Vize-siz-Avrupa

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

31 Temmuz 1959 yılında, o dönemdeki adıyla AET’ye başvuruda bulunmamızın üzerinden; neredeyse 57 yıl geride kaldı. Sonrasında 14 Nisan 1987 yılında Avrupa Topluluğu’na yeniden müracaatımız ve ardından 1996 yılı başında Avrupa Topluluğu ile tesis edilen Gümrük Birliği’nin yürürlüğe girmesi, Avrupa Birliği sürecimizdeki önemli tarihler arasında yer almakta iken; 2013 yılından itibaren vize serbestliği diyaloğunu başlatmamız, Avrupa Birliği sürecimize yeni bir boyut kazandırdı. Buna göre Türk vatandaşlarının vizesiz Avrupa’ya seyahatinin haziran ayı sonunda gerçekleşmesi konusu gündemdeki yerini almış oldu. Ancak bunun için Türkiye’nin henüz 19 kriteri yerine getirdiği, daha gerçekleştirmesi gereken 53 kriter olduğunu hatırlatmakta yarar var. Kriterlerin ana başlıkları nelerden oluşuyor diye baktığımızda; belge güvenliği, göç yönetimi, geri kabul, temel haklar ve kamu güvenliği olduğunu görmekteyiz. Maddelerin alt başlıkları ise bir hayli fazla ve detaylı; diğer bir deyişle her biri pek çok konuda farklılaşmayı zorunlu kılıyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu, AB liderlerine Türkiye’nin bu kriterleri kısa sürede tamamlayabileceğini söylemişti. Elbette bu maddelerin TBMM'den geçmesi gerekiyor ve konuyla ilgili diyaloglar hız kazanmış durumda. 2014’deki birinci değerlendirme raporunda bu 72 kriterin 12’sinin karşılandığı 9’unun ise neredeyse karşılandığı belirtiliyordu. Konuya ilişkin ikinci rapor ise 4 Mart 2016’da yayınlandı; bu raporda ise Türkiye’nin bu konuda kaydettiği diğer ilerlemeler ve yapılması gerekenlere yer verildi. 

Her ne kadar henüz bu durum kesinlik kazanmış olmasa da; iş dünyası tarafından olumlu olumsuz yanları tartışılmaya başlanıldı. Örneğin DEİK Başkanı Ömer Cihad Vardan, Brüksel'de yapılan Türkiye-AB Zirvesi'nde Türk tarafının öneriler paketinde yer alan "En geç haziran sonunda Türk vatandaşlarının Schengen bölgesine vizesiz seyahat edebilmeleri" talebini, vizelerin kaldırılmasının AB ile ticaretimizde önemli bir engelin kalkması anlamına gelmesi şeklinde yorumladı. Vize uygulamasının Avrupa'ya olan ticareti olumsuz etkilediğini savunan Vardan, vatandaşlarımızın 2014 yılında AB ülkelerine yaptığı 813 bin 339 kısa süreli Schengen vize başvurusuna, 50 milyon euroya yakın para harcandığını vurgu yaparken, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi de mevcut vize uygulamasından en çok ihracatçıların etkilendiğine dikkati çekerek, vizesiz Avrupa sürecinin hızlandırılmasını olumlu karşıladıklarını belirtti. Büyükekşi Avrupa’ya yönelik ihracatların hızla artacağını savundu. Bu konuda önemli bir mücadele veren Vizesiz Avrupa Projesi ve Türkiye'yi Tanıtım Platformunun Kurucu Başkanı Mehmet Okumuş ise vizelerin kalkmasıyla Türk vatandaşlarına yaklaşık 35 yıldır uygulanan "haksız-hukuksuz" seyahat engeline son verilmiş olunacağını belirtti. Vize engelinden dolayı yaklaşık 300 milyar euroluk ekonomik kaybın AB ve Türkiye ekonomilerine dönüşümü sağlanacağını belirten Okumuş, Türk ekonomisinin rekabet gücünün artacağına ve fuarlara katılımın artacağına işaret etti. Karar gerçekleşir ise, elbette pek çok pozitif katkısı olacaktır. Ancak bu kez Avrupa Birliği, Türkiye’nin girişlerini serbest bıraktığı bir çok ülkeye bundan böyle vize uygulamasını isteyecektir. Tahmin edileceği üzere, bu ülkeler; Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere, Asya ve Afrika’da yer olan ülkeler olacaktır. Aksi halde bu ülkelerde yaşayan kişilerin doğrudan AB topraklarına girebilmesi mümkün olabilir ki, Avrupalının; hele ki mevcut konjunktürde asla istemeyeceği bir durum olduğu tartışılmaz. Bakalım bu gelişmeler bize ileride; vizesiz hayat - oh ne rahat dedirtecek mi; bekleyelim ve görelim. 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar