Vergi indiriminin 2017 yılı yatırımlarına katkısı
Yrd. Doç. Dr. Yusuf İLERİ - Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Gelir Vergisi Kanunu'nda “yatırım indirimi istisnası” ismiyle yatırımları teşvik eden bir düzenleme vardı. Her nedense bu düzenleme 80’lı yıllarda, önce kademe kademe alanı daraltıldı, sonra da tümüyle ilga edildi. Ne var ki ülkemiz için yatırımlar, üretim ve istihdamın teşviki yaşamsal önemdedir. Nitekim 2009 yılından farklı bir teşvik sistemi uygulamaya sokuldu. Bu sistemin hukuki dayanağını yasal düzenlemeler, Bakanlar Kurulu Kararları ve tebliğler oluşturmaktadır. İndirimli vergi, gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, sigorta primi işveren hissesi desteği, sigorta primi desteği, yatırım yeri tahsisi, faiz desteği, gelir vergisi stopaj desteği ve KDV iadesi olarak belirlenen teşvik konuları altı ayrı yasaya içerildi. Teşvikin uygulama kriterlerini, 2012/3305 sayılı BKK, 2012/1 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulanmasına İlişkin Tebliğ ile bu karar ve tebliğde yapılan değişiklikler oluşturmaktadır. Tüm bu teşvik unsurlarından yararlanmak için Ekonomi Bakanlığı'ndan teşvik belgesi almak ve ayrıca öngörülen işlem ve belgelerin her teşvik unsuru yönünde tamamlanması gerekmektedir. Türkiye, illerin sosyo-ekonomik düzeyleri dikkate alınarak altı bölgeye ayrılmış, bölgeler itibariyle teşvik konuları farklılaştırılmıştır. 1 ve 2. bölgelerde 1 milyon, 3, 4, 5, 6. bölgelerde 500 bin lira altındaki sabit yatırım tutarlarına teşvik belgesi verilmemektedir.
Bu sistemin en önemli unsurlarından biri olan indirimli vergi, KVK’nın 32/A maddesinde düzenlendi. GVK’daki yatırım indirimi istisnası, kurumlar vergisi mükelleflerini de kapsıyordu. İsmi “İndirimli Kurumlar Vergisi” olan düzenleme de hem kurumlar vergisi hem de gelir vergisi mükelleflerini kapsamaktadır. Nitekim 2012/3305 sayılı Karar'da tespit olunan indirim oranlarının gelir vergisi yönünden de geçerli olduğu açıklanmıştır.
Düzenlemenin can alıcı noktası yatırıma katkı tutarıdır. Zira bu tutar yatırımın devletçe karşılanacak kısmını yani yatırım nedeniyle tahsilinden vazgeçilecek kurumlar veya gelir vergisi tutarını ifade eder. Yatırıma katkı oranı, altı bölge olarak belirlenen “Bölgesel teşvik uygulamalarında” sırasıyla yüzde 15, yüzde 20, yüzde 25, yüzde 30, yüzde 40, yüzde 50 olarak belirlenmiştir. Basit bir örnek vermek gerekirse yatırıma katkı oranının yüzde 50 olduğu 6’inci bölgedeki 10 milyon lira tutarlı bir yatırımın 5 milyon lirası katkı payı olarak devlet tarafından karşılanacaktır. Bu tutardan, öyle bir yılda ya da bir defada değil, bir hesaplama sistemi içerisinde yıllara yayılarak vazgeçilecektir. Oysa yatırım indirimi istisnasından indirim oranı, faydalanılacak vergi tutarını değil, matrahtan tenzil edilecek tutarı ifade ediyordu. Aynı örnek üzerinde yüzde 40 olan yatırım indirimi oranı ile yüzde 20 kurumlar vergisi oranı dikkate alındığında vazgeçilen vergi tutarı 800 bin Lira olarak gerçekleşiyordu. Demek ki yürürlükteki vergi indirimi, yatırım indirimi istisnası ile mukayese edilmeyecek düzeyde önemli bir avantaj sağlamaktadır.
Yatırıma katkı oranı, büyük ölçekli yatırımlarda her bir bölge için 10 puan fazlasıyla, sırasıyla yüzde 25, yüzde 30, yüzde 35, yüzde 40, yüzde 50, yüzde 60 olarak uygulanmaktadır. 50 milyonu Lirayı aşan yatırımlar büyük ölçekli yatırım olarak kabul edilmiştir. Şu halde 6. Bölgedeki Diyarbakır’da gerçekleştirilecek 50 milyonluk bir yatırımda, devlet 25 milyon gibi önemli tutardaki bir vergiden vazgeçecektir. Stratejik yatırımlar için tüm bölgelerde uygulanacak vergi indirimi oranı yüzde doksan, yatırıma katkı oranı ise yüzde ellidir.
Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar'da, 2017/9917 Sayılı Karar'la yapılan değişiklik ile 2017 yılında gerçekleşen yatırım harcamalarında, her bir bölgede geçerli olan yatırıma katkı oranına 15 puan ilave edildi. Bu durumda 1. Bölge'deki İstanbul’da teşvik kapsamında gerçekleşecek bir yatırımda devletin vazgeçeceği vergi; yatırımın yüzde 30’una, şayet bu büyük ölçekli yatırımsa yüzde 40’ına, 6. Bölgedeki Diyarbakır’da ise yüzde 40 ve yüzde 75’ı olarak gerçekleşmektedir. Belirtmek gerekir ki 2015 ve 2016 yılları yatırım harcamaları yönünde de benzeri bir karar alınmıştı. 215/7496 sayılı BKK ile hem 1. Bölge'deki yatırımlar teşvik kapsamına alınmış hem de 2015 ve 2016 yılları harcamaları için katkı oranları sırasıyla yüzde 50, yüzde 55, yüzde 60, yüzde 65, yüzde 70 ve yüzde 80 olarak belirlenmişti.
Kuşku yok ki vergi indirimi, vergiye tabi bir kazancın varlığı halinde mümkün olabilmektedir. İndirim, hem yatırım aşamasında hem de yatırım tamamen faaliyete geçtikten sonra yapılabilmektedir. Bu önemli husus bir başka yazının konusunu teşkil edecektir.