Vergi paketi tartışılmaya devam ediyor
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından Orta Vadeli Program kapsamında hazırlanarak geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığına sunulan vergi paketi tartışılmaya devam ediyor. Henüz üzerinde çalışıldığı, kamuoyundan gelen tepkiler neticesinde birtakım eklemeler ve çıkarmalar yapıldığı konuşulsa da Meclise ve komisyonlara gelmediği için vergi paketinin en son halinin ne olacağı merakla bekleniyor.
Vergi paketi Gelir ve Kurumlar Vergisi, KDV, ÖTV, Vergi Usul Kanunu, Harçlar gibi çok sayıda düzenlemeyi ihtiva etmekte ve ilave vergi yükü getirecek düzenlemeleri içermektedir. Taslak vergi paketine yönelik mevcut haliyle öneri ve değerlendirmelerimiz olmakla birlikte paketin yasalaşması halinde daha sağlıklı değerlendirmeler yapılabileceğini belirtmiş olalım.
Pireye kızıp yorgan yakmak
Taslak vergi paketinin istisnaların kaldırılması ile ilgili bazı bölümlerinde, söz konusu istisnaların bazı mükelleflerce kötüye kullanıldığı belirtilerek istisnanın kaldırılmasına gerekçe gösterilmiştir. Bu gerekçelerle istisnaların kaldırılması vergi sistemi içinde kalarak mevcut istisnalardan yararlanan ve vergisini zamanında ödeyen mükelleflerle vergi kaçıran mükellefleri aynı kefeye koymak anlamına gelebilecektir. Bu durumda yapılması gereken, kanunla getirilen ve vergisel bir teşvik olan istisnanın kaldırılması değil, istisnayı kötüye kullanan mükellefler için kanunun öngördüğü cezaları kesmek olmalı.
Düzenlemeler geriye dönük olmamalıdır
Anayasa ile güvence altına alınmış olan “hukuk devleti” ilkesinin olmazsa olmazı hukuki güvenlik kavramıdır. Hukuki güvenlik; hukuk kurallarının önceden bilinmesi ve bireylerin eylem ve davranışlarını bu düzenlemeler çerçevesinde yerine getirmeleridir.“Kanunların geriye yürümezliği ilkesi” kanunların yürürlüğe girdikleri tarihten sonraki hukuki durumlara uygulanabilmesi, sonradan çıkan bir kanunun, yürürlüğe girdiği tarihten önceki olaylara uygulanmaması gereğidir. Bu hususa dikkat edilmesi hukuk güvenliği açısından önemlidir.
Üretici, yatırımcı, ihracatçı desteklenmeli
Zor koşullar altında üretim yapan, istihdam sağlayan, sıkılaştırıcı para politikalarına rağmen yatırım yapan mükellefler desteklenmelidir.Yatırım faaliyetlerindeki vergisel desteklere istihdamı artırıcı desteklere ve teşviklere devam edilmeli, ihracatçılar, tekstilciler, inşaatçılar gibi ekonomik olarak zor durumda olan sektörlere ilave vergi yükü getirecek düzenlemeler yapılmamalıdır. Taslak vergi paketinde gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine yurt içi asgari kurumlar vergisi önerilmekte, buna gerekçe olarak ta mükelleflerin yaklaşık yarısının zararlı ya da matrahsız beyanname verdikleri ve vergi ödenmediği belirtilmekte.
Taslak bu şekliyle yasalaşırsa zarar eden işletmelere peşinen vergi kaçıran bir gözle bakıldığı anlamına gelir ve vergisini düzenli ödeyen mükellefler de aynı kefeye konmuş olur. Zarar beyan eden firmaların yatırım harcamaları, yüksek maliyetler, istihdam ve finansman yükleri gibi gerekçeleri olabilir. Bazı mükelleflerin zarar beyan etmesi nedeniyle bütün mükellefleri vergilemek yerine zarar beyan eden mükelleflerin incelenmesi ve vergi incelemesi neticesinde vergi kayıp ve kaçaklar tespit edilirse bu mükelleflerin cezalandırılmaları daha doğru olacaktır. Son olarak, adaletli bir vergi sisteminin toplumun her kesiminin beklentisi olduğunu da belirtmiş olalım.