Vergi barışı ve getirdikleri...
Dr. Hayrullah DOĞAN
“Yeniden yapılandırma” kavramı ekonomiden, siyasete kadar hayatımızın her kademesinde zaman zaman uygulanması gereken bir kavram haline geldi. Mevcut durumun iyileştirilmesi noktasında çok önemli olan bu kavram, işlevselliğiyle hayatımızı adeta şekillendiriyor. Ülkemizin ekonomik kalkınmasında en önemli enstrümanlardan biri olan vergi konusuyla alakalı olarak, geçtiğimiz ağustos ayında TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırmasına İlişkin Kanun Tasarısı” da mükellefi devletle el sıkıştıran bir tasarı olarak hayatımıza girdi. Bu sayede vergi borcu olan milyonlarca vatandaşımız borcunu ödeyebilme yolunu buldu. Vergi borcu olan milyonlarca kişiyi ilgilendiren bu vergi yapılandırması için son başvuru tarihinin 25 Kasım’a uzatılması da borcunu ödeme konusunda geç kalan vatandaşlarımızı harekete geçirdi. Böylece devlet, vatandaşının borcunu ona maddi külfet olmayacak şekilde tahsil etmeye başladı.
Maliye Bakanımız Naci Ağbal’ı, vergi konusunda vatandaşlarımızı harekete geçirecek cesur yeni uygulamaların mimarı olarak kutlamak gerekiyor. Bakan, kamuoyuna müjdelediği reformları süratle gerçekleştirip hayata geçirdi. Devlete küsen dürüst mükellefler, devletle barıştı.
2014 yılında yayınlanan ve kısa sürede tükendiği için ikinci baskısı genişletilerek bu günlerde okuyucu ile buluşan Örneklerle Vergi İncelemeleri kitabımda yer alan vergi incelemesi ile ilgili önerilerimizin birçoğunun gerçekleştirildiğini görüyoruz. Mükellef hakları ile ilgili bu düzenlemeleri detaylandırmak gerekirse:
1- Tutanağın mükellefle müfettişin ortak ürünü olması yani mükellefin de tutanağa istediği şeyleri ekletme hakkı olduğunu yazmıştık. Artık mümkün. Ve hatta tutanak taslağı mükellefe imza gününden 2 gün öncesi verilecek.
2- İncelemenin maksadının ödenmesi gereken verginin hesaplanması olduğu, bu nedenle mükellefle fazla ödemenin de lehine dikkate alınması gerekir demiştik. Oldu.
3- Salt Vergi Tekniği raporlarına dayanılarak yapılan incelemelerin Maliye’nin yumuşak karnı olduğunu ve mükellefe yapılan büyük bir haksızlık olduğunu söylemiştik. Düzeltildi. Artık müfettiş detaylı inceleme yapacak.
4- Dürüst mükellefle ilgili kendisine inceleme sonucunu bildirmemek yanlış demiştik. Yanlıştan dönüldü.
Bunların yanı sıra beklediğimiz düzenlemeler de var. Örneğin müfettişin yargı performansı değerlendirmesi: Böylece müfettiş “Ben raporumu yazayım, mükellef mahkemede uğraşsın” diyemez. Eğer yazdığı raporlar yargıda düştüğünde puanında azalma olursa inanmadığı bir konuyu eleştirmekten kaçınır ve mükellef de yıllarca mahkemelerle uğraşmaz. Beklediğimiz bu yeni reformların hem devlete hem de mükelleflere ciddi kazanımlar sağlayacağını düşünüyorum.