Vivaldi’nin sonbaharında Eylül’ün fırtınalı dansı
Eylül ayı, Vivaldi’nin yazdan sonbahara geçişini resmeden notaları gibi, değişimin eşiğinde bir zaman dilimidir. Bu ay, yazın enerjik sıcaklığından sonbaharın serin dinginliğine geçişin temsilidir. Tıpkı Vivaldi’nin “Dört Mevsim” eserinde yer alan “Sonbahar ” konçertosunun hissettirdiği gibi, Eylül ayının ritmi yıldan yıla farklılaşabilir.
Sonbaharın serin esintileri nasıl yazın yoğun sıcaklarını yatıştırıyorsa, Eylül de ekonomik faaliyetlerde bir dönüşüm dönemi diye değerlendirilebilir. Ancak, bu geçiş her zaman pürüzsüz yaşanmaz. Tıpkı sonbaharın ani ve şiddetli fırtınaları gibi, Eylül beklenmedik ekonomik şoklar veya piyasa dalgalanmalarıyla karşılaşılan bir ay diye yatırımcı çevrelerinde dikkat çeker.
Vivaldi’nin müziğinde hissettiğimiz geçiş ve değişimler, özellikle konçertonun üçüncü ve son bölümdeki av sahnesinde heyecanı artan tempo Eylül ayının mevsimsel düzensizlikleriyle paralellik gösterir. Hem doğada hem de piyasalarda, bu geçişler bazen dikkatli stratejiler gerektirir; çünkü sonbaharın rüzgarlarına karşı yelken açmak, her zaman sürprizlerle dolu çıkabilir.
Gerçekten de Türkiye’de Tüketici Fiyatları Endeksi’ni (TÜFE) bileşenlerine ayırınca yılın son çeyreğinde yüksek düzensizlik karakteristik bir özelliğe sahip. Salgın öncesinde TÜFE henüz şok yememişken tahmin etmesi en zor ay Eylül idi. Mevsim etkisinden arındırıldığında aylık enflasyonun rasgele öğesi Eylül ayına gelindiğinde %1,2 oranına kadar yükseliyordu. İlginç bir şekilde gıda, enerji gibi oynaklığı yüksek kalemler hariç tutulduğunda bile çekirdek seride aylık rasgele bileşenin ölçütü %1,4 oranındaydı.
Artık Eylül belirsizliğin en yüksek olduğu ay değil
Salgın sonrası gerek gıda ve enerji fiyatlarında yaşanan şoklar gerek hizmet fiyatlarının aşırı yükselmesi TÜFE serisindeki analiz kapasitesini daralttı. Keskin yükseliş trend almayı zorlaştırdığı için belirsizlik aralığı yılın tüm 12 ayı için artış kaydetti ve özellikle hizmet sektörünün iyice canlandığı yaz ayları düzensizlikte öne çıktı. Hatırlarsak ay başında Temmuz enflasyonu sürpriz bir şekilde beklentilerin üzerinde açıklandı. İlaveten gıda fiyatlarındaki şok da normalde düşük seyreden yaz aylarında kendini gösterince TÜFE serisinde rasgele faktörler güçlendi.
Dolayısı ile artık Eylül belirsizliğin en yüksek olduğu ay değil. Ancak zaten bu özelliği taşımak bir istatistik için marifet olmadığı gibi halen Eylül için hem manşet hem de çekirdek serideki gözlemlenen düzensizlik ölçütü %1,3 gibi ciddi bir oranda. Merkez bankasının aylık enflasyon trendini %2’nin altına çekmeye çalıştığı bir ortamda %1,3 ölçeğinde rasgele faktörlerin boyutu eldeki işin zorluğunu yansıtıyor.
Salgın sonrası dönemde hem çekirdek hem de manşet seride düzensizliğin artışı hizmet fiyatlarına gelen kalıcı şoku yansıtıyor. Çünkü hizmet ürünleri normalde ağır değişen fiyatlardır. Ancak istikrarlı ve kalıcı şekilde neredeyse üç haneli seviyelere ulaşan hizmet enflasyonu TÜFE trendinde bozulmayı kalıcı hale getirince beraberinde çekirdek serideki düzensizliği arttırmış oldu.
Faiz indiriminin ölçüsü şiddeti ve derinliği halen meçhul
Eylül ayının bir diğer rasgelesi altın. Ons altın son 10 yıllık periyotta 2016 yılı hariç her Eylül ayında gerileme kaydetmiş durumda. 2016 yılındaki istisnada ise artış yalnızca %0,5 gibi son derece cüzi bir değer. Üstelik ortalamaya bakınca Eylül ayındaki değer kaybı son 10 yılda reel anlamda ABD Doları bazında %3 sınırında. 2016 yılını hatırlarsak, Fed’in faiz artırım döngüsüne başladığı dönemdi. Aslında uzay mekiklerinin fırlatışından ilham alınarak “lift-off” diye adlandırılan ilk faiz artışı 2015 yılı Aralık’ında gerçekleşmişti.
Ancak 2016 yılında piyasalar Çin kaynaklı çalkantılara maruz kalında faiz indirim döngüsünün fiili başlangıcı Eylül ayı pas geçilip Aralık ayına kalmıştı. Faizin 2016 yılı içerisinde sabit bırakılması o yılın Eylül’ünde altın fiyatını desteklemiş olabilir. Benzer şekilde bu yıl ise Fed’in indirim döngüsüne başlayacağını biliyoruz. Eylül ayında faiz indirimi yapılacağını kurumun başkanı Jerome Powell, Jackson Hole toplantısında açıkladı. Ancak faiz indiriminin ölçüsü şiddeti ve derinliği halen meçhul. Dolayısı ile altın fiyatlarına Eylül ayı başlarken dikkat edilmesi gerekiyor.
Sonbaharın dinginliğine aldanmadan, piyasalarda beliren risklere karşı hazırlıklı olmak, ekonominin bu dönemi sağlıklı bir şekilde atlatmasını sağlayabilir. Vivaldi’nin sonbaharı nasıl geçişleri ve ani değişimleri anlatıyorsa, yatırımcıların Eylül ayındaki dalgalanmalara karşı dayanıklı kalması lazım. Salgın sonrası enflasyonda rasgele düzensizliğin artması trendi bozmuş durumda (kutucuklarla işaretli dönem). Merkez bankası, enflasyon trendini %2’nin altına çekmeyi amaçlıyor. Düzensizlik ölçüsünün kendi başına %1,3 oranına yükselmesi eldeki işin zorluğu, ciddiyeti ve ehemmiyetinin de göstergesi.
Son 10 yıldır altın, her Eylül ayında değer kaybetti. Tek istisna 2016 yılında Fed’in faiz arttırım döngüsüne başladığı dönem. Bu sene de Fed, faiz indirim döngüsüne giriyor. Eylül toplantısında piyasa ile iyi bir diyalog kurulamazsa altın çalkantı yaşayabilir.