Varsayımları "seçkinci ve absürt" bulanlar vardı
OSB zihni modelinin varsayımları: 2
OSB'lerin önemini anlatmak için yeni yapılanmayı zihinlerde meşrulaştırırken üretilen varsayımların kısa özetlerini paylaşarak, zihni modelin hangi varsayımlara dayandığını anımsatmak istiyorum. OSB'lerin ana akım işleriyle ilgili varsayımlarını 16 Mart 2016 günkü yazımda paylaştım. Bu yazıda ağırlıklı olarak "destek hizmetler" bağlamında üretilen varsayımların özetini sunacağım. Geçmişte, paylaştığımız varsayımları "absürt ve seçkinci" bulanlar vardı, o tartışmayı şimdilik çalışmanın kapsama alanı dışında tutalım; kasaba kültürünün ebedi çıkmazını başka bir zaman tartışabiliriz.
Atıkların arındırılması
OSB'lerin ekonomimize katkılarını anlatanlar, "atıkların arındırılması ve değerlendirilmesinin" çevreyi korumaya etkileri, geri kazanım boyutu ve sürdürülebilir üretime katkılarının altını çiziyordu. Atıkların yönetimi OSB'lerin doğrudan görevleri olmasa da bu alanda kolektif talep, merkezi yönetimin kaynak sağlamasını kolaylaştırıyordu.Yatırımını gerçekleştiren yörelerde atık sorununa çözüm üretilmesi OSB'lerin cazibesini artıran etkenlerden biriydi.
OSB üzerine düşünce üretenlerin varsayımları arasında, "merkezi ve yerel yönetimlerin izinlerini kolaylaştırma işlevi" de önemli yer tutuyordu. İzinlerin tek tek yatırımcıların alması, bilgi eksikliği nedeniyle sorunlar yarattığı gibi bürokratların kasıtlı kasıtsız engelleri nedeniyle caydırıcı olabiliyordu. OSB yönetimleri gerekli donanıma sahip olabiliyor, kolektif bir sorun olması nedeniyle merkezi ve yerl yönetim bürokrasisi gereksiz engeller çıkaramıyordu. Kuşku yok ki bir ölçüde idealist bir yaklaşımdı, ama gerçek anlamda örgütlenebilen OSB yönetimlerinde izinler daha rahat alınıyordu.
OSB'lerle ilgili zihni model oluşturan dolaylı varsayımlar arasında "kent planlarıyla bütünsellik ve kentleşmeyi yönlendirme işlevi" de gerekçelerin ilk sıralarında yer alıyordu.Teorik planda doğru olan bu gerekçe, pratikte hazine arazisi bulma ve bedelsiz arazi kullanımı nedeniyle OSB' lerin tümünde işlerlik kazanmadı. Beklenenin tersine ters yönde ve kent ve çevresine zarar veren uygulamalar da yaşandı.
Ülkemizde OSB'lerin yaygın olarak tartışıldığı 1970'li yılların ortalarında,kent gelişimi ile bölgeler arasında akılcı dengeler öneriliyor, rekabet ve maliyet sorunları dikkate alınarak, " Toplutaşım ve özel ulaşım maliyetlerinin düşürülmesi işlevinin" dikkate alınması öneriliyordu. Bir OSB' nin gerçek anlamı ile etkili olabilmesi için metro sistemi, hafif raylı sistem, otobüs ulaşım sistemi ve ara toplu taşım sistemleriyle nasıl eklemlenmesi gerektiğini planlama aşamasında analiz edilmesi tartışılıyordu. Küresel rekabetin artacağı, kar marjlarının düşeceği öngörülerek, çalışanların özel ulaşım araçlarıyla taşınmasının maliyetlerinin getireceği ek yükleri ortadan kaldırmak için toplu taşım odaklı çözümlere öncelik verilmesi öngörülüyordu.
Ülkemizde OSB'lerin neden özendirilmesi gerektiğini savunanlar icin bir başka varsayımı da belli bir mekanda toplanan mal ve hizmet üreten tesislerin "ortak eğitim olanakları ve iş gücü profili geliştirme" avantajlarıydı. Bölgelerde üretim tesislerin ölçekleri büyüdükçe, iş gücünün ihtisaslaşması kaçınılmazdı. Rekabet edebilir ürünler için teknolojik donanımlarda ilerleme hızlanacak, daha yüksek katma değerli ürün için ürüne akıl katan yetişkin iş gücü talebi artacaktı.Yetişkin iş gücü arzını örgün eğitim, her zaman karşılayamazdı. Üretici kuruluşlar kendi özel koşullarına göre iş gücü eğitimlerine ihtiyaç duyacaktı. Benzer iş yerleni örgütleyerek sürekli eğitimler düzenlemek OSB yönetimlerinin destek hizmetleri arasında önemli bir yeri olacaktı. Ortak çözümlerin sağlayacağı maliyet avantajı ürünlerin rekabet gücüne olumlu katkı yapacak beklentisi de güçlü gerekçelerden biriydi.
Ölçme ve planlama bazı
OSB'lerin üreteceği dolaylı yararlar arasında tartışılan varsayımların bir başkası, "ortak kullanımlarla makina-donanım kapasite boşluklarını azaltma işleviydi". Birbirinden bağımsız mekanlarda kurulan, kendi içine kapanık, mekan uzaklığı nedeniyle iş birliğini zorlaştıran dağınık tesislere göre OSB'lerde ortak kullanımlar artacak, kapasite boşlukları azalacak, etkin ve verimli üretim düzeyleri yakalanabilecekti.
Ülkemizde OSB'lerin bir kalkınma umudu olduğu aşamada, bölgelerin çözüm üreteceği düşünülen alanlardan biri de "ortak Ar-Ge, inovasyon ve markalaşma yaratabilme potansiyeliydi". Üretim tesislerinin bir ortak mekanda toplanmaları, iş birliği yapma olanaklarını artıracak, iç rekabet dinamiği işlediğinde, tek başına işleri yönetimlerinin göze alamayacakları Ar-Ge, inovasyon ve markalaşma için ortak fonlar oluşturulabilecekti. Özellikle mobilya üretiminde organize bölgelerin "ihtisaslaşmış tasarım birimleri" oluşturacağını ileri sürenler vardı. Hazır giyimde ülkemizin düşük maliyetli işgücü avantajına vurgu yapanlar, hemen ardından da tasarım atölyelerin gelişeceğini, moda ve marka yaratma şansının artacağını düşünüyordu.
OSB'lerin etkileri tartışılırken, finansman imkanlarının kıtlığına gönderme yapılıyor; bölgelerde ölçekleri büyüyen üretici kuruluşları yönetenlerin "banka sistemine istihbarat kolaylığı ve güvenirliliği" sağlayacağı varsayımı üzerinde de duruluyordu. OSB'lerde bir arada olmanın yaratacağı gözaltı, iş yerlerinin gidişatıyla ilgili doğru gözlemlere kaynaklık edecekti. İş yerlerinde kayıtlılık artacak, bilanço teknikleri uygulanacak, özellikle KOBİ'lerin banka sistemiyle ilişkileri yaygınlaşacak, yoğunlaşacak ve derinleşecekti.
OSB'lerden beklentileri açıklayan varsayımlar arasında, "kolektif tüketimlerin ölçme ve dinamik envanter fırsatları" da vardı. Özellikle elektrik, doğa gaz, araç girişleri ve çıkışları gibi somut veri üretiminin mümkün olacağı öngörülüyordu. Sağlıklı veri üretiminin ve dinamik envanter oluşturmanın etkin kaynak kullanmanın engellerini azaltacağı da düşünülüyordu,
Uygulamada gelgitler yaşandığına tanıklık ettiğimiz bir başka varsayımda, OSB'lerin yeni kurulan alanlarda ve mücavir alan yaratılmasında "kamulaştırma işlemlerini kolaylaştıracağı"düşüncesiydi.
"OSB'lerin iç temizliği, yeşil alan geliştirme ve sosyal donatılarla yaşam zenginliğini artıracağı" varsayımı da daha ilk günlerden bugüne üzerinde durulan işlevler arasında yerine almıştı.
Son dönemlerde tartışma gündeminde pek yer almasa da OSB'lerin gelişmeye katkılarını tartıştığımız ilk aşamada, üzerinde önemle durulan "komşuluk etkisi ve öğrenme eğrilerini hızlandırması" varsayımıydı. OSB'lerin görgüye dayalı öğrenmeyi hızlandıracağı, kalite ve verimlilikleri olumlu etkileyeceği ileri sürülüyordu.
Özellikle maliyet düşürme projeleri ve verimlilik artışlarının hayati öneminin farkında olanlar, OSB'leri savunurken, "kolektif girdi satın almanın maliyet avantajı" yaratmasında aynı mekanda bulunmanın kolaylaştırıcılığı üzerinde de duruyordu.
Bir sonraki haftanın yazısındaki, OSB zihni modelinin lojistik ve toplumsal yarar bağlamındaki varsayımlarını özetleyeceğiz.