Vatandaşın kanını emen(!) bankalara Merkez’den faiz desteği geliyor

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Bankanın temel işlevi nedir; vatandaştan ve şirketlerden mevduat olarak faiz karşılığı para toplar, sonra bu parayı daha yüksek faizle kredi olarak kullandırır. Aradaki farktan da para kazanır. Mevduat biçiminde toplanan paranın bir kısmı da, bir anlamda güvence olarak Merkez Bankası’na zorunlu karşılık adıyla yatırılır. Bankalar, Merkez Bankası’nda tutmak zorunda oldukları bu karşılık için TL cinsi mevduatlarda 2010’un ekimine, döviz cinsi mevduatlarda ise 2008’in aralık ayına kadar faiz alıyorlardı. Merkez Bankası, söz konusu tarihten itibaren zorunlu karşılıklara faiz ödemeyi durdurdu. Bankalar önce bu uygulamaya karşı çok ses çıkardılar; ama bankaların bankası Merkez Bankası geri adım atma niyetinde değildi ve uygulama düne kadar sürdü.

Merkez Bankası, Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan yönetmelikle, zorunlu karşılıklara faiz uygulamasının yolunu açtı. Daha önceki yönetmelikte “Zorunlu karşılıklara faiz ödenmez” deniliyordu ve nitekim zaten yukarıda verdiğimiz tarihlerden beri karşılıklar için bankalara herhangi bir faiz ödemesinde bulunulmuyordu. Resmi Gazete’nin dünkü sayısındaki yönetmelik değişikliğiyle “Zorunlu karşılıklara Merkez Bankası’nca tespit edilen usul ve esaslara göre faiz ödenebilir” denildi. Dikkat edelim; yönetmelik değişikliğinde “Faiz ödenir” denilmiyor, “Ödenebilir” deniliyor. Böylece Merkez Bankası ipleri yine elinde tutuyor. Faizin oranını da Merkez Bankası belirleyecek, ödeme yapıp yapmamayı da. Zorunlu karşılığa faiz ödenecekse uygulama bugün de başlayabilir (hatta belki dün geç saatlerde de başlamıştır), duruma göre bir hafta, bir ay sonra da başlayabilir.

Yalnızca TL karşılıklara

Zorunlu karşılıklara yeniden faiz verilmesine ilişkin ilk işaret Para Politikası Kurulu’nun önceki gün açıklanan toplantı tutanaklarında yer aldı. Tutanaklarda bu konuyla ilgili olarak şu görüşlere yer verildi:

Kurul, para politikasının normalleşme sürecinde zorunlu karşılıkların Türk Lirası olarak tutulan kısmına faiz ödenmesi konusunu da bu çerçevede değerlendirmiştir. Bu aşamada olmasa da gerekli görülmesi halinde ileri bir tarihte böyle bir düzenlemenin gündeme alınabileceği belirtilmiştir. Zorunlu karşılıklara kısmi faiz ödenmesinin aynı zamanda ROM üzerindeki etkileri farklı açılardan değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeler doğrultusunda, zorunlu karşılıklara kısmi faiz ödenmesi ile ilgili olarak ilerde yapılabilecek bir düzenlemenin ölçülü ve sınırlı tutulmasının uygun bir yaklaşım olabileceği ifade edilmiştir.”

Dövizden TL’ye kayma olabilir 

Tüm bankacılık sisteminin zorunlu karşılıklarının toplamı ocak ayı itibariyle 197 milyar lira düzeyinde bulunuyor. Bu tutarın yalnızca 16 milyarı TL cinsi mevduat karşılıklarından oluşuyor. Yabancı para mevduat karşılıklarının düzeyi ise 181 milyar lira.

Merkez Bankası’nın ifadesi çok açık; zorunlu karşılıkta faiz ödemesi yalnızca TL cinsi olanlar için gündeme gelecek. Dolayısıyla, şu aşamada yalnızca 16 milyarlık TL karşılıklar için faiz ödenmesi söz konusu. 

Ancak, bu tablo, bankaların TL mevduatları için döviz cinsinden karşılık ayırmayı tercih etmeleri yüzünden böyle oluşmuş durumda. Merkez Bankası’nın TL karşılıklar için faiz ödemeye başlaması ve bu faizin tatmin edici bir oranda bulunması halinde karşılıklarda hızlı bir şekilde dövizden TL’ye kayma gözlenebilir.

Desteğin gerekçesi

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun toplantı tutanakları, Kurul toplantısından sonra yapılan ilk açıklamada olduğu gibi oldukça karamsar bir tablonun varlığına işaret ediyor.

Merkez Bankası, ekonominin cendereye girdiği, iç talebin giderek yavaşlayacağı bir ortamda başımıza bir de banka sıkıntısı çıksın istemiyor belli ki. Bu yüzden de bankalara biraz soluk aldıracak faiz desteği sağlamayı öngörüyor.

Kamuoyunda, bankaların hem vatandaşın, hem iş aleminin kanını emdiği, bu kuruluşların çok kar ettiği şeklinde bir yargı var. Bu yargıya yalnızca vatandaş ve iş alemi sahip değil ki… Hükümet üyeleri bile zaman zaman benzeri görüşleri dile getiriyorlar. Ama unutulan şu; bir ya da birkaç bankanın bırakınız batması, birazcık tökezlemesi bile Türkiye ekonomisinde büyük yaralar açar. Bir bankanın zor duruma düşmesi, bir sınai tesisin aynı durumda kalmasından çok ama çok farklıdır.

Bankacılık sisteminden ufak ufak sıkıntı sinyalleri geldiği ileri sürülmekte. Merkez Bankası’nın bu adımının da mutlaka bir nedeni var zaten.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar