Vatandaş için tasarruf aracı demek, mevduat ve DİBS demek!
Teknik tanımıyla yurtiçinde yerleşikler, kısaca vatandaşlar, tasarruflarını finansal araçlara yatırarak değerlendirirken yıllardır aynı eğilimi korumaktalar. Vatandaşın finansal yatırım aracı olarak Türk Lirası mevduat, yabancı para mevduat ve devlet iç borçlanma senedinden (DİBS) hiç vazgeçmediği gözleniyor.
Kalkınma Bakanlığı'nın mart ayını kapsayan son verilerine baktık ve 2006'ya kadar giderek, yani on bir yılı aşkın bir sürede ne gibi değişiklikler olduğunu da irdeleyerek bir değerlendirme yapalım istedik.
Vatandaşın portföy tercihinde bu on bir yılda ortaya çıkan tablonun özeti şu:
Türk Lirası mevduat ve katılım fonu, yabancı para mevduat ve katılım fonu ile devlet iç borçlanma senedi... Bu üç tasarruf aracı, vatandaşın toplam tasarrufunda 2006 yılında yüzde 91.5 paya sahipti, söz konusu oran bu yılın mart ayında da yüzde 87.9 düzeyinde gerçekleşti.
Yani vatandaş birikimlerini değerlendirirken Eurobond, menkul kıymet yatırım fonu, hisse senedi, özel sektör tahvili ve emeklilik yatırım fonu gibi finansal araçlara deyim yerindeyse pek yüz vermedi. Bu yatırım araçlarının toplamdaki payı 2006 ve bu yılın mart ayı itibariyle yalnızca yüzde 8.5 ve yüzde 12.1 oldu.
2006'dan bu yılın mart ayına kadar olan dönemde en belirgin pay değişimi devlet iç borçlanma senedinde yaşandı. DİBS'in finansal tasarruflar içindeki payı yüzde 41.2'den yüzde 20.5'e indi. Bu gerileme, DİBS'teki azalmadan değil, özellikle yabancı para mevduattaki hızlı artıştan kaynaklandı.
Döviz mevduatı bu dönemde yaklaşık 72 milyar dolardan 160 milyar dolara çıktı. Ne var ki, döviz mevduatının TL karşılığı dolar kurunun 1.50'den 3.65'e yükselmesinin etkisiyle 108 milyar liradan 583 milyar liraya yükseldi. Yabancı para mevduatın toplamdaki payı da yüzde 18.9'dan yüzde 27.8'e çıktı.
Hisse senedi vatandaşın umurunda değil
Ekonominin neredeyse merkezine konulan, genel gidişatın iyi mi, yoksa kötü mü olduğu konusunda en somut gösterge sayılan hisse senedi piyasası vatandaş nezdinde pek de makbul bir yatırım alanı değil.
Değil; çünkü aksi olsaydı toplam finansal tasarruflar içinde hisse senedinin payı bir ara yüzde 6'ya ulaşsa bile yeniden yüzde 5'lerin altına inmezdi. Hisse senedinin payı yalnızca iki yıl, 2008 ve 2011'de yüzde 6.1'i gördü, bir daha da bu orana çıkılamadı.
Bu yılın mart ayı itibariyle hisse senedine yapılan yatırımlar, yurtiçi yerleşiklerin toplam portföy tercihinde yalnızca yüzde 4.7'lik bir yer tutuyor. Yani Türk vatandaşı tasarrufunun yüzde 5'ini bile hisse senedine yatırmıyor.
Döviz tasarrufu çok daha fazla olabilir
Kalkınma Bakanlığı'ndan aktardığımız bu değerler, kuşku yok ki sistem içinde olan değerler. Sistem içinde görünmeyen de yastık altı olarak tanımlanan, yani cepte taşınan, kasada tutulan, evde ya da işyerinde muhafaza edilen döviz tasarrufu.
Bankalarda ne miktarda döviz tevdiat hesabı olduğu belli ve bu tutarı Merkez Bankası zaten haftalık olarak açıklıyor. Kaldı ki döviz tevdiat hesaplarının 18 Mayıs itibariyle hangi düzeyde bulunduğu bilgisine iki gün önce köşemizde yer vermiştik. Ama yastık altında tutulan dövizin tutarını kimsenin bilme şansı yok. Dolayısıyla bu dövizi de katarak aslında Türkiye'deki döviz tasarrufunun çok daha fazla olduğunu, finansal araçlarda tutulan miktarın da mart sonu için hesaplanan 2.1 trilyon liranın çok üstünde oluştuğunu kabul etmek gerekiyor.