Vergi ziyaı cezalarında gecikme zammı uygulaması
Dr. Mehmet ŞAFAK
DÜNYA Gazetesi'nin 10 Aralık tarihli sayısında tecil faizi ve gecikme zammı değişikliği konusu üzerinde durulmuştu. Bugün yazımızda bazı özellikler taşıyan vergi cezalarında gecikme zammı konusunu açıklamaya gayret edeceğiz. Anılan yazımızda da belirtildiği üzere, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 5. maddesinin dördüncü fıkrasının Bakanlar Kurulu'na verdiği yetkiye istinaden 19/11/2009 tarih ve 27411 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 02/11/2009 tarihli ve 2009/15565 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı %1,95 oranında gecikme zammı uygulanması kararlaştırılmış ve belirtilen karar 19/11/2009 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.
Buna göre, 19/11/2009 tarihinden önce vadesi geldiği halde bu tarihe kadar ödenmemiş olan amme alacaklarının bu tarihten itibaren ödenecek kısımlarına ve 19/11/2009 tarihinden itibaren vadesi geldiği halde vadelerinde ödenmeyen amme alacaklarına her ay için ayrı ayrı %1,95 oranında ve Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliği'nde yer alan esaslar doğrultusunda gecikme zammı uygulanacaktır.
Gecikme zammı uygulaması:
Amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı %1.95 oranında gecikme zammı uygulanır. Ay kesirlerine isabet eden gecikme zammı günlük olarak hesap edilir.
Gecikme zammı bir Türk Lirası'ndan az olamaz.
Gecikme zammı; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na göre uygulanan vergi ziyaı cezalarında 51'inci madde uyarınca belirlenen oranda, mahkemeler tarafından verilen ve ceza mahiyetinde olan amme alacaklarında ise bu oranın yarısı ölçüsünde uygulanır. Bunların dışındaki ceza mahiyetinde olan amme alacaklarına gecikme zammı tatbik edilmez.
52. maddeye göre, gecikme zammının tatbik müddeti, amme alacağının tecilinde tecilin yapıldığı, iflas halinde iflasın açıldığı, aciz halinde bu durumun sabit olduğu güne kadar olan müddettir.
Gecikme zammının önceden borçluya bildirilmesi gerekmez.
Aslın ödenmiş olması gecikme zammının takip ve tahsiline mani değildir.
Kesinleşen cezalar ve gecikme zammı
Vergi Usul Kanunu'na göre kesilen vergi ziyaı cezası:
Vergi Usul Kanunu'na göre kesilen vergi ziyaı cezası genel esaslara göre gecikme zammına tabidir. Bunun dışında usulsüzlük vb. cezalar da Vergi Usul Kanunu'na göre kesilecek olmakla beraber gecikme zammı uygulamasına konu olmazlar.
Gecikme zammı vadede ödeme yapılmadığında uygulanacağı için Vergi Usul Kanunu'na göre kesilen vergi ziyaı cezasında ödeme vadesinin ne zaman dolmuş olduğunun tesbiti önem taşır. Söz konusu ceza, genelde ikmalen veya re'sen salınan vergi aslına bağlı olarak kesilir. Gecikme zammı kamu alacağının vadesinde ödenmeyen kısmına uygulanır. Ödeme vadesinin dolması bakımından aşağıdaki durumlar özellik arzeder.
Kesilen cezaya karşı vergi mahkemesinde dava açılmaması:
Bu takdirde cezanın ödeme vadesi, Vergi Usul Kanunu'nu 368. maddesine göre dava açma süresinin bittiği tarihten başlayarak bir ayın sonunda dolar. Bu süre içinde ödeme yapılmadığında, gecikme zammı uygulaması başlar.
Uzlaşma halinde ödeme vadesi:
İster tarhiyat öncesi isterse tarhiyat sonrası olsun, uzlaşılan cezalar (ve vergiler) uzlaşma tutanağının muhataba tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir. Vadeleri daha sonra gelecek taksitlerde ödeme vadesi normal taksit vadesidir. Bu sürelerin sonu vadenin bitim tarihidir. Bu sürelerde ödeme yapılmadığında, gecikme zammı uygulanır.
Ceza indiriminde durum:
Vergi Usul Kanunu'nun 376. madde hükmü dahilinde ikmalen veya re'sen salınan vergi veya vergi farkına bağlı cezanın belli indirimlerden sonra kalan kısmının maddede öngörülen vadelerde ödenmesi indirimden yararlanmanın asli şartıdır. Ödeme yapılmadığında indirim geçerli olmaktan çıkar. Bu takdirde dava hakkı da kullanılamayacağı için, ceza ihbarnamesinin tebliğini izleyen 30 günlük dava açma süresinin dolmasından sonraki bir ay içinde cezanın ödeme vadesi dolmuş olduğu kabul edilir. Bu tarihten itibaren gecikme zammı uygulanır.
Kesilen cezaya karşı dava yoluna başvurulması:
Kesilen cezaya karşı dava yoluna gidildiği hallerde, ödeme vadesi, gene Vergi Usul Kanunu'nun 368. maddesine göre, vergi mahkemesinin cezaya onay vermesi üzerine, vergi dairesinin çıkaracağı ödeme ihbarnamesinin muhataba tebliğinden başlayarak bir ayın sonunda dolar. Gecikme zammı da ancak bundan sonra uygulanma durumuna girer.
Vergi mahkemesinin başlangıçta terkin kararı vermesi ve kararın Danıştay'ca bozulması durumunda, gerekli karar gene vergi mahkemesince verileceği için, Vergi Usul Kanunu'nun 368. madde hükmü gene uygulanacak, ödeme ihbarnamesi bu ikinci karar üzerine çıkarılacaktır. Vade, ödeme ihbarnamesinin tebliğinden itibaren bir ayın sonunda dolacaktır. Daha önce gecikme zammı uygulanması söz konusu değildir.
Vergi mahkemesi kararının Danıştay'ca bozulması:
Vergi mahkemesinin kesilen cezayı onaylayan kararının Danıştay'ca bozulması üzerine ceza, "tahsil edilebilir" olma niteliğini kaybedecektir. Daha önce tahsil edilmiş olsa bile, bozma kararı üzerine iade yapılması gereği, normal olarak doğacaktır. Vergi mahkemesinin ısrar kararı vermesi halinde alacak tekrar tahsil edilebilir hale gelecek, ancak, gene Vergi Usul Kanunu'nun 368. madde hükmüne göre ödeme ihbarnamesi çıkarılacaktır.
Israr kararı Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu'na intikal edecek, kurulca da bozma veya tasdik kararı verilebilecektir. Bunun devamında da tashihi karar yoluna başvurulabilecektir. Bu seyir içinde ödeme vadesinin tesbiti ve gecikme zammı uygulanacak tarihin belirlenmesi özellikler taşır. Ancak, fiili planda,genelde vergi mahkemesinin ilk kararı üzerine tahsil edilmiş olan cezanın iadesi için nihai kesinleşmenin beklendiği görülmektedir. Ceza aslı bakımından bu uygulama devam ettirilecek olsa bile, varsa, arada uygulanmış gecikme zammının Danıştay'ın bozma kararı üzerine iadesi gerekli sayılmalıdır. Zira bu durumda ceza, "vadesi içinde ödenmemiş" olmaktan çıkmaktadır.
Gecikme faizi ve gecikme zammı:
Gecikme faizi ve gecikme zammı üzerinden yeniden gecikme zammı hesaplanmaz.
Ölüm halinde gecikme zammı:
Vergi Usul Kanunu'nun 372. maddesinde ölüm halinde vergi cezalarının düşeceği hükme bağlanmıştır. Gecikme zammı bir yönü ile ceza niteliğinde olmakla beraber, mali müeyyide olma yönü ile de ağırlık taşır. Danıştay içtihatları gecikme zammının ölümle düşmeyeceği şeklindedir.
Mücbir sebep hallerinde durum:
Mücbir sebep bulunması halinde gecikme zammı uygulanmayacağı görüşü hakimdir. Ancak idarenin görüşü gecikme zammı alınması yönündedir.
Teminatlı alacaklarda ve hacizli mallarda paraya çevirme süresi:
Teminatlı alacaklarda borçluya çıkarılacak bir yazı ile 7 gün içinde borcun ödemesi aksi takdirde teminatın paraya çevrilerek alacağın tahsil edileceği bildirilir.
Gecikme zammı uygulaması bakımından önem taşıyan husus, borçluya ödemede bulunması için verilen 7 günlük sürede ödeme yapılmadığında, gecikme zammı uygulamasına bu tarihte son verilip verilmeyeceğidir. Bu tarihten itibaren teminatın paraya çevrilerek alacağın tahsili gerekmekte olup, bu ise tamamen İdarenin inisiyatifinde bulunmaktadır.
Birçok Danıştay kararında 7 günlük sürenin bitmesi ile paraya çevirme işleminin derhal yapılamayacağı dolayısiyle paraya çevirme bakımından idareye münasip bir müddet tanınması gerekeceği, bu arada da gecikme zammı uygulamasına devam olunacağı görüşü benimsenmektedir.
Konu, 2975 sayılı Kanun değişikliğinden başlayarak haciz tatbikinin gecikme zammı uygulamasını kesen neden olmaktan çıkmış olması üzerine, haczedilen malların paraya çevrilmesinde daha da fazla önem taşımaktadır.
Bileşik faiz yöntemi ile gecikme zammı hesabı:
51'inci maddenin 5035 sayılı Kanun'la değiştirilen şeklinde, Bakanlar Kurulu'nun bileşik faiz usulüyle aylık, üç aylık, altı aylık veya yıllık olarak gecikme zammı hesaplatabileceği hükmüne yer verilmiştir.
Gecikme zammını, tekrar gecikme zammına tabi tutan düzenleme geçmişte 3505 sayılı kanunla getirilmiş ve bir süre uygulamada kalmıştır. Belli sakıncaların görülmesi üzerine ise yürürlükten kaldırılmıştır.
Bakanlar Kurulu yetkisi dahilinde birleşik faiz esasında gecikme zammı hesaplanması bu konudaki yeni bir durum teşkil etmektedir. İdari karar çerçevesinde daha elastiki bir uygulama yapılmasının öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Ancak, enflasyon seviyesine göre yüksek seviyede bulunan gecikme faizinin birleşik faiz yöntemi ile uygulanması güç görünmektedir.