Varyag

Levent AKBAY
Levent AKBAY AÇI KARŞI AÇI [email protected]

2001 krizinin neden ve sonuçlarından bazılarını kamu bankaları yarattı. Görev zararı yazılan kamu bankaları likidite sorunu yaşıyordu. Bir yandan Hazine’yi finanse ediyor, bir yandan açık pozisyon taşıyor, bir yandan da sistemdeki paraya yüksek faizle alıcı oluyorlardı.

Kur ve faiz aynı anda patlayınca likidite sorunu tepe noktasına çıktı. Bankacılık sistemi masaya yatırıldı. Sisteminin sorunlarının çözülmesi için önlemler alındı.

Bu kapsamda sermayesi eriyen, zarar eden kamu bankalarına tahvil ihracı yoluyla Hazine’den fon sağlandı. Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Emlak Bankası’na o günün parasıyla yaklaşık 23 katrilyon liralık tahvil verildi.

(Yaklaşık 18 milyar dolar) Merkez Bankası bu tahviller karşılığı kamu bankalarını fonladı. Paralel olarak kamu bankaları açısından görev zararı doğuran işlemler yasaklandı.

Bu işlemler bütçe üzerinden finanse edilmeye başlandı. Emlak Bankası da kapatıldı, Vakıfbank özel statüye kavuşturuldu. Nisan 2021’de Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu oluşturuldu.

Dönemin Yönetim Kurulu Başkanı Vural Akışık ile yaptığımız bir söyleşide sektörün çok sığ olduğunu, kamu bankalarının sayısını daha da azaltmayı, kamu bankalarını birleştirerek daha güçlü bir yapı kurmak istediklerini anlatıyordu.

Hatta sektörde kamu sermayeli tek bir banka olması gerektiğini, bir de yine kamu sermayeli tek bir ‘yatırım bankası’ olması gerektiğini vurguluyordu. Kamu bankalarının şube sayısı, personel sayısı yine bu süreçte azaltıldı. Kısa vadeli krediler azaltıldı, masraflar kısıldı, verimlilik artırıldı.

Özelleştirme rüzgarının hızlı estiği, kamu bankalarının özelleştirilmesinin kulaklara hoş geldiği günlerdi. Bu bankalar ‘A.Ş.’ statüsüne kavuşturuldu. Bu şekliyle kamu bankalarının kâr etmeleri sağlandı.

Ancak klasik anlamda bir özelleştirme yapılmadı. Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu bir başka krizin kapıyı çaldığı 2004 yılında ortadan kaldırıldı. Bugün geldiğimiz noktada kamu bankaları bankacılık sisteminde ağırlığını koruyor. Hazine ve Merkez Bankası ile aynı şekilde kamu ile dirsek teması da bir şekilde sürüyor.

Sonradan tasfiye edilen Emlak Bankası’nın açılması, Türkbank’ın kamu yönetiminde yeni bir bankaya dönüşmesi, Vakıfbank’ın tekrar Hazine’ye devredilmesi, Ziraat Bankası’nın kuracağı dijital bankaya izin verilmesi de kamu tarafında yaşanan diğer gelişmeler arasında. İlerleyen yıllarda kamu bankaları ilki 2017’de olmak üzere aşamalı olarak Varlık Fonu’na devredildi.

Sonuncusu birkaç gün önce toplam 107 milyar TL olmak üzere birkaç kez sermayeleri artırıldı. Sermaye artırımı yeni Hazine tarafından tahvil ihracı yoluyla finanse edildi.

Kuşkusuz bütün bunlar kamu bankalarının güçlerini korumaları, etkinliğini artırmaları için yapıldı. Aynı 2000’li yılların başındaki gibi. Bir farkla, o zaman kamu bankalarının bir daha ‘iş kazası’ ile karşılaşmamaları için yapısal ve yasal önlemler de alınmıştı.

Hatta Vural Akışık o zaman, alınan önlemler öncesinde kamu bankalarını Boğaz’dan 5,5 saatte geçen motorsuz ve dümensiz uçak gemisi ‘Varyag’a benzetiyordu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Planlamaya geri dönüş 18 Eylül 2023
17. Madde 15 Eylül 2023
Asıl fren 2024’te… 13 Eylül 2023
Enflasyon birikirse!.. 06 Eylül 2023
Enflasyonda atalet 04 Eylül 2023
Kepenkler kapanmasın… 01 Eylül 2023