VUCA dünyasında yol ararken…

Prof. Dr. Dilek LEBLEBİCİ TEKER
Prof. Dr. Dilek LEBLEBİCİ TEKER [email protected]

Dünya her geçen gün daha karmaşık bir hale geliyor. Hayatımızdaki kavram­lar özellikle son yıllarda o kadar büyük hızla değişti ki, bu değişime ayak uydurmak gide­rek zorlaşıyor.

Nüfuslar yaşlanıyor, tüketim alışkanlıkları değişiyor ve buna paralel iş modellerinin de güncellenmesi gerekiyor. Bir yandan çeşitli mesleklerin geleceğine yönelik kaygıları tanımlarken, bir yandan yapay zekânın yaratacağı fırsatları yakala­mayı öğrenme çabası içerisinde oluyoruz.

Hem yerel hem de küresel ekonomik met­riklerde yaşanan değişimler de piyasalara ve paranın yönüne ilişkin öngörüleri zor­laştırıyor. Örneğin küresel piyasalardaki gelişmeler ile döviz kurlarını anlamaya ça­lışıyoruz. Ya da TCMB’nin iki dudağı ara­sından çıkacak faiz kararının zamanını tah­min etmeye çalışıyoruz.

Bir yandan olası tedarik sorunları senaryolarda yerini alır­ken, bir yandan yeşil dönüşümün dış tica­ret perspektifimize etkisini düşünüyoruz. İklim krizi, su krizi ya da jeopolitik risk un­surları gibi faktörler belki henüz şirketle­rin proforma finansal tablo senaryoların­da yerini almadı ancak bunların da önemli katastrofik kayıplar yaşatabilecek faktör­ler olduğunun altını çizmek gerekiyor. İş­te şirketler de bu çok değişkenli matrisin içinde bazen nispeten daha basit bazen da­ha analitik yöntemlere başvurarak, kısa ve orta vadenin projeksiyonunu çıkarmaya çalışıyor.

Kendi zihnimde tüm bunları dü­şünürken, özellikle pandemi dönemi sıkça konuştuğumuz VUCA kavramı dilime do­landı. Bu kavram işte tam da bu karmaşık düzeni anlatmaya çalışan bir akronim. Vo­latility (Değişkenlik), Uncertainty (Belir­sizlik), Complexity (Karmaşıklık), Ambi­guity (Muğlaklık) kelimelerinin kısaltması olan bu tatlı kelime, gri bir bulut içinde tah­min yapmanın güçlüğünü anlatırken, stra­tejik planın önemini hatırlatıyor.

İhtiyaçlar değişiyor ama bu hep böyleydi…

VUCA tanımı soğuk savaş yıllarına daya­nıyor aslında (bkz ABD Ordusu). Son yıllar­da ise şirketlerin stratejik planlarını ortaya koyarken, değişim yönetimini de atlama­maları gerektiğini ortaya koyuyor. VUCA’yı daha net anlatmak gerekirse, endüstri dev­rimlerinin bir VUCA olduğunu belirtmek yanlış olmaz. Endüstri 1.0’dan Endüstri 4.0’a kadar her devrimin bir öncekinden da­ha kısa sürede sonlanması ve bir üst evreye geçmesi ve koşullar değişirken adapte ola­mayan şirketlerin pazardan silinmesi şaşır­tıcı değil. Günümüze yaklaştıkça teknolo­jik yetkinlik, dijital dönüşüm, inovasyon, ve ekonomik katma değer yaratabilme kudreti, bir şirketin değer maksimizasyonu açısın­dan elzem kabul edilmekte.

Pandemi ile yeni bir VUCA…

Sektörlerin dijital dönüşümünde, pande­minin etkisinin hızlandırıcı olduğunu bili­yoruz. Zaten dönüşemeyen firmaların da sahneden çekilmesi şaşırtıcı değil. Finan­sal piyasalar cephesinde ise kripto varlıkla­rın ivme kazanmasının pandemi dönemine denk gelmesi de tesadüfi değil. Şu sıralar ise yine gelecek öngörülerinde belirsiz tarafta kaldığımız çok sayıda faktör var. MB’lerin faiz kararlarından, piyasalarda öngörülemeyen dalgalanmalara, yeni bir jeopolitik risk olasılığından, Amerika’nın yeni Başkanının kim olacağına kadar bu yazıya sığmayacak çokça faktör ben de buradayım diyor.

VUCA korkusu o kadar kötü mü?

VUCA her ne kadar sonradan şekil de­ğiştirse ve VUCA 2.0, BANI ve RAAT kav­ramları da hayatımıza girmiş olsa da, tüm bu küçük kısaltmalar bizlere stratejin yok­sa silinirsin gerçeğinin altını çizerken, risk yönetimi kültürüne sahip şirketlerin teh­ditleri fırsata çevirme konusundaki lider­liğini hatırlatıyor. Şüphesiz ilk adım olası makro ve mikro risklerin kollektif akıl ile tespit edilerek, risk kategorilerinin ölçüm göstergelerinin belirlenmesi. Sonrasında bu riskler ile başa çıkabilme skorlamaları­nın yapılarak bir zaman çizelgesinde risk yönetim önceliklerinin çıkarılması ge­rekiyor. Aslında şirket büyük resim kap­samında stratejik planını oluştururken, mikro düzeyde eylem haritasını da orta­ya koymuş oluyor. Son 10 yılda Dünya’nın en büyük ilk 10 şirketi listesindeki değişim sürdürülebilir liderlik için kaos yönetimi yapmanın önemini bir kere daha gösteriyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
TÜİK, OVP ve vatandaş 10 Eylül 2024
Dezenflasyon mu? 10 Temmuz 2024
Büyümek vs. kalkınmak 04 Haziran 2024
Yeşil dönüşüm 08 Mayıs 2024