Vergiyi verenden daha çok alıp vermeyenden hiç alamayacağız

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Yılmaz SEZER

Mevcut ekonomik durumda; piyasa şartları ağırlaşmışken ekonomide daralma varken nakit akışında sorunlar yaşanırken ve bankalar kredi vermeye nazlanırken hepimizin beklediği ve bize göre olması gereken Maliyenin vergi gelirlerini azaltarak ekonomik hayatın önünü açması ve mevcut durumdan bir çıkış yaratmasıdır. Maliye Bakanlığı beklentilerin tam tersine vergi gelirlerini artırarak ağırlaşan ekonomik şartları daha da ağırlaştıracak bir yol tercih etmiş gibi gözükmektedir. Tabiki Maliye Bakanlığını bu kararları almaya yönelten etkilerin de kulak ardı edilmemesi gerekir. Yani siyasi iktidar çok büyük bir tepki alacağını, ekonominin kötü olduğunu, siyasi anlamda belirsizlik olduğunu bile bile bu kararları alıyorsa, vergi artış kararlarının alınmaması halindeki durumu ayrıca değerlendirmek gerekir. Demek ki bütçede ciddi bir açığımız var demek ki vergi gelirlerimiz oldukça yetersiz. Daha öncede söylemiştik; 2016 ve 2017 yılları içerisinde vergi gelirleri için tahakkuk var ama tahsilat anlaşıldı ki çok düşük kalıyor.

Yapılan bu artışlarla vergideki adaletsizlik daha da artacak gibi görünmektedir. Yani vergiyi alandan daha çok alıp vermeyenden hiç alamayacağız.Binek otomobillerin MTV’sinin artırılması çok geniş bir kitleyi ilgilendirmesi ve gerçekten yüksek bir oranda zam yapılması açısından ciddi önem arz etmektedir. Sadece şirketleri ve işletmeleri değil aynı zamanda hane halkının doğrudan gelirini etkileyecek ve gelirini azaltacak bir sistem olarak karşımıza çıkmaktadır. Her takvim yılı başından geçerli olmak üzere önceki yılda uygulanan vergi miktarları o yıl için Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca tespit ve ilan olunan yeniden değerleme oranında artırılır. Bakanlar Kurulu, yeniden değerleme oranının yüzde 50 fazlasını geçmemek, yüzde 20’sinden az olmamak üzere yeni oranlar tespit etmeye yetkilidir.
Bakanlar Kurulu'nun, 2017 yılında ödenen MTV’ye yeniden değerleme oranının en fazla yüzde 50’si kadar zam yapma yetkisi bulunmaktadır. Yani aslında Bakanlar Kurulu'nun bu oranın üzerinde artış yapmaya yetkisi bulunmamaktadır. Bu artış için öncelikli olarak ilgili kanun maddesinin değişmesi gerekmektedir. Gayrimenkul satış kazancı istisnasındaki kurumlar vergisi istisna oranın yüzde 75'ten yüzde 50’ye indirilmesi zaten zorda olan şirketleri iyice zora sokacak ve yüksek vergi ödemeye yönlendirecektir. Çünkü ekonomik açıdan zorda olan firmalar bankalardan da kredi kullanamayınca çareyi mevcut gayrimenkullerini satıp sermaye yapmakta bulmuşlardı. Şimdi ise ya gayrimenkulü satmayacaklar ya da satıp yüksek oranlı vergiye razı olacaklarıdır.

Kayıtdışılığı artıracak

Gelir vergisi dilimlerinde yapılan artış ise yine belli bir kesim hane halkını ilgilendirmekte ve vergilendirmektedir. Mevcut artış asgari ücrette ve düşük maaşlı personelin vergilendirilmesinde herhangi bir artış getirmezken yıllık gelir vergisi matrahı 30 bin TL’yi aşan personelin vergilendirilmesinde ise ciddi farklar oluşturulmaktadır. Bu farklılık personelin net veya bürüt esasına göre çalışmasına göre personel bütçesine veya şirket bütçesine yansıyacaktır. Bize göre maalesef bu durum şirketleri ve dolayısıyla personeli ister istemez kayıt dışılığa da yöneltecektir.

Finans sektörü cezalandırılıyor mu?

Sadece finans kurumlarının vergi oranlarının artırılması ise bize göre sektörün cezalandırılması anlamına gelmektedir. Sektörün özellikler bankaların yüksek oranlı kar açıkladığı düşünülecek olursa toplanacak verginin büyüklüğü de yaklaşık olarak tahmin edilebilir. Ayrıca söz konusu Kurumlar Vergisi oran artışının 2017 yılı gelirlerine uygulanıp uygulanmayacağı konusu ise tartışmaya açık bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yine aynı şekilde ücret gelirleri için 1 Ocak 2018'den, diğer gelirler için ise 1 Ocak 2017'den geçerli olmak üzere gelir vergisi tarifesinin üçüncü diliminde yer alan gelirler için vergi oranı yüzde 27'den yüzde 30'a çıkarılması da uygulama tartışma yaratacak bir konudur. Çünkü bilindiği üzere kanunlar geriye yürütülemez. Yani diğer gelirler için 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren başlatılması anayasaya aykırıdır.

BUNLARDA VAR

-Aylık 1000 liranın üzerinde kira geliri elde edenlerden 123 lira daha fazla vergi

Kira gelirleri, ‘götürü’ ve ‘gerçek’ gider olmak üzere iki türlü beyan edilebiliyor. Götürü gider usulünü tercih edenler, yıllık kira gelirinden istisna tutarını (2017 için 3 bin 800 lira) düştükten sonra kalan kısımdan yüzde 25 daha indirim yapılıyordu. Bu oran yüzde 25’ten 15’e inecektir. Örneğin, ayda 1.000 lira kira geliri olan bir kişi yıllık 123 lira daha fazla vergi ödeyecek.

- Engelliye ÖTV’siz otomobil sınırı

Engellilere sağlanan ÖTV’siz binek aracı alma imkanı vergisiz fiyatı 70 bin liranın altına olan araçlarla sınırlandırılıyor.

- Turizm yatırımcısına imkan

Turizm yatırımcılarının 49 yıllık kira süresinin bitimine ne kadar kalırsa kalsın yeniden kira süresi 49 yıla tamamlanacak olup, isterlerse tesislerin olduğu yerleri satın alabileceklerdir.

Maliye Bakanlığı'ndan irtifak hakkıyla yer kiralayanların,bu yerleri satın almak istediklerinde en fazla 2 yıl vadeyle ödeme yapabilmekte iken bu süre 5 yıla uzatacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar