Veri bağımlısı olmanın yarattığı açmazlar!
Küresel düzeyde sistemi oluşturan kurumsal yapının kırılganlığı arttıkça, bunların geleceğe yönelik tahmin ve tavsiyeleri aynı tornadan çıkmışçasına tek sesli oluyor! Sorunların ağırlaşması pahasına günü kurtarma anlayışının baskın durumda olması bu sonuçta belirleyici oluyor. Gerçeklerden uzaklaştıkça kırılganlık artıyor ve veri bağımlısı olma durumu pekişiyor; bu olumsuzlukların yarattığı baskılar altında bunalanlar, çözümü beklentileri kontrol altında tutarak umut dağıtmakta aramak zorunda kalıyorlar! Ortaya çıkan büyük çelişkileri sorgulamak, malum kesimlerin işine gelmiyor ve şeffaflığın en büyük düşmanı olmak açmazına düşüyorlar!
Düzenleyici ve denetleyici kurumlardan gelen veri bağımlısı olma durumu önemli bir itiraftır ve kabaca yirmi yıllık bir geçmişi vardır; üç veya altı ay sonra neler olabileceği ya da nelerin kesinlikle olmayacağı konularında tahmin yapılamadığı anlamındadır. Sürdürülebilir olmayan eğilimler, geleneksel olmayan politika tercihleri, giderek ağırlaşan sorunlar ve geleceğin sinsice tüketiliyor olmasına bağlı yozlaşma söz konusu durumun sebebi niteliğindedir.
Bu açıdan bakıldığında küresel veya ülke bazındaki üç yıllık büyüme tahminleri ilginç bir görünüm sergiliyor! İlk seneye ilişkin tahminlerde gerçekçi imiş gibi görünmeye özen gösteriyorlar; yıllar itibarı ile tahminlerini kademeli ve kontrollü olarak aşağı çekiyorlar. İkinci yıla ilişkin öngörüyü cüzi miktarda yüksek tutarak, en kötünün yaşanmış olduğu veya daha olumsuza gitmeyeceği mesajını her tarafa ulaştırmaya çalışıyorlar; bir anlamda sakin olun paniklemeyin, mevcut pozisyonlarınızı korumaya devam edin tavsiyesinde bulunuyorlar. Üçüncü seneye ilişkin tahminlerini, ikinci ile aynı seviyede tutarak veya biraz aşağı çekerek her şeyin düzeldiği ve işlerin yoluna girdiği hayaline kapılmayın demek istiyorlar; aşırılık peşinde koşulmasını ve kırılganlığın tehlikeli bir biçimde artmasını engellemeyi deniyorlar!
Akat hemen yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız büyüme odaklı yönlendirmenin tek başına yeterli olamayacağını çok iyi bildikleri için farklı ekonomiler bazında yazılan bir takım reçeteleri ön şart olarak belirtmeyi ihmal etmiyorlar. Gelişmiş ekonomiler atanmış çoban, gelişenler ise koyun sürüsü muamelesine layık görülüyor ve son grup için standart diyet programı uyduruyorlar. Gelişenler önce enflasyon diyecek ve rekabetçi kur savaşlarından kaçınacak, durumuna uygun yapısal reform programlarını uygulamaya koyacaklar!
Fakat ne tuhaftır ki, tahmin ve tavsiyelerin arkasındaki varsayımların gerçekler ile hiçbir ilgisi yok! Gelişmiş veya gelişen ekonomilerin veri bağımlısı olduğu, duruma göre tüm tercihlerin değişmek zorunda kalabileceği hiç dikkate alınmıyor! Eğilimlerin sürdürülebilir ve politika setlerinin geleneksel olduğu varsayılıyor! Mevcut sorunların cesameti göz ardı ediliyor ve çözülebilir olduğu ima ediliyor! Bu kadar saçmalık, tüm tahmin ve tavsiyeleri anlamsızlaştırıyor!
Uyarılar ile uslanmayanları, yenilen dayaklar da akıllandıramıyor! 2008 yılındaki ABD merkezli küresel kriz neden yaşandı? 2011 yılındaki Arap Baharı sonrasında, gelişenlerden neden umut kesildi? 2013 Mayısından bu yana, riskten kaçınma eğilimi neden güçlenmeye başladı ve kırılganlık algısı olağan dışı seviyelere yükseldi? Geride bıraktığımız Aralık ayında çok cüzi oranda yükseltilen dolar faizi sonrasında neler yaşandı ve olumsuzluklar nasıl geçici olarak kontrol altına alındı? Para otoriteleri neden etkisizleşti ve yapay zorlamaların farklı boyutlara tırmandırılması zorunluluk haline geldi?
Yukarıdaki soruların yanıtları biliniyor; fakat geniş kesimlerin buna göre tutarlı davranması büyük istikrarsızlık ve küresel kriz anlamına geldiği için tüm gerçekleri inkar ederek günü kurtarmak durumunda kalınıyor! Güven bunalımı derinleşiyor ve yönlendirilebilenlerin sayısı azalıyor; gelişmeleri kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalışanlar çoğalıyor, aralarındaki çıkar çatışmalarını kapalı kapılar arkasında çözmek veya bir süre için rafa kaldırmak giderek daha maliyetli olacak gibi görünüyor! Sistemi oluşturan kurumsal yapı, günü kurtarmak adına ve nafile bir şekilde daha gayretkeş olmaya çabalıyor!