Veriler öne çıkıyor

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Serhan Yenigün / Finansinvest

Sene başından bu yana ağırlıklı olarak Avrupa'nın sorunlarına odaklanan piyasalarda, geçtiğimiz iki haftada atılan çözüm adımlarına rağmen karamsarlık sürüyor. Burada özellikle makro verilerin karışık görünümünün ve büyümelerde yavaşlama sinyalleri alınmasının etkili olduğunu izliyoruz. Görülen o ki, yakın vadede piyasalar makro göstergelerin gölgesinde yüksek volatilite ile hareket etmeyi sürdürecek. Burada da özellikle, ABD istihdam verileri öne çıkıyor. Geride bıraktığımız birkaç ayda kısmi de olsa bir toparlanma sergileyen ve piyasalara destek olan istihdam rakamlarının son iki günde beklentilerden oldukça kötü geldiğini görüyoruz. Bugün bu konuda haftanın en önemli verisi olarak niteleyebileceğimiz bir rakam açıklanacak: ABD Haziran ayı tarım dışı istihdam verisi ve işsizlik oranı. Verinin önceki ay görülen 430 bin kişilik artışın ardından 100 - 150 bin kişilik sert bir daralmaya işaret etmesi bekleniyor. İşsizlik oranının ise, birkaç aylık gevşenme eğilimi sonrasında Haziran artış gösterdiği öngörülüyor.

ABD istihdam rakamlarının FED'in temel politikaları açısından önemli bir parametre olması, daralma görülmesi halinde "uzun süre düşük faiz" retoriğini destekleyebilir. Düşük faiz, ucuz para ve yüksek likidite fitilini yeniden ateşleyebilecek olan böyle bir gelişme, madalyonun diğer tarafından bakanlar için çok daha farklı bir tabloya işaret ediyor. Yaklaşık son bir yıldır fiyatlara yansıtılan büyüme senaryolarının, veri sonrasında sarsıntıya uğrama olasılığı yüksek. Bu durum, bir süredir piyasa oyuncuları tarafından unutulan ekonomide yavaşlama hikâyesinin yeniden gündeme gelmesine ve yatırımcı algılamalarının hissedilir şekilde daralmasına neden olabilir. Bu nedenle, bugün açıklanacak olan ABD istihdam rakamlarının piyasaların yakın dönem seyri açısından çok önemli olacağını düşünüyoruz. Bununla beraber, diğer makro verilerin ve gelişmelerin de yatırımcılar tarafından takip edilmesi gerekiyor.

Veriler haricinde ekonomi gündemine baktığımızda ise, ya öngörülmesi çok zor olan ya da piyasa etkisi zayıf kalabilecek ajanda başlıkları ile karşılaşıyoruz. İlk grupta kısaca ABD'de ve Avrupa'da yürütülen ek vergi ve kemer sıkma uygulamalarını sayabiliriz. İkinci grupta ise, ağırlıklı olarak yurtiçi siyasi gelişmeler yer alıyor. Bu konuda siyasi tansiyonun ve siyasi belirsizliğin ayrı olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Siyasi tansiyonu artırabilecek partiler arası (ya da iktidar - muhalefet arası) tartışmaların yurtiçi piyasalarımıza etkisinin zayıf kalmasını bekliyoruz. Ancak, siyasi belirsizlik yaratabilecek "erken seçim" gibi bir gündemin oluşması piyasalarımızda baskı yaratabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017