Verimsizlerin rekabeti ile gelecek kurmak…

Levent AKBAY
Levent AKBAY AÇI KARŞI AÇI [email protected]

Türkiye ekonomisi ithalata bağımlı bir üretim yapısına sahip olmasa, büyümesini küresel rekabetle başa çıkabilerek üretim ve ihracatla gerçekleştirebilse, bugün kronik ekonomik sorunları da yaşamıyor olurdu.

Üreteceksin, ürettiğinden bugüne göre çok daha fazla döviz geliri elde edeceksin ve büyürken döviz açığı vermeyeceksin...Bu saatten sonra bunu başarmak mümkün mü? TÜSİAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu tarafından hazırlanan ‘Türkiye Sanayisinin Bugününe Bakış ve Öneriler’ raporu Türkiye’de imalat sanayinin önündeki temel kısıtları belirlemeyi ve geleceğe yönelik temel sanayi politikası önerilerini içeriyor.

Önce bir durum tespiti yapılıyor, sorunlar belirleniyor, bu sorunların aşılması için de çözüm önerileri sunuluyor. Dr. İzak Atiyas tarafından yazılan rapora göre; “Türkiye imalat sanayi son 20-25 yıl içinde önemli bir yapısal dönüşüm geçirmiş; tekstil, hazır giyim ve gıda içecek gibi ağırlıkla düşük teknolojili ürünlerin üretildiği bir yapıdan orta ve orta-yüksek teknolojili ürünlerin üretildiği bir yapıya dönüşmüş.

Bu dönüşüm içinde otomotiv ve beyaz eşya sanayileri öncü bir rol oynamış.” Buraya kadar güzel. Ancak her ne olmuş ise “2000’li yıllarda bu yeni sektörlerin belirli bir olgunluğa ulaştığı ancak sanayide yapısal dönüşümün durakladığı ve katma değeri yüksek veya yüksek teknolojili ürünlere doğru yeni bir sıçramanın gerçekleşmediği” ortaya çıkmış.

Rapora göre; “Türkiye’nin ihracat yapısı da bu değerlendirmeyi doğruluyor. İhracatın sofistikasyonu ve teknoloji içeriğine ilişkin veriler 2000’li yılların ortalarına kadar ihracatta da düşük teknolojili ürünlerden orta ve orta-yüksek teknolojili ürünlere bir kayış olduğunu teyit ediyor.

2000’li yılların ortalarından itibaren ise teknolojik yenilenmenin durağanlaştığı, daha somut olarak yeni ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracatta da pek ortaya çıkmadığı gözüküyor.” Peki, rekabetçi olmayan ürünlerle nasıl rekabet yapılabiliyor?

Yine Rapor’dan yanıtlayalım: “Göreli birim değerler ise en rekabetçi olunan ürün gruplarında bile rekabetçi duruşun esas olarak markalaşma benzeri stratejilere değil, rekabetçi fiyat stratejilerine dayandığını gösteriyor. Verimliliğe ilişkin veriler bu duraklamanın nedenleri hakkında bir fikir veriyor.” İhracatta rekabetçiliğin sadece fiyata dayanması ne kadar sürdürülebilir?

Bugün ‘rekabetçi kur anlayışı’ çerçevesinde, TL’nin değer kaybının sürüyor olmasının raporda sözü edilen verimliliğe dayanmayan rekabetçilik anlayışı ile bir ilgisi var mı? Raporun bu aşamada üzerinde çalışılmasının gerekli olduğuna dikkat çektiği ilginç bir bulgusu var.

“Genel olarak imalat sanayinde 2006-2020 arasında verimlilik artışı yüksek gerçekleşmemiş. Hatta imalat sanayinde iş gücü verimliliği az da olsa artarken toplam faktör verimliliği az da olsa düşmüş.

Verimliliğin bileşenleri incelendiğinde birçok sektörde aslında firma içi verimlilik artışı yaşandığı, ancak kaynakların girişimler arası dağılımında sorunların olduğu, somut olarak toplam verimlilik artışında girişimler arası bileşenin sistematik olarak negatif gerçekleştiği gözlenmiş.

Başka bir söyleyişle verimliliği düşük olan girişimlerin pazar paylarının zaman içinde arttığı, bu durumun farklı düzeylerde de olsa incelenen tüm sektörler için geçerli olduğu belirlenmiş.”

Bir daha tekrarlayacak olursak “Verimliliği düşük olan girişimlerin pazar paylarının zaman içinde artıyor olması…” Herhalde böyle bir gelişme, ‘ kaynak dağılımındaki trafik sapması’ nedeniyle verimsizlere dayalı rekabet, eşyanın doğasını aykırı olmalıdır.

Üstelik bu tek çıkış yolu olarak görünen ihracat dayalı büyümenin önünde de engel olarak düşünülmelidir. Bu nedenle raporun yeteri kadar açık dile getirilmeyen bu bölümü “Önümüzdeki dönemde sanayi politikasının en önemli hedeflerinden biri bunun nedenini anlamak ve gerekli önlemleri almak olmalıdır” tespit ve önerisi ile bitiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Planlamaya geri dönüş 18 Eylül 2023
17. Madde 15 Eylül 2023
Asıl fren 2024’te… 13 Eylül 2023
Enflasyon birikirse!.. 06 Eylül 2023
Enflasyonda atalet 04 Eylül 2023
Kepenkler kapanmasın… 01 Eylül 2023