Verginin izinde: Kayıtlı ekonomi, güçlü gelecek
Gelir İdaresi Grup Müdürü Fatih Mehmet GÖKTÜRK
Vergi, sadece bir yükümlülük değil, toplumsal refahın ve ekonomik istikrarın temel taşıdır. Devletin sunduğu hizmetlerin sürdürülebilirliği, vatandaşların vergisel sorumluluklarını yerine getirmesiyle mümkündür. Diğer taraftan, vergi yalnızca toplanan bir gelir değil, doğru yönetilmesi gereken bir kaynaktır.
Bu bilinçle, 1990 yılından bu yana her yıl şubat ayının son haftasında Vergi Haftası etkinlikleri düzenlenmektedir. Bu yıl 36. kez kutlanan Vergi Haftası, vergi bilincini artırmak, kayıt dışı ekonomiyle mücadelede kararlılığı göstermek ve mükelleflerin gönüllü uyumunu teşvik etmek için önemli bir fırsattır.
Kayıtlı ekonomi ile güçlü geleceğe
Günümüzde kayıt dışı ekonomi ve vergi kaçakçılığı, hem kamu maliyesi hem de rekabet dengesi açısından ciddi tehditler oluşturmaktadır. Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Gelir İdaresi Başkanlığı, saha denetimlerini artırarak kayıt dışı ekonomiyle mücadelede yeni bir süreci başlatmıştır.
Vergi bilinci bireysel bir sorumluluk olduğu kadar, toplumsal dayanışmayı güçlendiren bir unsurdur. Vergisini zamanında beyan eden her birey, kamu hizmetlerinin sürdürülebilirliğine doğrudan katkı sağlamaktadır. Dijitalleşme ve yeni nesil denetim teknikleri sayesinde, vergi uyum süreçleri hızlanmış, mükelleflerin yükümlülüklerini yerine getirmesi kolaylaşmıştır.
Ancak, vergi bilincinin sadece idarenin çabasıyla değil, mükelleflerin aktif katılımıyla güçleneceğini unutmamalıyız. Vergiyi bir yük olarak görmek yerine, ekonomik sürdürülebilirliğe yapılan bir yatırım olarak değerlendirmek gerekir.
Vergi çalışanlarının emekleri ve özlük hakları
Vergi sisteminin etkin işleyişinde en büyük sorumluluklardan biri vergi çalışanlarına düşmektedir. Kayıt dışılığı azaltmak ve mükellefleri yönlendirmek adına sahada görev yapan çalışanlar, ekonomik istikrarın görünmeyen kahramanlarıdır.
Ancak, artan saha denetimleriyle birlikte vergi çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Vergi idaresinin operasyonlarını genişlettiği bu dönemde, çalışanların motivasyonunu artıracak düzenlemeler kaçınılmazdır.
Bu bağlamda,
-Vergi çalışanlarının çalışma koşulları güvenli ve sürdürülebilir hale getirilmelidir.
-Özlük hakları, işin sorumluluk ve riskleriyle orantılı olmalıdır.
-Eğitim ve kariyer gelişim programları güçlendirilmelidir.
Vergi çalışanlarının hak ettiği değeri görmesi, vergide adaleti güçlendirecek ve denetim süreçlerini daha sağlıklı hale getirecektir.
M.Ö. 209’dan günümüze: Vergi kültürünün sürekliliği
Vergi, sadece bugünün değil, geçmişten bugüne süreklilik arz eden bir devlet geleneğidir. M.Ö. 209 yılında, Büyük Hun İmparatoru Mete Han’ın tahta çıkışıyla birlikte ilk düzenli Türk ordusunun kurulması, devletin vergi sistemiyle ayakta kalmasının tarihsel bir örneğidir.
Devletin organizasyon kabiliyetinin sürdürülebilirliği, güçlü bir gelir politikası ve vergilerin doğru, eksiksiz ve zamanında toplanmasıyla mümkündür.
Bugün 36. Vergi Haftası’nı kutlarken, tıpkı M.Ö. 209 yılında olduğu gibi, verginin bir devletin temel taşı olduğu gerçeğini unutmamak gerekir. Verginin izinde ilerleyerek, kayıt dışılığı azaltarak güçlü bir geleceğe yürümek hepimizin ortak sorumluluğudur.
Bu anlayışla, mükelleflerimizin vergiye gönüllü uyumunu artırmaya, vergi çalışanlarının emeğini desteklemeye ve kayıtlı ekonomiyi güçlendirmeye devam etmeliyiz. Çünkü biliyoruz ki:
Vergi geleceğimizdir!