Vekaleti olan herkes işveren vekili sayılmaz!
İş mevzuatında işveren vekili özel bir konuma sahiptir. Genel olarak işveren vekilleri iş güvencesi hariç işçiye sağlanan tüm haklardan yararlanabilmektedir. Aynı zamanda işveren vekili işveren gibi yapılan iş ve işlemlerden sorumludur. İşveren vekilinin hangi görev ve niteliklere sahip olduğu bu anlamda oldukça önemlidir. İşverenin sadece vekalet vermiş olmasıyla bir kişinin işveren vekili sayılması mümkün değildir. İşveren isterse aynı anda birden çok kişiye çeşitli konularda vekâlet verebilir. Banka işlemlerinin yürütülmesi, Sosyal Güvenlik Kurumu’na elektronik ortamda bildirim yapılması, noter işlemlerinin yürütülmesi gibi birçok konuda tek bir kişiye veya birden fazla kişiye vekalet verilebilir. Yetki sahibi her durumda işveren vekili sayılmaz. İşveren vekili olmanın iş ve sosyal güvenlik mevzuatında bazı şartları vardır. İş Kanunu’nun 2. maddesinde işveren vekili, “işveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimseler” olarak tanımlanmıştır. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumludur. İşveren vekilliği sıfatı, işçilere tanınan hak ve yükümlülükleri ortadan kaldırmamaktadır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na göre "İşveren adına ve hesabına, işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimse, işveren vekilidir. Bu Kanunda geçen işveren deyimi işveren vekilini de kapsar” denmektedir. İşveren vekiline işveren tarafından verilen temsil yetkisi; işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev almayı kapsamalı, yönetimde bir görev verilmemiş ise salt temsil yetkisi verilen kişiler işveren vekili olarak kabul edilememelidir.
Örneğin, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yasal bildirimleri için işveren, insan kaynakları yetkilisine e-bildirge kullanıcısı olma yönünde yetki vermişse, bu çalışan sadece e-bildirge kullanıyor diye işveren vekili sayılmayacaktır. Ancak bu çalışan aynı zamanda işyeri ve işletmenin bütünü sevk ve idare ediyorsa, yani yönetimde söz hakkı bulunuyorsa ancak bu halde işveren vekili sayılacaktır. Bu ilkenin benimsenmesi işveren ve çalışanlar açısından büyük önem taşımaktadır. Öyle ki yakın zamanda Sosyal Güvenlik Kurumu’nun en önemli uygulama sorunlarından biri de “işveren vekili” kavramı olmuştur. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan tespite göre, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bazı ünitelerinde e-Sigorta kullanıcı kodu ve şifresi almak için işverenlerin yetki verilmesini talep ettiği e-Sigorta kullanıcılarının, aynı zamanda işveren vekili olarak görevlendirmediği halde işveren vekili olarak tescil ekranına işlendiği tespit edilmiştir. Oysa ki bir kimsenin e-Bildirge kullanıcısı olması işveren vekili olması için yeterli değildir.
Bu hususta Sosyal Güvenlik Kurumu da idari düzenlemeyle, işverenler tarafından işveren vekili yetkisi verilmediği halde sadece e-sigorta kullanıcı kodu almaya ve kullanmaya vekaletname ile görevlendirilmiş kişilerin işveren vekili olarak yapılan kayıtlarının düzeltilmesine karar vermiştir.