Varlık Yönetim Fonu: No Filter...
Instagram kullananlar ya da akıllı telefon sahipleri bilir. Bir fotoğrafa filtre koyarak ortamı karartabilir ya da çok parlak hale dönüştürebilirsiniz. Sadece gerçeği ortaya koymak istiyorsanız, filtresiz paylaşabilir, altına da not düşersiniz: No filter.
Bugünün haberciliği maalesef mutlaka iki filtreden biriyle yapılmaya çalışılıyor. Çünkü herkes haberi kendi ideolojisi, hayata bakışı neyse onu yansıtan mecradan almayı tercih ediyor. Maalesef kutuplaşmış Türkiye’de objektif haberciliğin alıcısı çok azaldı.
Ancak biz iletişimcilerin asıl işi, anın fotoğrafını filtresiz olarak çekmekten ibarettir. Zira 15 yıllık bir iktidarın her yaptığı yanlış olamaz, her yaptığı doğru olamaz.
Varlık Yönetim Fonu, bu işlerden biri. Aslında çok önemli bir yapısal reform. Ama toplumun bir kesimi “İktidar yaptıysa kötüdür” diye içinde ne olduğuna bakma zahmetine katlanmadan saldırıyor. Bir kesimi “İktidar neylerse güzel eyler” diyerek işleyişinde doğru ya da yanlış ne olduğuna bakmadan doğruluğunu savunuyor.
Gelin, Varlık Yönetim Fonu üzerinden anın fotoğrafını filtresiz şekilde çekmeye çalışalım.
Bu fonu neden kurduk?
1) Kurdaki yükseliş, piyasa oynaklığı ülkedeki dengeleri bozuyor. Gerektiğinde buralardaki hareketleri dengeleyecek bir mekanizma oluşturulmak için.
2) Kaynak bulunmakta zorlanılan büyük altyapı projelerine kaynak üretmek için.
3) Kaynak bulmakta zorlanan teknoloji yoğun küçük işletmeleri desteklemek için.
4) Yurtdışında stratejik görülen alanlara yatırım yapmak için. Ben ilk etapta daha çok ilk iki maddeye odaklanıldığı kanısındayım.
Bu fon yararlı mıdır?
Cevabı herkese göre değişir. Ama yukardaki amaçlara kim hayır diyebilir ki? Fonun kuruluşu için Meclis’e sunulan metinde bakın ne diyor: Büyüme oranına gelecek 10 yıl içinde yıllık %1.5 oranında ilave artış sağlanması. Sermaye piyasasında derinliğin artırılması. Yüzbinlerce kişiye ek istihdam sağlanması. Savunma, havacılık ve yazılım gibi teknoloji yoğun sektörlerdeki yerli şirketlerin desteklenmesi. Büyüme ve istihdam hedefinin fazlaca iddialı olduğu konusundaki şerhimizi düşelim, ama bu amaçlarla kurulmuş bir fona yararsız denebilir mi?
Soru işareti yok mudur?
Elbette birçok soru işareti de var. Örneğin aynı amaçlar çerçevesinde şunlar da yazıyor: “Otoyollar, Kanal İstanbul, 3. Köprü ve Havalimanı gibi büyük altyapı projelerine kamu kesimi borcu artırılmadan finansman sağlanması.”
Türkiye’nin önde gelen varlıklarını bu fonun içine aktarıp, gelecekteki gelirleri üzerinden bu projelerin finansmanının sağlanması, elbette soru işareti yaratabilir. İnsanlar “O kaynakları oraya değil de şuraya harcamalıyız” diyebilirler.
Fon’da görev alacak yöneticilerin kimlikleri, yetkinlikleri, yetkileri, performansları tartışılacaktır, tartışılıyor da. Bu kadar büyük bir reformu, kişi tartışmalarına kurban etmemek için ödül, ceza, performans kriterlerinin en baştan ortaya konulması, gerektiğinde de uygulanması gerekir.
Zamanlaması, referandum öncesine gelmesi, KHK ile tartışılması, bunların hepsi soru işareti yaratıyor. Yapılmaya çalışılan şeydeki niyet ne kadar iyi olursa olsun, doğru anlatılmadığında oluşan şüphenin gölgesi bugünün Türkiyesinde mümkün değil, kalkmıyor. Bakınız TÜİK’in son milli gelir revizyonu.
Şeffaflık sorunu yok mu?
Fonun Sayıştay denetiminin dışında tutulması, önemli bir sorun. Bu denetim olsa, çok daha iyi olurdu. Hükümet bunun yerine “3’lü denetim mekanizması” olduğunu söylüyor. Yabancı bağımsız denetim şirketi, Meclis Plan Bütçe Komisyonu denetimi, Başbakanlık denetimi. Ancak bu denetim mekanizmasında gerek Meclis gerekse Başbakanlık denetimi yine iktidar etkisi altında olacağı için bu konuda ikna için çaba gösterilmesinde fayda var. Ayrıca, denetim sonrasında yaptırımların ne olacağının açıklanmasında da yarar var.
Dünyadaki örnekler nasıl?
Örneğin, Singapur Varlık Fonu Temasek oldukça şeff af bir site hazırlamış. 40’a yakın ülkede yatırım yapıyor, bunların hepsini sektör sektör, likit olanı olmayanı, halka açık bir şirket gibi tüm detaylarıyla açıklamış. Norveç Fonu’nun 9 bini aşkın şirket yatırımı var, bunların tümünü açık ve şeff af şekilde gösteriyor. Bir ara THY’de dahi hisseleri vardı. Abu Dhabi’nin ADIA’sı tüm yatırımlarını açıklamış, örneğin İngiltere’de havaalanı payı, Norveç’te gaz şirketi, Hong Kong’da otel yatırımları var. Ancak bunların dışında kapalı olanlar da var. Örneğin Suudi Arabistan Fonu SAMA; Merkez Bankası tarafından yönetiliyor. Yatırım stratejileri sadece için nakit, tahvil ve hisse yatırımı yaptıkları yazıyor.
Bizdeki durum dikkate alındığında, Fonun hem yatırım yaptığı her kuruşun hem de içerdeki işleyişin hayalet Casper gibi, önden bakınca arkası görülecek şekilde şeffaf olması şart gibi görünüyor. Başka türlü spekülasyonların bitmesi mümkün değil.