Vermeyince mabut, ne yapsın Mahmut?

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ [email protected]

 

İhracat rakamlarımız yükseliyor.

Bu yükseliş memnuniyet verici, ancak sürdürülebilirliliği hakkındaki umutlarımız gittikçe kırılıyor.

Gazetemizden değerli Leyla Ekinci'nin perşembe günü yayınlanan haberinde, tüm ülke düzeyinde sanayicilerimizin ortak bir çığlık attıkları vurgulanıyordu.

Kurlar çok düşük kalıyor, ancak aksine girdilerimiz artıyor.

Sohbet sütunlarımızda daha çok ihracatın teknik konularından söz etmekle birlikte, eskilerin deyimiyle "mütemmim cüzü" başka bir deyişle tamamlayıcı ve/veya onun ayrılmaz bir parçası olan döviz kurlarından söz etmemek olanaksız. Hele Euro'nun 2,10 seviyelerini görüp sonra 1,78 seviyelerine kadar gerilemesinin yarattığı tedirginlik ve hatta şaşkınlık ortamında bu konuyu açmamak olmaz.

Hangi Euro değerini ele alarak fiyat verecek bu ihracatçı?

Haberimizdeki bilgiler yılbaşından bu yana doğalgaza yüzde 34'e yakın, sanayi elektriğine ise yüzde 22 zam geldiği vurguluyor.

Euro çıktığı yerde dursa veya gerçek değerine sahip olsa, üreticilerimiz bu zamları bir nebze de olsa karşılayabilecekler. Aksine başka bir sohbetimizin başlığına adını verdiğim "tahterevalli" gibi inip çıkmakla kalmayıp, yönünü hep aşağı tutarak bizleri tedirgin etmekte hiç kusur eylemiyor.

KOBİ'lerimizin rekabetin insafsız ve yoğun olduğu ihracat pazarında hayatta ve ayakta kalmalarına yardımcı olabilmek amacıyla, kaynaklarını etkin kullanmalarını, etkin yönetim prensiplerini uygulamalarını ve yurtdışı pazarlama ve satış konusundaki eksikliklerini alacakları eğitimlerle tamamlamalarını salık veriyoruz. Denize dökülen bir damla gibi kendimizin ve dostlarımızın tecrübelerini, karşılaşılan ilginç olayları ve güçlükleri aktarmaya çalışıyoruz. Alınan dersleri aktarıp, okurlarımızın bilgi dağarcıklarında benzer olaylarla karşılaştıklarında çağrışım yapacak kırıntılar bırakmaya çaba gösteriyoruz.

Ancak!

İhracatçımızın yapabilecekleri kısıtlı ve kendi işletmelerinin çerçevesi ülkenin tamamıyla kıyaslanamayacak kadar küçük. Ancak yapılabilecek başka bir şey var. O da daha önce de belirttiğimiz gibi, meslek odaları, ihracatçı birlikleri, borsalar ve benzeri kuruluşlar aracılığı ile hükümet üzerindeki baskıyı yoğunlaştırmak. Siyasetin, ekonomik bölümünde daha etkin olmaya çalışmak. Siyasi eğilimlerimizi bir kenara bırakarak, ihracatımız için el ele, sırt sırta ve dayanışma içerisinde birlikte hareket etmeliyiz.

İhracatın artırılması yönündeki gayretlerini her zaman takdirle belirttiğimiz Devlet Bakanımız Sn. Kürşad Tüzmen de açıkça sorunun kurlarda olduğunu belirterek, kurların daha makul düzeylerde oluşabilmesi için "ihracat rakamları kadar döviz rezervine ulaşmak" şeklinde bir değerlendirmede bulunmuş ancak "5 sene sonra gelinmemesi" dileğini de belirtmiştir.

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, ihracatta en büyük alıcımız olan Almanya ekonomisindeki yavaşlamanın verdiği tedirginlikleri de unutmamak gerekir.

Eleştirinin yeterli olmadığını her zaman vurgularım. Eğer biz ihracatçılar yapılan uygulamaları beğenmiyorsak, bize ve ülkemizin gerçeklerine uygun önerileri, yasa yapıcıların önüne koyalım ve somut tartışmalar açalım ki çözümler tartışılsın, geliştirilsin ve sonuca bir an önce gidilsin.

Başlığımıza koyduğumuz deyiş gibi "vermeyince mabut, ne yapsın Mahmut" diyerek kenara çekilmek, biz ihracatçılara hem yakışmaz, hem de yaramaz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019