Venezuela Devlet Başkanı Maduro, şifreli parayı da madara eder mi?

Güven SAK
Güven SAK DÜNYA İŞLERİ

Nicolas Maduro, 2013 yılında Venezuela Devlet Başkanı oldu. Doğrusu ya, dört yılda Venezuela’yı madara etti. 2015’te genel seçimleri kaybetti, parlamentonun yetkilerini üzerine alarak parlamentoyu münazara kulübüne çevirdi. Eski başkan Hugo Chavez de demokrat sayılmazdı ama hiç değilse alem bir adamdı. Bu ise ilginç bile değil, sıkıcı. Ben Maduro’ya bakınca, Karl Marks’ın Napolyon Bonapart’ın yeğeni ve varisi Lui Napolyon Bonapart için söylediğini hatırlıyorum: “Tarihte olaylar iki kez tekrarlanırlar. İlkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak.” Aynen. Neye el atarsa kurutan Maduro şimdi de şifreli para işine girecekmiş. Öyle dedi 3 Aralık 2017’de. Amaç, Amerikan ambargosunu delmek. Ne dersiniz? Maduro şimdi şifreli parayı da madara eder mi? Bana nedense hiç öyle gelmiyor. Gelin bir anlatayım aklımdakini.

Ne olabilir?

Geçenlerde Maduro, Venezuela’nın Amerikan ambargosunu delmek için şifreli para ihraç etmeyi düşündüğünü açıkladı. Satılacak şifreli paranın ismi “petro” olacaktı. Arkasında ise ülkenin petrol, doğal gaz, altın ve elmas rezervleri olacaktı. Şimdi ben bu haberleri okuduğumdan beri Venezuela’nın tam olarak ne yapmak istediğini anlamaya çalışıyorum. Ortada daha tam bir oyun planı yokmuş gibi duruyor. Ama bana sanki bir nevi ICO (Initial Coin Offering—İlk Jeton Arzı) olacak gibi geliyor. Neden? Venezuela’nın kendi dijital parasını ihraç etmesinin pratikte hiçbir anlamı yok çünkü. Venezuela bolivarı nasıl yerlerde sürünüyorsa, Venezuela hükümetinin dijital parası petronun akıbeti de aynı olur. Miki Maus ülkesinin parası da Miki Maus parası olur, dijital ya da değil. Herkes ondan kaçar.

Ne zaman fark olabilir? Her bir petro, petrol rezervlerinin belli bir bölümünün mülkiyetini temsil ediyorsa farklı olabilir. Neden? O vakit, ICO ile bir nevi özelleştirme yapılmış olur. Her bir coin bir nevi hisse senedi olur. En son Maduro döneminde bakkalları bile devletleştiren Chavistalar için sonuç trajik olur elbette ama yine de olabilir. İktidarda kalmaya devam ederler.

Ama kim Venezuela’nın müflis hükümetinin verdiği mülkiyet devri sözüne inanır ki? Ülkede kural hâkimiyeti yokken, petrol rezervlerinin mülkiyetini devretme sözü veren bir dijital protokolün de bir değeri olmaz diye düşünüyorum ben doğrusu. Kimse ona da para vermez. Hem 150 milyar dolarlık borcun karşılığı zaten o rezervler. Ödeyemezlerse zaten mülkiyetin kime gideceği belli.

Peki, bunlar olmazsa, Venezuela hükümeti ne yapmak istiyor olabilir? Ortada bir nevi akıllı kontrat fikri olmalı, o vakit. Somutlayayım: “Nasıl bir ICO ve buna bağlı akıllı kontrat olabilir?” diye düşünüyorum ben doğrusu. Venezuela’da devlet petrol şirketi PDVSA bir nevi işletme sermayesi yetersizliğinde ve yolsuzluk kaynaklı beceriksizlikten kendi petrolünü bile çıkartamıyor bu aralar. Bu nedenle daha geçen yıl petrol üretimi yüzde 16 düştü. Buradaki işletme sermayesi ihtiyacı araya banka filan girmeden bir tür ICO ihracı ile sağlanabilir mi? PDVSA, akıllı bir kontrat ile çıkardığı petrolü önceden belli bir fiyat üzerinden satar. Alıcı ödemeyi akıllı konrata yapar. Bir nevi geçici hesap işlevi görüyor akıllı kontratlar. Farkı: Banka filan başka bir aracı gerektirmiyor. Sonra teslimat yapılır yapılmaz, bir bilgisayar protokolü olan akıllı kontrat, parayı, PDVSA’nın hesabına otomatik geçirir. Hatta teslimatın yapılıp yapılmadığını GPS ile izleme fonksiyonu bile akıllı kontrata eklenebiliyormuş. Nedir? ICO mal yola çıktığında satışa çıkar. Ödeme adı bu tür akıllı kontratlarla birlikte anılan ethereum platformu üzerinden yapılabilir. Sonra Venezuela hükümeti ya da PDVSA o topladığı etherleri nakde çevirir.

Bu arada ikinci el işlem de olabilir. Konrata ilk parayı yükleyen, bunu bir başkasına da devredebilir kuramsal olarak. Blockchain’e kaydedersiniz yeni maliki. Dolayısıyla ihraç edilen petrolar üzerinde spekülasyon filan da yapılabilir. Petro bir nevi portföy yönetim aracı da olabilir böyle bakarsanız.

Peki, petro, Venezuela’nın ödemeler dengesi krizini çözer mi?

Venezuela dünyanın kanıtlanmış en büyük petrol rezervine sahip. Gelin görün ki bu aralar kendi milletini doyuramıyor bile. Gıda maddeleri ithalatı faturasını ödeyecek, yeterince dolar kazanamıyor. Halbuki gıda maddelerinin üçte ikisini ithal etmek zorundalar. Onlar ona emperyalizmin oyunu diyorlar ama sonuçta hadise yanlışta ısrar etmekten kaynaklanıyor. İktisat politikası nedeniyle, ülke parası durmadan değer kaybediyor. Bu arada, fiyatlar da durmadan artıyor. Ülke riski, her gün biraz daha yükseliyor. Bakkallara el koyup, fiyatlara narh koymak gidişatı yalnızca kötüleştiriyor. Ülkeler intihar etmeye karar verebilirler mi? Venezuela örneği ortada.

Harvard Üniversitesi’nden Ricardo Hausmann’ın hesabına göre, Mayıs 2012’de 52.854 kalori satın almaya imkân veren asgari ücret, Mayıs 2017’de 7.005 kalori almaya ancak yetmeye başlamış. Aralık 2017’de asgari ücretle satın alınabilecek toplam kalori tutar 2.704’e kadar düşmüş. Bu tutarın artık beş kişilik bir aileyi besleyebilmesi mümkün değilmiş. Nedir? Petrol zengini Venezuela’da, ekonominin çarkları dönmüyor, yolsuzluk almış yürümüş ve millet karnını doyuramıyor.

Geçen yıl Başkan Trump, Venezuela’nın dolar piyasalarından yeni borçlanma yapmasını yasaklayan bir kararname yayımladı. Bu kısmi ambargo kararına göre, Venezuela hükümetinin ya da petrol şirketi PDVSA’nın yeni ihraç edeceği borçlanma senetleri, Amerikan finansal piyasalarında işlem yapan kurumlar tarafından satın alınamayacak. Bu efektif olarak, Venezuela’nın tahvillerinin yeni tahviller ihraç edilerek finanse edilmesi imkanını ortadan kaldırdı. Normalde, geri ödeme gününden bir gün önce ihraç edilen yeni tahvillerle eski tahvil borçları ödeniyor. Bu karar, Venezuela’nın ekonomik zorluklarını katmerli hale getirdi. Ülke ödemeler dengesi krizine girdi. Kaynak arayışı işte böyle başladı.

Amerikan ambargosu, Venezuela’nın Amerikan doları piyasalarına girişini efektif olarak yasaklıyor. Aslında mevcut tahvilleri bilançolarda taşımak da yasak kapsamına alınabilirdi. Ama o takdirde Amerikan bankalarının da bilanço hasarı olurdu. Alınmadı diye Venezuela’nın uzun vadeli tahvilleri prim bile yaptı. Onun için ambargo kısmi diyorum zaten. Mesela Venezuela’nın petrolünü alma yasağı da getirmedi Amerikan şirketlerine. Kısmi dediğim bu.

Ambargoyu şifreli para ile delme denemesi, şifreli paraya zarar verir mi?

Aklımdaki soru işte budur: Venezuela’nın Amerikan ambargosunu şifreli para ihracı ile delme girişimi sonunda ne getirir? Kısmi yasak nedeniyle, Venezuela petrolünü almak yasak olmadığına göre aslında ilk bakışta yapılabilir gibi duruyor. Ama ambargo şimdilik kısmi. Bu deneme, Güney Kore’de geçenlerde olduğu gibi, şifreli para hesaplarının kimlik bilgilerinin izlenebilir olması yolundaki çabaları güçlendirebilir öncelikle. Kişiler yine kendi aralarında, bir üçüncü kişiye ihtiyaç duymadan işlem yapabilirler ama kamu otoritesinin istediğinde izleyebileceği bir kayıt izi bırakmak zorunlu olur. Hesapların izlenebilir olması, şifreli para işini öldürür mü? Ben, akıllı kontratlar vasıtasıyla yapılabilecek işleri düşündüğümde, bu sürecin maliyetleri ne kadar azaltabileceğini dikkate aldığımda doğrusu ya, bir şey olmaz diye düşünüyorum. Şifreli para işinin en önemli tarafı işlemlerin görünmez olması değil bana sorarsanız, maliyetleri düşürme potansiyeli. Bitcoin ve diğer altcoinler üzerinde yapılan işlemler, bunlara yönelik yoğun ilgi ise, blockchain teknolojisinin yaygınlaşmasını ve daha efektif hale gelmesini sağlıyor. Ağ (network) tamamlanmadan, teknolojinin değeri belirmiyor.

Ama kimse Amerikan ambargosunun ikincil muhatabı olmak istemez

Bana, dokunduğu her şeyi değersizleştiren Maduro, öncelikle şifreli parayı madara edemez gibi geliyor doğrusu. Peki, Venezuela, Amerikan ambargosuna rağmen, ihtiyaç duyduğu Amerikan doları girişini bu yolla yeniden başlatabilir mi? Hayır. Kısmi ambargo, Venezuela’dan petrol alımını tümden yasaklayan tam bir ambargoya dönerse, petro-coin filan da kâr etmez gibi geliyor bana. Amerikan finansal otoritesinin Venezuela’yı dolar piyasalarından dışlama kararının ikinci muhatabı olmayı kimse istemez. Hele ki, Amerikan Savunma Bakanı Mattis’in geçen gün “Artık temel tehdit terörizm değil, ülkeler arası rekabet.” dediği bir yeni dünyada.

Çin ya da Rusya, Venezuela’yı yüzdürebilir mi? Bana zor geliyor. Venezuela hükümetine de zor geliyor ki şifreli para filan diyorlar. Ödemeler dengesi krizi zor iş.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar