Varlık Fonu’nun hatırlattığı bütçe dışı fon deneyimiz

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Üretime dayalı büyümeyi gerçekleştiremediğimizden, bir süredir büyümemizi tüketim, gayrimenkul ve büyük kamu projeleriyle sağlıyoruz. Şimdilerde önemli kamu projeleri için yeterli kredi bulamamak neneniyle yeni arayışlara girişildi.  Ekonomi yönetiminin danışmanları dünyada çeşitli ülkelerde gündemde olan Varlık Fonu uygulamasıyla bu projelerin finansmanı konusunu gündeme getirince, Türkiye Varlık Fonu  uygulaması için Meclise bir yasa teklifi getirilmesi gündeme geldi.

Fonu  oluşturmayı önerenler  Türkiye Varlık Fonu’nda  200 milyar dolar birikmesini, biriken fonun üç temel amacının olacağı belirtiliyorlar.

-Başta tratejik sektör projeleri olmak üzere reel sektör şirket projelerine  uzun vadeli kaynak sağlanması ve bu yolla büyümeyi sürekli kılarak kalkınanın hızlanması .

-Bu yolla büyümede  sürdürülebilirlik elde edilebilmesi.

-Buna bağlı olarak ekonomik istikrarın sağlanması.

Bu  güzel amaca ulaşırken fonun kaynağının emeklilik , işsizlik fonuları fazlalıkları ile özelleştirilecek varlıklar ve mega projelerin gelecekteki varlıklarından oluşmasını öneriyorlar. Oysa, dünya örneklerinde fonlar dayanağını  ya yeraltı kaynaklarından sürekli gelir elde etmeye  ya da ödemeler dengesinin fazla vermesine bağlı kuruluyorlar.  TÜSİAD’ın raporunnda yer alan 14 ülkedeki 16 fonda fon kaynağının 7’sinin patrol gelirleri olduğu , diğerlerinin de elmas gibi madenler ve kamusal sağlam kaynaklara bağlı olarak işlediğini görüyoruz. Yani fonların kaynakları sağlam ve bizdeki gibi mega projelenrin geleck gelirlerine dayanmıyor.

Varlık Fonu kurulmasına Meclis’teki üç muhalefet partisinin sözcüleri ve ekonomi yazarları eleştiriler yöneltiyorlar.

Bunların en başta geleni fonun bütçe dışında yeni bir bütçe olması, hazine dışında yeni Hazine olacağı.  Bir başka eleştiri ise  Sayıştay denetimi dışına çıkarılması. Fona tahvil ihracı verilmesinin de geçmiş dönemlerde denetim dışı Hazine bonoları olaylarını hatırlatabilecek sonuçlar getirebileceği de eleştiriler arasında yer alıyor. 

Türkiye’de  Özal döneminde bürokratik engelleri aşmak, kararları hızlandırmak için böyle bütçe dışı, sayıştay denetimsiz fonlar kuruldu. 1992 yılında bunların sayıları 105’e ulaşırken, bütçe gelirlerinin yüzde 57’si büyüklüğüne geldi. Bunların en önemlilerinden biri Kamu Ortaklığı Fonu Otoyol, köprü, baraj projelerinin finansmanı için kuruldu. Bu fonun kapanma kararı alındığında bu fonldan alacaklı olanların alacağı  bütçe içindeki DSİ ve Karayolları kurumlarına devredildi. DSİ dönemin para birimiyle 27 trilyon, karayolları da 10 trilyon yük  altına girdi.

Bu bütçe dışı denetimsiz fonlar özellikle IMF baskısıyla tasfiye edildiler. Sadece 2000-2001 döneminde 69 fonun tasfiyesi yapıldı.

Şimdi Varlık Fonu kurulması çalışması yapılırken bin yandan çeyrek yüzyıl önce kurulup tasfiye edilen bütçe dişı sayıştay denetimsiz  fonların ortaya çıkardığı sorunlar unutulmamalı. Bir yandan dünyada benzer fonların kaynak yapısı ve  işleyişleri iyi incelenmeli. Bir yandan da eleştiriler göz önüne alınarak denetimden uzak tutulmasının önüne geçilmeli.

Yakın tarihimizde bu konuda önemli sorun içeren dersler yaşadığımız unutulmamalıdır. Efesli filozof  Herakliates, aynı nehirde ikinci kez yıkanılmaz diğerek, zamanın ve nehrin akarak değiştiğini ifade etmiştir. Bunu unutmadan Varlık Fonu ile geçmişin hatalarını tekrarlamayalım.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar