Vergi tahsilatında etkinlik sorunu

Prof. Dr. Ayhan Selçuk ÖZGENÇ
Prof. Dr. Ayhan Selçuk ÖZGENÇ info@dunya.com

Vergi gelirlerinin sağlıklı şekilde topla­nabilmesi için adil ve etkin bir tahsilat sistemi büyük önem taşımaktadır. Vergile­rin mükellefler tarafından gönüllü olarak ödenmesi tüm ülke uygulamaları bakımın­dan öncelikli tercih olarak öne çıkmakta­dır. Bununla birlikte, sonuç her zaman is­tenildiği yahut beklenildiği gibi olmaya­bilmektedir. Bu hallerde ülkelerin, kamu yararından hareketle çeşitli önlemler alma ve bunları uygulamaya koyma zorunluluğu bulunmaktadır.

Adil ve etkin vergi tahsilatı meselesi­ni ele alan yakın tarihli Uluslararası Para Fonu teknik araştırması konuyu geniş ve kapsamlı biçimde incelemektedir. Araş­tırmada, adil ve etkili bir tahsilat mekaniz­masını destekleyecek yasal düzenlemeler hazırlanırken göz önünde bulundurulması gereken temel unsurlara odaklanılmıştır. Raporun dikkat çeken yanı, hali hazırda ül­kemiz mevzuatında yer alan çeşitli meka­nizmaları önermesidir.

Tahsilata yönelik önlemler

Kamu politikası bakımından, vergi borç­larının tahsiline yönelik güvence ya da zor­la tahsil önlemleriyle ilgili yetkilerin tasa­rımı, çeşitli faktörlerden etkilenmektedir. Bunlar arasında, bir ülkedeki genel alacak tahsil sistemine ilişkin hukuki düzenle­melerin yapısı ve etkinliği, yargı sistemi­nin bu yetkilerin kullanılmasına gecikme­ye neden olmaksızın izin verme kapasitesi, her bir yetkinin niteliği ve mükellef ya da üçüncü kişiler üzerindeki yükü yer alır.

Uygun durumlarda, vergi borçlarına öz­gü özel yetkiler getirmek yerine, ülkenin mevcut hukuk sistemi içindeki gelişmiş genel borç tahsil hükümlerine dayanmak­ta tercih edilebilir bir yöntem olabilir. Ni­hayetinde, bir ülkenin benimseyeceği gü­vence yahut zorla tahsilat önlemlerinin nihai şekli, o ülkenin kendi hukuk geleneği ve sistemi—anayasa ve diğer ilgili iç hukuk kuralları da dahil olmak üzere—ile siyasi ve idari yapısı ve mali politikaları dikkate alı­narak belirlenmelidir.

İdare ve yargı arasındaki yetki dağılımı

Benzer değerlendirmeler, vergi tahsil önlemlerinin uygulanmasında vergi idare­si ile yargı sistemi arasındaki yetki dağılı­mı bakımından da geçerlidir. Bu dağılım, ülkelere özgü koşullara bağlı olarak deği­şiklik gösterse de verimli bir idari yapı ile mükellefin zamanında ve yeterli düzey­de korunmasını sağlayacak etkili bir iti­raz mekanizması arasında bir denge kurul­malıdır. Tasarım açısından temel hususlar arasında, daha katı önlemler söz konusu ol­duğunda mahkemelerin daha etkin bir rol üstlenmesi ve vergi idaresinin aldığı ön­lemlerin yargı denetimine açık olması yer almaktadır.

Koruyucu/önleyici ya da zorla tahsil yön­temleri tasarlanırken, bu yetkilerin kötüye kullanılmasını önleyecek uygun güvence­lerin getirilmesi gerekir. Bu tür güvencele­rin tasarımında dikkate alınması gereken başlıca hususlar şunlardır:

* Tüm vergi borçları için yeknesak uy­gulamayı sağlayacak şekilde tercihen ay­rı bir vergi usul yasasında toplanmış, tah­sil ve takip yetkilerine ilişkin açık bir yasal çerçevenin bulunması;

* Önlemlerin uygulanmasında sağlam bir yönetişim yapısının sağlanması ve tak­dir yetkisinin kullanımında açık ve şeffaf kriterlerin belirlenmesi;

* Tahsil sürecine ilişkin usuli güvence­lerin yasal olarak düzenlenmesi ve mükel­lefin tahsilata karşı acil başvuru yollarına hızlı erişiminin güvence altına alınması;

* Daha katı önlemlerin aşamalı ve oran­tılı şekilde uygulanması ve gerekli hallerde yargı denetiminin sağlanması.

Ülkemiz açısından bakıldığında, IMF araştırmasında yer alan politika not ve uy­gulamalarını kapsayan bir mevzuat (6183 Sayılı Kanun), idari tecrübe ve yargı pratiği olduğunu rahatlıkla tespit edebiliriz. Her ne kadar aksayan yönleri mevcut olsa da Türk hukuku uygulamasının vergi tahsila­tına yönelik mekanizmaların uygulanma­sı hususunda önemli bir mesafe kaydetmiş olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Hhttps://www.imf.org/en/Publica­tions/Tax-Law-Technical-Note/Is­sues/2025/03/17/Legislating-for-Fa­ir-and-Effective-Tax-Collection-565223

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar