Volatilite Geldi ve Gitmeyecek
Önceki hafta Dolar TL’de birkaç dakikalık süre içinde yaşanan hareket portföy yönetiminin neden önemli olduğunu göstermiş oldu. Haftalar boyunca TL’nindğer kaybedebileceğini veya bazı yabancı raporlarda gördüğümüz gibi 2.45-65 bandına gerileyeceğini yazıp çizebilirdiniz. Ancak yükseliş o kadar ani yaşandı ki gerçek anlamda bir alış fırsatı bile vermedi. Bu nedenle günlük grafiklere bakarak bir direncin kırılmasını bekleyen yatırımcılar kırılmayı gördü ancak iş işten çok hızlı geçti. Bu basit örnek neden yatırım kararı aldığımızda bir master planımız olması gerektiğini de gösteriyor. Sadece Türkiye değil maalesef tüm gelişmekte olan piyasaların yeniden eksi günlere dönmeye başladığını görüyoruz. Yatırımcılar açısından konu giderek ekonomik performanstan çıkarak siyasi risklere dönüşüyor. İlki “hesap kitap işi”yken konu siyaset olunca bilinmezlik aniden artıyor ve fiyatlaması zorlaşıyor. Brezilyada Rousseff’in bu satırlar yazılırken görevden alınması söz konusu. Güney Afrika’da süre gelen kabine krizini de uzun süredir biliyorsunuz. Yabancı yatırımcıların bu gelişmelere tepkisi daha yüksek getiriler talep etmek oluyor. Yani hisseler ucuzluyor bono getirileri de yükselişe geçiyor. Haksızlık yapmamak gerek benzer bir bilinmezlik Trump sayesinde ABD’de de oluşmaya başladı. Ve hatta bir süredir hükümetsiz kaldığı için İspanya’da ve Brexit referandumu nedeni ile belki de İngiltere’de. Ancak bu örneklerde siyaset-ekonomi ilişkisinin çok daha zayıf olduğu ve finans piyasalarına yansımanın sınırlı kaldığını görüyoruz. Günümüz dünyasında aniden ve çok sert fiyatlanması gerekecek pek çok potansiyel gelişme var. Çin’de olası bir devalüasyondan, jeopolitik bir gerginliği, Euro bölgesinde bir defaulttan, Brexite sonucu gördüğümüzde hareke geçmenin çok geç olacağı gelişmeler. Fiyatlara saniyeler içinde yansıyacak bu gelişmelere karşı yatırımcıların yapabileceği birkaç şey var. İlki elbette beklentiniz yönünde pozisyon almak ve sabırlı olmak. Şayet ABD’nin dinamiklerinin daha iyi olduğuna inanıyorsanız günlük FX traderları gibi hareket etmektense dolar yönünde pozisyon alıp beklemek en doğru strateji olacaktır. Al-tut stratejisine karşı bir yaklaşımınız varsa diğer bir alternatif optionlarıdan faydalanmak olacaktır. Bu stratejide ani ve büyük bir fiyat hareketi beklentiniz var ise OTM tabir edilen ve nispeten daha ucuz optionlar kullanılabilir. Böylece ana paranızı tamamen bağlamadan sadece belli bir prim ödeyerek belli bir süre içinde olası fiyat hareketinden faydalanabilirsiniz. Elbette beklediğiniz hareket optionun vadesi içinde gerçekleşmezse yatırdığınız prim sıfırlanacaktır. Ancak bu kayıp potansiyeli ile karşılaştırıldığında göze aşınabilecek bir miktar olabilir. Aslında süslü kelimeler kullandığım bu yazının ana fikri volatilitenin giderek artacağı. Ve buna karşı da korumasız bulunan bir portföyün zarar etmekten kurtulamayacağı. Bu nedenle yatırımcılar, CFO’lar ve traderlar volatilite kavramını iyi anlayarak stratejilerine dahil etmek zorunda. Aksi taktirde çok büyük sorunlarla karşılaşacakları kesin.