur) Çin-ABD arasında da var. Bu nedenle daha önce de defalarca yazdığım gibi Euro bölgesinde krizi sadece Almanya suçu biraz da kendisinde aradığında ve ekonomi politikalarını değiştirdiğinde çözülebilir.  

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dijital Paraya Geçiş 27 Eylül 2019
ECB’nin alternatifleri 26 Temmuz 2019