Volkswagen uslanmıyor
Dizelgate ile otomotiv tarihinin en büyük skandalına imza atan Volkswagen’de bu kez Fransa’dan yine ilginç bir skandal haberi geldi.
Yaklaşık 3 yıl önce araçların emisyon oranları ile oynamak üzere korsan bir yazılım yüklediği tespit edilen VW’de, bu skandalın yasal süreçleri devam ederken, Alman üreticinin Fransa’da satış adetlerini manipüle ettiği belirtildi.
Der Spiegel’de yer alan bir habere göre VW’nin Fransa temsilciliğinin satış rakamlarını olduğundan yüksek gösterdiği ifade edildi.
Almanya’daki patronlarına başarılı görünmek isteyen VW Fransa, yaklaşık 800 bin adet aracı daha piyasaya sürmeden sattım diye beyan vermiş. Cem Yılmaz’ın oynadığı efsane reklam filmlerinden bir tanesinde, “Medyaya çıkmasaydı iyiydi” diye bir replik vardı. Bu replik VW’ye cuk oturuyor. Zira, VW Fransa’nın başındaki Jacques Rivoal’ın mayıs ayındaki ayrılığına sebep olarak, “Stratejik görüş ayrılıkları” gösterilmişti. Bu sayede, 800 bin araçlık şişirmenin, VW literatüründeki adının stratejik bir görüş ayrılığı olduğunu öğrendik. Aslında iç işleyişi ilgilendiren bir konunun tüketici açısından magazinden öteye giden bir yanı yok. Lakin benim burada altını çizmek istediğim konu farklı.
Firmaların, satış adetlerini neden olduğundan fazla göstermek istediklerini hep merak etmişimdir.
Yıl ya da ay sonunda prim kazanmak için yapılan satışları biraz da olsa anlayabiliyorum.
Ama en çok satmak için yok pahasına pazara araç pompalamayı ise anlamak mümkün değil.
Çok satmanın devrinin geçtiğini düşünüyorum. Kaldı ki satışlarının yüzde 70’ini filosu olan firmalar oluşturuyor. Daha sonra bu firmalara başarı ödülü veriliyor. Bunun ne gibi mantığı var ki… Kaldı ki ben bireysel tüketicinin bir otomobili en çok sattığı için tercih ettiğini görmedim. Bugün 100 kişilik bir anket yapın ve insanlara hangi aracı almak istediğini sorun. Ulaşılmaz, rüya otomobilleri elediğinizde, iddia ediyorum ‘Türkiye’nin tercih ettiği otomobil’ diye reklamı yapılan modellerden bir tanesi bile insanların aklına gelmeyecektir. Otomobilde bireysel tüketici markayı satın alıyor. Çok satmak da marka olmaya yetmiyor.
Bu konuya haftaya devam ederiz lakin sözü bağlarken en başa dönersek, hadi Fransız başarılı görünmek için rakamları şişirdi, bir, üç, beş, 10 bin değil ki bu, 800 bin araçtan bahsediyoruz. Bu adamı kontrol edenler ne yapıyordu, balıkta mıydı? Bu seviyede bir oynama habersiz yapılamaz. Dolayısıyla acaba her ülkeyi ilgilendiren yeni bir skandal daha mı geliyor?