Vergiye uyumla sağlanacak vergi indirimi vergiye uyum getirir mi?
YRD. DOÇ .DR. YUSUF İLERİ - Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Vergisel yükümlülüklerini süresinde yerine getiren mükelleflerin bu uyumunu ödüllendirmek, uyumu ileriye dönük artırmak ve kalıcı kılmak amacıyla Gelir Vergisi Kanunu mükerrer 121’inci maddesinde bir düzenleme yapıldı. Kısaca, beyannamelerini süresinde veren, vergilerini vadelerinde ödeyen ve bir tarhiyata maruz kalmadan vergi denetimlerinde geçen mükelleflerin hesaplanan vergilerinde %5 oranında bir indirimi yapılacak. Ne var ki sistem, indirimi, mükellef aleyhinde bir tarhiyata dönüştüren bir yapıyı da içermektedir.
Belirtmek gerekir ki, indirimden faydalanmanın birçok koşulu var. Bunlardan biri de, indirimin uygulandığı yıl ve önceki iki yıl içerisinde beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece herhangi bir tarhiyata maruz kalınmaması. Tarhiyatın, yapılması indirimden yoksun kalmaya yetecek, kesinleşmesi beklenmeyecektir. Bununla birlikte kesinleşmiş yargı kararlarıyla, uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış tarhiyatlar dikkate alınmayacaktır. İndirim sadece gelir ya da kurumlar vergisi yönünde geçerliyken, ihlale gelince gelir ve kurumlar vergisi ile sınırlı kalmaksızın katma değer vergisi, özel tüketim vergisi, damga vergisi gibi beyana tabi tüm vergi türlerine bakılacaktır.
Maddeye göre indirim uygulandıktan sonra da vergi dairesi mükellefi takip edecektir. İşte, vergiye uyumu olumsuz etkileyebilecek olgular bu aşamadan sonra söz konusu. Madde diyor ki, indirim için öngörülen şartları taşımadığının sonradan tespiti hâlinde, indirim nedeniyle vazgeçilen vergiler, gecikme faizi ile geri alınacaktır.
İndirimin geri alınması sonucunu yaratan tarhiyatın tutarı ile nedeni gibi hususlarınsa hiç bir önemi yok. Yani, kasıt olmaksızın basit bir ihmalden kaynaklanan küçük tutarlı bir tarhiyat da aynı sonucu doğuracaktır. Çarpıcı olması adına yirmibeş liralık veya bin liralık bir tarhiyat bir milyon liralık bir vergi indiriminin geri alınması için yeterli olacaktır. Kanunun lafzından, indirimi bir tarhiyata dönüştürecek sonradan tespit edilen gerçeğe aykırı beyanların, beyana tabi vergilerle sınırlı olmadığı, Vergi Usul Kanunu kapsamına giren ve Maliye Bakanlığı’na bağlı vergi dairelerinin tarh ettiği tüm vergi resim ve harçları kapsayacağı anlaşılmaktadır. Bu arada mükellefin indirim karşısındaki durumunun belirlenmesinde dikkate alınan tarhiyatlarda, tarhiyatın kesinleşmesi koşulu aranmamışken, indirim uygulandıktan sonra yapılacak tarhiyatlarda mükellef lehine hareket edilerek bu tarhiyatların kesinleşmesine bakılacağını belirtelim.
Bu takdirde indirim uygulaması dolayısıyla ödenmeyen vergiler açısından zamanaşımı, yapılan tarhiyatın kesinleştiği tarihi takip eden takvim yılının başından itibaren başlayacaktır. Bir örnekle açıklamak gerekirse, uygulamanın bağlayacağı 2018 yılında 2016, 2017 ve 2018 yılları beyanlarının, vergide uyuma elverişli olduğu tespit edilen bir mükellefe sonradan 2016 yılı için 2021 yılında katma değer vergisi yönünden bir tarhiyatın tebliğ edildiğini kabul edelim.
Mükellefin bu tarhiyata dava açtığını ve bu davanın 2024 yılında kesinleşeceğini varsayalım. Bu durumda, kanun gereği beş yıllık zamanaşımı süresi 2025 yılının başından başlayacak ve 2029 yılının sonuna kadar uzayacaktır. Tarhiyatın 2029 yılında yapılacağını varsayarsak bu hesapla 2018 tarihinde hakkedilmiş vergi uyumu, 11 yıl sonra bir tarhiyat olarak mükellefin karşısına çıkacaktır.
Belirtmek gerekir ki, ihlal halinde vergi ziyaı cezası aranmaması hem idare hem de mükellef lehine önemli bir yaklaşımdır. Bununla birlikte yıllar sonra geçmişe dönük bir tarhiyat, idareyi güncel olayları takipten uzaklaştıracak ve bazen de işlem maliyetine değmeyecek, küçük tutarlı tarhiyatlarla uğraşmak durumunda bırakacaktır. Mükellef yönündense, “vergiye uyum” gibi yüksek bir çıta yakalamışken, bilmeden yaptığı küçük bir ihlal bile onu tarhiyata maruz hale getirecek, vergiye uyum sağlamayan mükelleflerle eşitleyecektir.
Uygulama resen yürütüleceğinden koşullara uyan mükellefin ben bu indirimi istemiyorum deme inisiyatifi yok. İndirim tutarının 1 milyon Türk Lirası’ndan fazla olamayacağından hareketle indirimden faydalanma yönünde küçük ve orta boy işletmelerin hedef alındığı anlaşılıyor. Ancak firma ölçeği büyüdükçe, büyük mükelleflere doğru gidildikçe vergiye uyumun artığı da bir gerçeklik. Bu tabloya bakınca ilk defa 2018 yılında verilecek beyannamelere uygulanacak bu indirimin ne getirip ne götüreceğini kestirmek zor.