Vergi barış kanunları ve fon uygulamaları
Vergi kanunlarımızda bazı kazançlar teşvik amaçlı olarak kısmen veya tamamen vergiden istisna tutulabilmektedir. Beklenen amaçların gerçekleşebilmesi için mükelleflerin uymaları gereken bazı şartlar öngörülmektedir. Vergiden istisna edilen tutarların sermayeye eklenmeleri veya bir özel fon hesabında tutulmaları gibi.
2003 yılından bu yana TBMM tarafından kabul edilen Vergi Barışı kanunlarında da kayıt dışı kalan yurt içi veya yurt dışı firma varlıklarının, kanunlarda öngörülen düşük oranlarda vergilenebilmesinin şartlarından biri de pasifte özel fon hesabı oluşturulmasıdır.
Bu gün yazımızda, 23.06.2016 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulmuş olan’’Yatırım Ortamının İyileştirilmesi amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’’nda yeni bir vergi barışı öngörülmesini de dikkate alarak bu güne kadar vergi barışı kanunları ile öngörülen fon uygulamaları üzerinde duracağız.
1) 4811 Sayılı Vergi Barışı Kanunu
2003 yılında kabul edilip yürürlüğe konulan Vergi Barışı Kanunu’nun 11. maddesinde gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi. kollektif ve adi komandit şirketler dahil): işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları ile kayıtlarında düşük değerle yer alan makine, teçhizat ve demirbaşlarını kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedel ile bu kanunun yürürlüğe girdiği ayı izleyen üçüncü ayın son iş gününe kadar bir envanter listesi ile vergi dairelerine bildirmek suretiyle defterlerine kaydedebilirler.
Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu madde hükümleri uyarınca aktiflerine kaydettikleri emtia için ayrı; makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrı olmak üzere özel karşılık hesabı açarlar.
Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi halinde sermayenin unsuru sayılır ve vergilendirilmez. Makine, teçhizat ve demirbaşlar envantere kaydedilir ve ayrılan karşılık birikmiş amortisman addolunur. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise söz konusu emtiayı defterlerinin gider kısmına satın alınan mal olarak kaydederler.
2) 5811 Sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun
2008 yılı Kasım ayında yürürlüğe giren kanunun üçüncü maddesinde vergi barışından yararlanacak mükelleflerce için özel fon hesabı açılması ön görülmüştür. Maddeye göre,
“Gerçek veya tüzel kişilerce, 1/6/2009 tarihi İtibarıyla sahip olunan ve yurt dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazlar, 30/9/2009 tarihine kadar Yeni Türk Lirası cinsinden rayiç bedelle banka veya aracı kuruma bildirilir ya da vergi dairelerine beyan" edilir.
- Bu kıymetler, 213 sayılı Kanun uyarınca defter tutan mükellefler tarafından beyan tarihi
İtibarıyla kanuni defterlere kaydedilebilir. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu kanun
hükümleri uyarınca kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetler için pasifte özel fon hesabı açarlar.
Bu fon hesabı, sermayenin cüzü addolunur, sermayeye ilave dışında başka bir amaçla
kullanılamaz, işletmenin tasfiye edilmesi veya GVK 81, KVK 19-20. maddelerinde yer alan devir ve bölünme hallerinde vergilendirilmez. Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca gösterirler. Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaz.
- Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye'de bulunan ancak 1/6/2009 tarihi itibarıyla kanuni defter kayıtlarında işletmenin öz kaynakları arasında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 30/9/2009 tarihine kadar Yeni Türk Lirası cinsinden rayiç bedelle vergi dairelerine beyan edilir. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu kanun hükümlerine göre 213 sayılı Kanun uyarınca kanuni defterlerine, taşınmazlar dışındaki varlıklarını banka ve aracı kurumlardaki hesaplara yatırmak suretiyle kaydederek pasifte özel fon hesabı açarlar.
Bu fon hesabı, sermayenin cüzü addolunur ve beyan tarihinden itibaren altı ay içinde(daha sonra süre uzatılmıştır) sermayeye ilave olunur. Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca gösterirler. Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaz. Defter tutma yükümlülüğü bulunmayan gelir vergisi mükellefleri, taşınmazlar dışındaki varlıklarına ait futadan banka ve aracı kurumlardaki hesaplara yatırırlar, bunlar için ayrıca diğer şartlar aranmaz.
3) 6111 Sayılı Kanunda varlık barışı ve özel karşılık
2011 yılı Şubat ayında yürürlüğe giren Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortaları ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında 6111 Sayılı Kanun’un 10. maddesi vergi barışına ilişkin hükümleri içermektedir. Maddeye göre, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kolektif ve adi komandit şirketler dâhil), işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedel ile bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar bir envanter listesi ile vergi dairelerine bildirmek suretiyle defterlerine kaydedebilirler. Bildirime dâhil edilen kıymetler için amortisman ayrılmaz.
Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, birinci fıkra hükümleri uyarınca aktiflerine kaydettikleri emtia için ayrı, makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrı olmak üzere özel karşılık hesabı açarlar.
Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi halinde sermayenin unsuru sayılır ve vergilendirilmez.
Makine, teçhizat ve demirbaşlar envantere kaydedilir ve ayrılan karşılık birikmiş amortisman addolunur.
İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise söz konusu emtiayı defterlerinin gider kısmına satın alınan mal olarak kaydederler.
4) Gelir Vergisi Kanunu geçici 85. madde ve özel fon
6486 Sayılı Kanun’la GVK’ya kanuna eklene geçici 85. madde ile gerçek veya tüzel kişilerce, 15/4/2013 tarihi itibarıyla sahip olunan ve yurt dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazlar, 31/7/2013 tarihine kadar Türk Lirası cinsinden rayiç bedelle, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca faaliyette bulunan bankalara veya 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca faaliyette bulunan aracı kurumlara bildirilir ya da vergi dairelerine beyan edilir.
Birinci fıkrada sayılan kıymetler, Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükellefler tarafından beyan tarihini takip-eden ay sonuna kadar kanuni defterlere kaydedilir. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu madde hükümleri uyarınca kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetler için pasifte özel fon hesabı açarlar.
Bu fon hesabı, sermayenin cüzü addolunur, sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamaz, işletmenin tasfiye edilmesi hâlinde ise vergilendirilmez. Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca gösterirler. Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaz.
TBMM’ne sunulan kanun tasarısında önerilen vergi barışı ile ilgili düzenlemelere ilişkin açıklamalara gelecek yazımızda yer vereceğiz.