Vergi çağdaş devlet olmanın bir gereğidir

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF [email protected]

 

Krizle birlikte çığ gibi büyüyen kamu borçları ve bütçe açıkları ülkeleri zorlamaya devam ediyor.
Borç ve açıkların ne şekilde ve kim tarafından finanse edileceği sorusunun cevabı tam olarak verilebilmiş değil. Konuyla ilgili en hararetli tartışmaların geçtiği ülke ABD, Aylar süren müzakerelerden sonra geçen hafta varılan anlaşmanın tarafları memnun ettiği söylenemez. Sonuçtan partiler bir yana halk da tatmin olmuş görünmüyor. Anlaşmaya göre, yıllık geliri
400 bin doların (evli olanlar için 450 bin dolar) üzerinde olan mükelleflerin ödeyecekleri gelir vergilerinin yanı sıra, tüm gelir grupları üzerindeki bordro vergileri de yüzde 2 oranında artacak.
Orta gelir grubunda yer alan bir ailenin gelirinde ayda yaklaşık 200 dolarlık bir azalmaya yol açacak bu artışın, harcamaların azalması ve büyümenin yavaşlaması şeklinde ekonomik sonuçları muhtemelen olacaktır.
***
Borç sorunu aslında ekonomik olmanın ötesinde siyasi ve ideolojik boyutları olan bir olgu, zenginler üzerindeki vergilerin arttırılmasında ısrar eden ABD Başkanı'na karşı devletin küçülmesi gerektiğini söyleyen Cumhuriyetçiler, vergilerdeki artış dışında, sosyal güvenlik ve kamu politikalarının sürdürülmesine de karşılar. Kongre kayıtlarına göre, hiç bir Cumhuriyetçi parlamenter 1993'ten bu son anlaşmaya kadar vergilerin arttırılmasından yana oy kullanmamış.
Kapitalizmin en saf şekliyle uygulanmasından yana olan Cumhuriyetçilere göre, devlet hiçbir şekilde ekonomiye müdahale etmemeli. Yalnızca karın olabildiğince arttırılmasına dayalı bu anlayışın, gelir bölüşümünün bozulmasından dolayı ortaya çıkacak sosyal sorunlara yeterince duyarlı olduğu söylenemez. Sosyal içerikten yoksun bir iktisadi modelin demokrasiyle ne derece uyuştuğu ise başlı başına bir tartışma konusudur. Asıl gürültü, Şubat ayında borçlanma limitinin arttırılması görüşmelerinde kopacak. Limitin arttırılmamasının ABD ve dünya ekonomisi için ağır sonuçları olacağını söyleyen Obama'ya Cumhuriyetçilerin tavrı merak ediliyor.
***
ABD ile Kıta Avrupası ülkeleri arasında, siyasilerin ekonomik konulara yaklaşımları açısından büyük farklılıklar var. ABD ve İngiltere'nin aksine, Avrupa ülkelerinde müdahaleci, bir başka deyişle sosyal içerikli politikalarla desteklenen bir kapitalist model daha ağır basıyor. Yıllardan beri devam eden ekonomik kriz, öyle sanıldığı gibi bu anlayışı pek değiştirmiş değil. Krizden en fazla etkilenen ülkelerden Fransa'da iktidardaki sosyalistler, artan bütçe ve kamu açıklarıyla baş edebilmek için zenginler üzerindeki vergileri arttırmaya hazırlanıyorlar. Fransa Başkanı François Hollande'ın, yılda 1 milyon euronun üzerinde gelir elde edenlerin vergi oranını yüzde 75'e çıkarma girişimini protesto eden ünlü film yıldızı, Gerard Depardieu çareyi Rus vatandaşlığına geçmekte buldu. Bunun muhtemelen başka nedenleri vardır. Bundan otuz yıl önce Sovyetler Birliği'nin yerinin kapitalist bir Rusya tarafından alınacağı söylenmiş olsaydı, eminim buna pek inanan çıkmazdı. Bir zamanlar sosyalizmin kalesi olan ülke, şimdi zenginlere kucak açıyor. Fakat her zengin Depardieu gibi değil. Dünyanın en zengin kişilerinden biri olan Amerikalı Warren Buffett ise zenginlerden daha çok vergi alınması gerektiğine inanıyor. Öyle görünüyor
ki, önümüzdeki yıllarda vergi tartışmaları daha da artacak. Farklı görüşler elbette olacaktır. Devletlerin giderlerini karşılamak için cebren topladıkları vergilerden insanların hoşlanması zaten beklenemez. Harcamaların ne şekilde karşılanacağı konusunun insanları eskisi kadar ilgilendirdiği yok. Hükümetlerin işi giderek zorlaşıyor. Vergi, toplu yaşamanın doğal bir sonucu olduğu kadar, çağdaş devlet olmanın da bir gereği, herkesin kazancına göre vergi vermesi ise bence adil bir uygulama. Yüksek geliri sadece bireylerin sahip olduğu kişisel özelliklere bağlamak yeterli bir düşünce değil; o gelirde, ülkenin sağladığı olanakların payının da olduğunu unutmamak lazım.
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016