Volatilite başladı
Alper Koç - Yatırım Finansman
Mayıs ayının sonlarına doğru kaleme aldığımız bir önceki yazımızda dikkat çektiğimiz "Gelişen Piyasalar ve Türkiye" konusunun hemen ardından yurtiçinde yaşanan gelişmeler, bu noktadan sonra ulusal ve uluslararası yatırımcılar arasında "Türkiye’nin hikayesi bitti mi?" tartışmasının daha çok gündeme geleceğine yönelik beklentimizi çok kısa bir süre içerisinde doğruladı. Yaşanan gelişmelerle birlikte gelişen pazarlarda hisse senetleri piyasalarının, çapraz kurların ve gelişmiş pazarlarda tahvil faizlerinin görünümleri de, Türkiye’nin büyük resimde nerede olduğuna yönelik bir güncelleme yapmamızı gerektiriyor.
2009 yılından beri BIST 100 için oluşturduğumuz öncelikli perspektif, "Cycle" dereceli büyük bir yükselişin 2007 yılında tamamlandığı ve USD bazında 2007 yılında oluşan zirveden yukarıya anlamlı ölçüde uzaklaşmadığı sürece endeksin büyük dereceli bir düzeltme içerisinde olduğu yönündeydi. Bu perspektifimizin temel dayanağı, yurtiçinde uzun yıllardır süregelen bir duygusal trendin çok önceden yön değiştirdiği ve bu yön değişikliğinin hızının 2007 yılından sonra yavaşta olsa artmaya başladığı yönündeydi. Elbette ki büyük dereceli düzeltme süreçlerinde büyük dereceli dalgalanmaların oluşması da finansal piyasaların doğasında vardır. 2007 – 2013 yılları arasındaki düzeltme sürecinde BIST 100 endeksinde USD bazında defalarca kez yaşanan büyük dalgalanmalar şimdilik hala perspektifimizde bir değişikliğe gitmemize neden değil. Çünkü onca dalgalanmaya rağmen endeks USD bazındaki zirvesini 2010 ve 2013 yıllarında geçebilmiş değil ve yükseliş dalgaları düzensiz tepeler yaparak ilerlemiş durumdadır. BIST 100’le birlikte USDTL için oluşturduğumuz perspektifte tersi yönündeydi. 2000-2008 yılları arasında "Primary" dereceli bir düzeltmeyi tamamladığını düşündüğümüz USDTL kuru, 2008 yılı diplerinden beri oluşturduğumuz perspektife uygun şekilde orta-uzun vadeli yükseliş trendini sürdürmeye devam ediyor.
Geçtiğimiz ay yurtiçinde yaşananlar sonucu piyasalarda oluşan dalgalanmalar ve düzeltmelerin, büyük resimdeki perspektifimizin bir parçası olduğunu düşünüyorum. Duygusal arka planda çok önceden gerçekleşen büyük dereceli yön değişiklikleri kaçınılmaz olarak eninde sonunda finans piyasalarında da büyük dereceli yön değişikliklerine yol açar. Çünkü finans piyasalarının temel motivasyon kaynağı insanların bir araya gelip oluşturduğu kitlelerin itkisel davranış kalıplarıdır.
Geçtiğimiz ay yurtiçinde yaşanan gelişmeler, bir sonraki aşamada itkisel güdülenmenin daha büyük dereceli dalgalanmalara yol açabileceğinin sinyallerini üretmekte ancak öncesinde "BIST 100 endeksinde büyük dereceli düzeltmenin en yıkıcı aşaması başladı mı?" sorusunun cevabını vermek için henüz erken. Öncelikle 93.000- 70.000 arasında gerçekleşen düşüş dalgası içerisinde 83.000- 85.000 arasında oluşan boşluğa doğru bir atak çabası başlamış olabilir. USDTL’de de şimdilik birkaç ay önce 1.74 seviyesinden başlayan son yükseliş dalgası, daha büyük dereceli bir dalganın içsel yapısında küçük dereceli bir dalga görünümünde, ancak bugünlerde çok kısa vadede tükeniş yönünde sinyaller üretiyor.
Temmuz- Ağustos aylarında piyasalarda oluşacak desenler, büyük resimde özellikle BIST 100 endeksinde en şiddetli düzeltme bacağının başlayıp başlamadığına yönelik sorunun cevabını anlamamız açısından bir takım sinyalleri üretecektir. Şimdilik endekste 2007 yılında oluşan USD bazındaki 51.070 zirve seviyesi anlamlı ölçüde yukarıya geçilmediği sürece büyük resimdeki perspektifimizi aynen koruyor olacağız. USDTL’de ise 1.74 seviyesi aşağıya kalıcı olarak geçilmediği sürece orta-uzun vadeli yükseliş trendinin devam ettiğini ve ileriki aşamalarda daha da baskınlaşacağını düşünüyorum. Bize ayrılan köşe dolduğu için Gelişen Piyasalar’daki genel görünümlere bir sonraki yazımda değineceğim.