Vergi politikaları siyasetin topluma bakışının yansımasıdır

Şevket SAYILGAN / Ekonomist
Şevket SAYILGAN / Ekonomist [email protected]

Türkiye’nin vergi yapısı bozuk ve yapısal sorun yaratma özelliği yüksek. Unutulmamalıdır ki demokrasiler ancak birey, vatandaş, vergi mükellefi olma sorumluluğu üzerinde istikrarlı ve kalıcı olur.

  Ekonomide esas uygula­maların başlayacağı dö­neme yaklaşıyoruz. Özel­likle Temmuz 2024’te açıklan­ması beklenen vergi paketi ile birlikte uygulanan ekonomi poli­tikasında yeni bir evreye geçmiş olacağız. Yazılı ve görsel basında içerik olarak birçok başlık çık­makla birlikte birçoğu spekülas­yondan öteye geçmemektedir. Ancak unutulmamalıdır ki Tür­kiye’nin vergi yapısı bozuk ve ya­pısal sorun yaratma özelliği yük­sektir. Dolayısıyla bu konunun köktenci bir yaklaşım içinde top­lumsal dirençler olsa bile uygula­madan vazgeçilmemesi gereken çok önemli bir dönüm noktası olacaktır.

Böylesi bir dönemde vergi ve vergi politikaları üzerine müm­kün olduğunca bilgilendirici bir çalışmayı da sizlerle paylaşmak isterim.

Unutulmamalıdır ki demokra­siler ancak birey, vatandaş, ver­gi mükellefi olma sorumluluğu üzerinde istikrarlı ve kalıcı olur.

Vergi ve ekonomi politikalarının ilişkisi:

Vergi (maliye politikası) ve fa­iz (para politikası) politikaları, modern devletlerin ekonomik istikrarı sağlamak, büyümeyi teşvik etmek ve gelir dağılımını düzenlemek için kullandıkları en önemli araçlardan ikisidir.

A-Vergilerin ekonomi üze­rindeki etkilerini şu başlıklar altında değerlendirebiliriz:

a) Gelir dağılımı ve adalet ver­gi politikaları, gelir dağılımın­daki adaletsizlikleri gidermede kritik bir rol oynar. Artan oran­lı vergi sistemleri, yüksek gelir gruplarından daha fazla vergi alarak gelir eşitsizliğini azaltma­yı hedefler. Örneğin, kişisel ge­lir vergisinde uygulanan yüksek oranlar, düşük ve orta gelir grup­larının üzerindeki vergi yükünü hafifletebilir.

b) Ekonomik büyüme ve yatı­rımlar vergi teşvikleri, yatırımları ve dolayısıyla ekonomik büyümeyi artırabilir. Örneğin, şirketler için uygulanan vergi indirimleri, ser­maye yatırımlarını teşvik ederek üretim kapasitesini ve istihda­mı artırabilir. Ancak, yüksek vergi oranları yatırımcıların risk alma iştahını azaltabilir ve ekonomik büyümeyi yavaşlatabilir. Tüketim ve tasarruf dolaylı vergiler (KDV gibi), tüketici davranışlarını et­kileyerek tüketim ve tasarruf eği­limlerini değiştirir. Yüksek dolaylı vergiler, tüketimi azaltarak tasar­rufu teşvik edebilir, ancak bu du­rum kısa vadede ekonomik aktivi­teyi düşürebilir.

B- Ekonomi politikaları­nın vergi gelirleri üzerindeki etkisi ekonomi politikaları, genel ekonomik durumu ve dolayısıyla vergi gelirleri­ni doğrudan etkiler. Aşağıda bu etkilerin bazıları ele alın­mıştır:

a). Para politikası: Merkez bankalarının uyguladığı para po­litikaları, enflasyon ve faiz oran­ları üzerinde doğrudan etkiye sahiptir. Yüksek enflasyon dö­nemlerinde, nominal gelirler ar­tarken vergi gelirleri de artabilir. Ancak, yüksek enflasyonun eko­nomiye getirdiği belirsizlik, vergi gelirlerinin öngörülebilirliğini azaltabilir.

b) Maliye politikası: Kamu harcamalarının artırılması veya azaltılması, ekonomik büyüme ve istihdam seviyelerini doğru­dan etkiler. Genişletici maliye politikaları (kamu harcamala­rının artırılması), kısa vadede vergi gelirlerini artırabilir, ancak uzun vadede bütçe açıklarına yol açabilir.

c) Yapısal reformlar: Yapısal reformlar, ekonominin verimli­liğini artırarak uzun vadeli vergi gelirlerini olumlu yönde etkiler. Örneğin, işgücü piyasasındaki reformlar, istihdam oranlarını artırarak daha geniş bir vergi ta­banı oluşturabilir.

Verginin modern dönemdeki rolü ekonomik ve sosyal fonksiyonları

Modern ekonomilerde vergi, sadece devletin gelir kaynağı ol­manın ötesinde, birçok önemli işlevi de yerine getirmektedir;

Gelir dağılımının düzenlen­mesi,

Ekonomik istikrarın sağlanması,

Kamu hizmetlerinin finansmanı,

Vergi ve ekonomi politikaları, bir ülkenin ekonomik istikrarını sağlamak ve sürdürülebilir bü­yümeyi teşvik etmek için birbir­leriyle uyum içinde çalışması ge­reken iki önemli unsurdur.

Vergi politikalarının doğru ta­sarlanması, gelir dağılımında adaletin sağlanmasına ve ekono­mik büyümenin desteklenme­sine yardımcı olurken, ekonomi politikaları da vergi

gelirlerinin artmasına katkı sağlar. Türkiye örneğinde de gö­rüldüğü gibi, bu politikaların

etkinliği, ülkenin ekonomik koşullarına ve ihtiyaçlarına göre şekillendirilmelidir.

Vergi politikaları ve siyaset ideolojisi

Vergi politikaları, devletin ma­li kaynaklarını nasıl topladığı, yönettiği ve harcadığını belirle­yen temel unsurlardan biridir. Bu politikalar, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve po­litik sonuçları olan kararlardır. Vergi politikalarının belirlenme­sinde ve uygulanmasında, hükü­metlerin ideolojik eğilimleri bü­yük rol oynar.

Vergi politikalarının vergi po­litikaları genellikle üç ana ilkeye dayanır:

- Adalet ilkesi, vergi yükünün vatandaşlar arasında adil bir şe­kilde dağıtılmasını öngörür.

- Etkinlik, vergi sisteminin ekonomik faaliyetleri teşvik ede­cek ve kaynak dağılımını optimi­ze edecek şekilde tasarlanmasını ifade eder.

- Basitlik ise vergi sisteminin anlaşılır ve yönetilebilir olması­nı sağlar.

Siyaset ideolojilerinin vergi politikalarına etkisi

Liberalizm: Liberal ideoloji, bireysel özgürlüklerin ve piyasa ekonomisinin önemini vurgular. Liberal vergi politikaları, genel­likle düşük vergi oranlarını ve sınırlı devlet müdahalesini sa­vunur. Bu ideolojiye göre, düşük vergiler ekonomik büyümeyi teş­vik eder ve bireylerin kendi gelir­lerini nasıl harcayacaklarına da­ir daha fazla özgürlük tanır. Ayrı­ca, liberalizm, dolaylı vergilerin (KDV gibi) kullanımını destek­ler, çünkü bu tür vergiler, tüke­timi vergilendirir ve gelir vergisi­ne göre daha az pay yaratır.

Sosyal demokrasi: Sosyal demokrat ideoloji, sosyal ada­let ve eşitlik prensiplerini ön planda tutar. Bu ideoloji, yüksek gelir gruplarından daha fazla vergi almayı ve bu gelirleri sos­yal hizmetlere yönlendirmeyi savunur. Amaç, gelir eşitsizli­ğini azaltmak ve toplumun de­zavantajlı kesimlerine destek olmaktır.

Muhafazakarlık: Muhafa­zakar ideoloji, geleneksel de­ğerlere ve toplumsal istikrara vurgu yapar. Muhafazakar vergi politikaları, genellikle orta sını­fın ve ailelerin yükünü hafiflet­meyi hedefler.

Sosyalizm: Sosyalist ideo­loji, mülkiyetin ve kaynakların kolektif yönetimini savunur. Sosyalist vergi politikaları, çok yüksek gelirli bireyler ve büyük şirketler üzerinde yüksek ver­giler uygulamayı ve bu gelirle­ri kamu hizmetlerine ve sosyal refah programlarına yönlendir­meyi içerir.

Sonuç: Vergi politikaları, sa­dece ekonomik araçlar değil, aynı zamanda politik ve sosyal düzenle­melerdir. Hükümetlerin ideolojik eğilimleri, bu politikaların nasıl şekillendiğini ve uygulandığını büyük ölçüde belirler. Dolayısıyla, vergi politikaları üzerine yapılan tartışmalar, sadece ekonomik de­ğil, aynı zamanda ideolojik bir bo­yuta da sahiptir. Gelecek de de ver­gi politikaları, ekonomik ve sosyal hedeflere ulaşmada anahtar rol oynamaya devam edecektir.

Son söz: Evrende en büyük zi­yan, sorgulama yeteneğini kaybet­miş bir beyindir. Albert Einstein

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomide senaryolar 02 Ekim 2024