Vergi İcra Kanunu’nda “konkordato” maddesi var ama, vergi borçları için uygulanabilirliği yok
Doç. Dr. Murat BATI - Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ali Fuad Başgil Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Anabilim Dalı Başkanı
Ülkemizde şirketler uzun süreden beridir iflas ertelemesi yoluyla borç yönetimlerini sağlamaktaydılar. Ancak 15 Temmuz 2016 tarihinde darbe girişiminin ardından gelen OHAL döneminde iflas ertelemesinin yapılamaması ve ardından da 2018 yılında 7101 sayılı Kanunla İcra ve İflas Kanunu’nda yapılan değişikliklerle birlikte Türk hukukunda ‘iflas erteleme müessesesi tamamen kaldırılmıştır. Bu nedenle şirketler artık borç erteleme yöntemi olarak “konkordato” müessesesini tercih etmeye başladılar. Konkordato müessesesinin temel hedefi borçlarını ödeyemeyen şirketlerin borçlarını ödeyebilir hale getirmeyi amaçlamaktadır.
Birçok insan uzun zamandır beni arayarak “bizim biraz vergi borcumuz var. Bunun için konkordato ilan etsek olur mu?” diye sorar oldular. Her ne kadar konkordato vergi borçlarını yani amme borçlarını kapsamıyor desem de Vergi İcra Hukuku olarak da bilinen 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 101’inci maddesinde “madde var ama kapsamazsa madde olur mu hiç” gibi tepkilerle karşılaştım. Yazının teknik kısmına girmeden önce söyleyeyim; amme borçları konkordatoya tabi değildir maalesef.
Vergi İcra Hukuku olarak da bilinen 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 101’inci maddesi “Amme idaresi tarafından iflas talebinde bulunulsa dahi tasdik edilen konkordato amme alacakları için mecburi değildir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Seri: A, Sıra No: 1, Tahsilat Genel Tebliği’nde konkordato ile alakalı açıklamalara yer verilmiştir. Buna göre, 6183 sayılı Kanun'un 101’inci maddesi ile amme idaresi tarafından iflas talebinde bulunulsa dahi tasdik edilen konkordatonun amme alacakları için mecbur olmadığı hükme bağlanmıştır. Konkordato müessesesi 2004 sayılı Kanun’un 285 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 308/c maddesinde de “206’ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz.” hükmüne ve aynı kanunun 206’ncı maddesi “Alacakları rehinli olan alacaklıların satış tutarı üzerinde rüçhan hakları vardır. Gümrük resmi ve akar vergisi gibi devlet tekliflerinden muayyen eşya ve akardan alınması lazım gelen resim ve vergi, rehinli alacaklardan sonra gelir.” hükmüne yer verilmek suretiyle devletin kamu hukukundan doğan belli alacakları için konkordatonun mecburi olmadığı hususu belirtilmiştir.
Ancak, 6183 sayılı Kanun’un 101’inci maddesi tür ayrımına ya da alacaklı amme idaresi ayrımına gitmeden Kanun hükümlerine göre takip edilen tüm amme alacakları için tasdik edilen konkordatonun mecburi olmadığını açıkça hükme bağladığından bu hususta herhangi bir tereddüde yer olmadığı açıktır. 2004 sayılı Kanun’da 4949 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle, 294’üncü madde “Mühlet içinde borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.” şeklini aldığından, konkordato kararı tasdik edilen amme borçlusu hakkında, aynı kanunun ilgili maddeleri uyarınca icra mahkemesince tayin edilen mühlet içerisinde, takip yapılmasına imkan bulunmamaktadır.
6183 sayılı Yasa’nın 101’inci maddesinde hüküm altına alınan konkordato başlıklı maddesinde 6183 sayılı Yasa kapsamına giren amme borçları için konkordato talep edilememektedir. Kanun maddesinden talep edilebilir gibi bir anlam çıksa da konkordato talep hakkı yoktur. Kanun maddesinde “mecburi değildir” ibaresinin kullanılmış olması konkordatoyu kabulünün idarenin isteğine bırakılmış şeklinde bir sonuç da çıkmamaktadır. Bu nedenle amme alacaklarına uygulanamayacak olan bu müessesenin daha açık ve anlaşılır bir şekilde yazılması gerekmektedir.