Vergileri yükseltmek, geliri artırmaz…
Birkaçı tek seferlik olmak üzere, yeni vergiler ve vergi artışları için çalışma başlatıldığı biliniyor…
İlk 5 ay…
1.4 trilyon liralık vergi toplanabilmiş…
Üretenden alınabilen vergi 280 milyar lirada kalmış… Tüketenden alınan vergi mi?
850 milyarı tükettiğinden, 210 milyarı maaşından/gelirinden olmak üzere 1.1 trilyon liraya yaklaşmış…
Bu veri de, diğer veriler (yüksek döviz fiyatı, yüksek faiz, düşük satın alma gücü…) gibi tükettiğimizin ürettiğimizden çok olduğunu gösteriyor…
Plansız yatırım, kârsızlık, belirsizlik ve “ödenemez derecede yüksek vergi”, üretimi/verimliliği olumsuz yönde etkiliyorken; kayıt dışı, vergi affı gibi ekonomiyi altüst eden uygulamaları teşvik ediyorken…
Bu sayede tarımda/sanayide çoğunluk “eksik kapasite” ile çalışırken… Tam kapasitenin getireceği “verimlilik”/“maliyet” avantajı; enflasyondan faizlere tüm makro verileri olumlu yönde destekleyecekken…
“Olumsuz sonuç veren deneyimlerimizi, tekrar deneme isteği” neden?
VELHASIL
Vergileri ödenemez derecede yükseltmek…
Üretimsizliği körüklemek ve dolayısıyla toplanan vergileri azaltmak anlamına gelir…
Vergileri ödenebilir kılmanın faydası mı?
Örneğin:
5 Ocak 1938’de…
Bundan 85 yıl önce…
Yeni Asır Gazetesi Başyazarı Hakkı Ocakoğlu, gazetenin 1’inci sayfasında yazmış:
“Sayım vergisinin indirilmesi, bir iki seneden beri milli servet kaynaklarımızdan birini teşkil eden hayvancılığımıza büyükçe bir inkişaf vermiştir.
Sayım vergisinde yapılan tenzilata rağmen, bütçenin tahminlerin çok üstünde tahakkuk eylemesi, memlekette hayvan adedinin artmakta bulunduğunu gösteren en canlı delildir…”