Vergi cenneti Türkiye

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

DÜNYA Gazetesi muhabirlerinden çok kıymetli dostum Aysel Yücel’in bir haberi çarptı gözüme. Haberde Honda’nın, elektrikli araç vizyonunu 5 yıl öne alarak, 2025'e kadar araçların üçte ikisinin elektrikli olacağından söz ediliyor idi. Ancak bizim için çok daha önemlisi, Honda’nın Başkanı Takuya Tsumura’nın, vergi avantajı ve altyapı olursa elektrikliyi Türkiye’de üretebiliriz beyanı idi. Japon otomotiv devi Honda’nın gelecek vizyonunda 2030 yılında üretilen her 3 araçtan 2’sinin elektrikli olması yer alıyor iken, bunu daha erkene çekmesi bu alandaki gelişmelerin daha da hızlı sonuçlar vereceğini ortaya koyuyor. Ancak benim daha fazla dikkat çekmek istediğim konu bu yatırımın Türkiye’de yapılabilme potansiyeli. Başkanın satır arasında verdiği mesaj önemli; “vergi avantajı ve altyapısı olursa”, demek ki mevcut durumu çok da yeterli bulmuyor diye okunabilir bu cümle. Bakın haber nasıl devam ediyor evvela ona bir göz atalım. “Honda EV, yani yeni elektrikli araçları Türkiye’de de üretebiliriz. Bunun için Türkiye gerekli bilgi birikimine ve potansiyele sahip. Ama sadece bunlar da yetmiyor. Üretimin gerçekleştirilebilmesi için vergide avantaj oluşturulması ve yasal altyapının kurulması gerek”. Tsumura, elektrikli araçların üretimine ilk etapta Honda CRV ile başlayacaklarını açıkladı. Türkiye’de oldukça esnek üretim kabiliyetine sahip olduklarını vurgulayan Başkanı Takuya Tsumura, “Kapasitemizi 50 bin araca kadar genişletebilecek durumdayız. Gelen yoğun talebi karşılayabiliriz. Honda Türkiye fabrikası, kaliteli Türk işçiliği ile Civic üretiminde dünyadaki en başarılı fabrikalardan biri. Civic Sedan ile ihracat pazarını 6’dan 33’e çıkardık. Dizel modelin üretime başlamasıyla da iharacat yapılan ülke sayısını artıracağız” dedi.

Birkaç yıl önce yaşamımıza Avrupa’da başlayarak giren Endüstri 4.0 ile teknolojideki robotlaşmanın ve robot endüstrisinin gelişmesi sonucu, istihdama olumsuz yansımaların olabileceği ve yanı sıra bu tür üretimlerin artık emeğin ucuz olduğu ülkeler yerine yine gelişmiş ülkelerde tercih edilebilirliğini kolay hale getirebileceğini daha önceki yazılarımda da belirtmiş idim. Otomotiv endüstrisi gibi ülkemizin ihracatında da birinci sırada yer alan katma değerli üretimlerin ülkemizde yapılabilme potansiyeli böyle bir konjunktürde son derece sevindirici ve umut verici.

Ancak gerek yabancı sermayeli yatırımcıları ülkemize çekebilmek, gerekse ülkemizdeki sanayicileri daha da genişlemeye ve büyümeye teşvik edebilmek için çok sağlıklı ve adil bir vergi politikasına sahip olmak zorundayız. Yetkili mercilerin bu haberden de gerekli mesajları alarak, konuya daha fazla eğilmelerini bekliyoruz. Ülkemizde kurumların elde ettiği kar üzerinden devletin aldığı Kurumlar Vergisi oranı standart ve ülkenin her yerinde ve sektörüne de aynı uygulanmakta. Bu konu üzerine söylenebilecek çok fazla şeyin olduğu muhakkak. Elbette yatırım yapan firmalara yatırımlarını vergiden düşme konusunda bir ayrıcalık tanınıyor, ancak ülkenin her bölgesinde sanayileşme hedefleniliyor ise, ki coğrafi ve nüfus dağılımımız bunu şart koşuyor, mümkün olan ölçüde bölgesel vergi farklılıkları ve cazibe merkezleri yaratılması gerekiyor. Bu konuda mevcut uygulamaların çok daha fazla geliştirilmesi kaçınılmaz. Aslında Kurumlar Vergisi’nin tüm firmaların faaliyetlerinin sektör bazlı olarak incelenerek ve detaylarına girilerek tetkik edilmesi, adil ve şeffaf bir uygulama ile suistimale uğratılmasının önüne geçiliyor olması gerek yerli gerekse yabancı sermayedarların güvenini de arttıracak bir husustur. Bu konuda ilerleyen haftalarda doğrudan sektör bazlı bazı örnekler vererek, resmi mercilerimizin dikkatini çekmeyi hedefliyorum.

Ülkemizin yatırımların artmasına ve ihracatı yükseltmeye çok fazla ihtiyacı var. Lojistik alt yapımız da bu gelişmeleri destekler durumda. İhtiyacımız olan, bir yandan Honda’nın başkanının da belirttiği gibi avantajlı vergi politikaları geliştirirken, diğer yandan da daha adil ve şeffaf vergi politikalarına sahip olabilmek. Bu konuda elde edilecek başarı Türkiye’yi vergi cenneti yapmaya yeteceği gibi, artacaktır bile.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sezon sonu, sezon başı 13 Aralık 2024
Devalüasyon olmadan olmaz 06 Aralık 2024
Sermaye göçü 29 Kasım 2024