Vergilemede bilgi toplamanın önemi – yeni düzenlemeler
Tüm ülkeler vergi sistemlerinde esas olarak beyan yöntemi temel vergilendirme yöntemi olarak kabul edilmektedir. Bu yöntemin başarısı bu beyanların doğruluğunun denetlenmesine bağlıdır. Vergi idarelerince bilgi toplama çalışmaları beyan sisteminin sakıncalarını ortadan kaldırmak amacına yöneliktir.
Beyan sisteminde mükelleflerin bildirimlerini kanunda belirtilen süreler içinde yapmamaları, eksik yapmaları ya da vergi kanunlarında belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmemeleri yükümlü ile vergi idareleri arasında olumlu bir ilişkinin kurulmasını engellemekte ve dolayısıyla da vergi idareleri vergilendirme ile ilgili görevlerini tam olarak yerine getirememektedir. Bu durumda, vergi idareleri yükümlülerle ilgili bilgileri kendi çabaları ile edinmeye çalışmaktadır. Yükümlüler; idarenin vergiyi doğuran olay ve vergi matrahım araştırmada çok dikkatli davrandığını, bunu araştırırken de belgeler ve üçüncü kişiler gibi bilgi kaynaklarından yararlanacağını bilirlerse, verdikleri beyannamelerde doğru bilgilerin yer almasına gayret edeceklerdir.
Yoklama, inceleme, bilgi toplama
Vergisel olayların sağlıklı bir şekilde kavranabilmesi büyük ölçüde bilgi toplamanın etkinliğine bağlıdır. Bilgi toplama mekanizmasının sağlıklı işleyişi özellikle vergi incelenmesine alınması gereken mükelleflerin saptanması bakımından büyük önem taşır. Vergi idaresi, gerçekleştirdiği yoklama ve vergi incelemeleriyle vergi güvenliğini sağlamaya çalışmaktadır. Yoklama, esasen mükelleflerin vergi dairesi içerisinde kâğıt üzerinde gözüken faaliyetlerinin fotoğrafının çekilmesidir. Yoklama gerek mükelleflerin ve durumlarının, gerekse mükellefiyetle ilgili maddi olayların, kayıtların ve konuların araştırılmasına ve belirlenmesine yönelik bir uygulama olarak vergi dairesi için önemli bir bilgi toplama faaliyetidir.
Vergi incelemeleri ise mükelleflerin vergi ile ilgili tüm işlemlerini, uğraşılarım, servetlerini ve ilişkide bulundukları kişilerin vergi karşısındaki durumlarım kapsar. Amaç, mükelleflerin vergi ödeme güçlerini saptamak, onları sürekli doğru beyana zorlamaktır. Yani vergi kayıplarını en aza indirmek suretiyle ek bir vergi geliri sağlamaktır. Bu açıdan bilgi toplamanın vergicilikteki temel amacı da budur. Anlaşılacağı üzere, bilgi toplama işleminin vergi incelemelerini kolaylaştırdığı, mükelleflerin gerçek gelirim saptamaya yarayan önemli araçları kapsadığı açıktır.
Vergi Usul Kanunu ve bilgi toplama
VUK'un bilgi verme ile ilgili 148’inci maddesinde "kamu idare ve müesseseleri, mükellefler veya mükelleflerle muamelede bulunan diğer gerçek ve tüzel kişiler, Maliye Bakanlığı'nın veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların isteyecekleri bilgileri vermeye mecburdurlar. Bilgiler yazı veya sözle istenilir. Sözle istenilen bilgileri vermeyenlere keyfiyet yazı ile tekit ve cevap vermeleri için kendilerine münasip bir mühlet tayin olunur. Bilgi istemek üzere ilgililer vergi dairesine zorla getirilemez." hükmü yer almaktadır.
Aynı kanunun 149’uncu maddesinde ise devamlı bilgi vermek zorunda olanlar belirlenmiştir. Maddeye göre göre, kamu idare ve müesseseleri ile gerçek ve tüzel kişiler vergilendirmeye ilişkin olaylarla ilgili olarak Maliye Bakanlığı ve vergi dairesince kendilerinden yazı ile istenecek bilgileri belli zaman aralıklarıyla ve devamlı olarak yazı ile vermek zorundadırlar. Bu zorunluluğa kamu hizmeti ifa eden kurum ve kuruluşlar da uymakla yükümlüdür.
Bilgilerin elektronik ortamda verilmesi
Diğer yandan VUK'un mükerrer 257’nci maddesinin birinci fıkrasının 4 numaralı bendine göre Maliye Bakanlığı "Bu kanunun 149'uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dâhil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya" yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
Kesin Mizan bildirimi
VUK'un yukarıda belirtilen maddeleri ile Maliye Bakanlığı’na verilen yetkiye dayanılarak, bilanço esasına tabi mükelleflere 2010 yılı ve takip eden dönemler için elektronik ortamda kesin mizan bildirimi verme zorunluluğu getirilmiştir. Bildirim zorunluluğu getirilen mükelleflerin kapsamı, bildirimin şekli, dönemi ve zamanı, gönderilmesi ve diğer hususlara ilişkin açıklamalar 403 sıra No.lu VUK Genel Tebliği ile yapılmıştır.
Mükellef bilgileri bildirimi
VUK’nun 148, 149 ve mükerrer 257’nci maddelerinin verdiği yetkiler ile Maliye Bakanlığı devamlı bilgi verme ile ilgili çeşitli mükellef grupları hakkında düzenlemeler yapmıştır. Bu kapsamda, mükelleflere ait verilerde meydana gelen değişikliklerin güncel olarak takip edilememesi nedeniyle yaşanan çeşitli aksaklıklar için söz konusu verilerin güncellenmesi, eksikliklerin giderilmesi, doğruluklarının teyidi amacıyla düzenlenecek olan "Mükellef Bilgileri Bildirimi"ne ilişkin usul ve esaslar 20.01.2012 tarih ve 28179 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 413 sıra No.lu VUK Genel Tebliği ile belirlenmiştir. Buna göre "Mükellef Bilgileri Bildirimi" gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından her yıl 1 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında elektronik ortamda verilecektir. Yapılan bildirimin elektronik ortamda verilmiş sayılabilmesi için onaylama işleminin yapılması zorunludur.
EPDK’dan dağıtım lisansı alan şirketler ve organize sanayi bölgelerinin zorunlulukları
Önemli ekonomik ve mali sorunlarımızdan biri kayıt dışılıktır. Kayıtlı olmakla birlikte eksik vergi ödeyen mükellefler yanında hiç kayda girmemiş, vergi mükellefiyeti tesis edilmemiş olan ve vergi ödemesi gereken mükelleflerin varlığı da önemli bir sorundur. Vergi idaresinin öncelikle kayıt dışı mükellefleri saptayabilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, vergi idaresi mükelleflerin mali veya ticari uğraşılarına ilişkin ek bilgi talep edebilmektedir.
Bu kapsamda Maliye Bakanlığı, 07.12.2012 tarih ve 28490 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 420 Seri No.lu VUK Genel Tebliği ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan dağıtım lisansı alan elektrik ve doğalgaz dağıtım şirketlerinden ve organize sanayi bölgesi (OSB) tüzel kişiliklerinden; elektrik ve doğalgaz abone bilgileri ile tüketim bilgilerinin alınmasını zorunlu kılmıştır. Bilgi verme zorunluğu 01.01.2013 tarihinden itibaren başlamıştır. Bilgi vermenin şekli ve zamanı genel tebliğde açıklanmıştır.
Maliye İdaresi’nin uluslararası bilgi toplama yetkisi
11 Haziran 2013 tarih ve 28674 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6487 Sayılı Kanun’la Vergi Usul Kanunu’na eklenen 152/A madde ile Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar, usulüne uygun olarak yürürlüğe girmiş uluslararası anlaşmalarda yer alan bilgi değişimi hükümleri çerçevesinde, Maliye Bakanlığı’nca tespit edilecek usullere göre bilgi toplayabilir. Hükmü getirilmiştir. Getirilen bu yeni düzenleme ile mükelleflerin tüm dünyadaki faaliyetleri ile ilgili mali bilgilere maliye idaresi ve inceleme elemanları tarafından daha kolay ulaşılabilecektir.
Öte yandan, OECD Model Çifte Vergilendirmeyi Önleme anlaşmalarının "Bilgi Değişimi" maddesi vergi alanında uluslararası işbirliğini öngörmekte ve geniş çaplı bilgi alışverişi ile şeffaflığa katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Bilgi değişiminin gerçekleştirilmesine temel hazırlayan yasal dayanaklardan olan OECD Model Vergi Anlaşması’nın 26’ncı maddesi ülkelerin yetkili makamlarının bilgi değişimi yapabilmelerine yetki vermektedir.
Vergi idareleri, yurt dışı faaliyetlerden yararlanarak vergi matrahlarını azaltan vergi yükümlülerinin vergi matrahlarının doğruluğunu tespit edebilmek için, diğer devletlerin vergi idarelerinden bilgi alma gereksinimi duymaktadırlar.
2012 yılında yapılan değişiklikler ile birlikte OECD Model Anlaşma yorumunda gerek görülen bilgi tanımı yerine öngörülebilir ilgili bilgi tanımı getirilmiştir. Bu aşamada bilginin var olup olmadığı bilinmeden sorulmaması ve bir vergi yükümlüsünün büyük olasılıkla vergiyle ilgili olmayan faaliyetleri ile ilgili bilgi istenmemesi öngörülmüştür.
Ayrıca bu değişiklikler ile birlikte bilgilerden yararlanacak kişilerin kapsamı genişletilmiş ve suç tanımının ülkeler arasında farklı olmasının bilgi vermeye engel olamayacağı belirtilmiştir.
Ülkelerin bilgi değişimi yapmak istedikleri fakat çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması gibi kapsamlı bir anlaşma imzalamayı tercih etmedikleri durumlar olabilir. Bu gibi durumlarda karşılıklı bilgi değişim anlaşmaları imzaladıkları görülmektedir. Türkiye de son yıllarda birçok ülke ile bilgi değişim anlaşmaları yapma yoluna gitmektedir.
Son yapılan G 8 Zirvesi’nde de uluslararası bilgi değişimi önemli bir konu olarak tartışılmıştır. Kısaca belirtmek gerekirse gerek ülkemizde gerekse tüm dünya ülkelerinde kayıt dışı işlemlere karşı etkin mücadele kararlılığı görülmektedir. Bu nedenle vergi mükelleflerinin kayıt dışı işlemlere yönelmek yerine işletmeleri bünyesinde etkin vergi yönetimine ağırlık vermeleri daha uygun olacaktır.