Varlık Fonu
AV. DR. UMUT KOLCUOĞLU
Geçtiğimiz ağustosta Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi’nin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Kanun, “sermaye piyasalarında araç çeşitliliğine ve derinliğine katkı sağlamak, yurtiçinde kamuya ait olan varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik ve büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek amacıyla “Türkiye Varlık Fonu” kurulmasını öngörüyordu. Fon, Kasım 2016’da bir anonim şirket olarak “Türkiye Varlık Yönetimi Anonim Şirketi” unvanıyla kuruldu.
Varlık Fonu’nun amacı ve işleyişi Ağustos 2016’dan bu yana kamuoyunda tartışılıyordu. Ayrıca kuruluş kanununa göre, fonun varlıkları sadece özelleştirme kapsamında olan şirketlerle, özelleştirme fonu ve bazı kamu kurumlarının gelir ve nakit fazlasından oluşacaktı. Ancak, olağanüstü hal kapsamında geçtiğimiz hafta çıkartılan KHK ile Bakanlar Kurulu’na kamunun elindeki iktisadi devlet teşekkülleri içerisinden dilediğini fona devretme yetkisi verildi ve 5 Şubat’ta yayımlanan Bakanlar Kurulu kararları ile başta Ziraat Bankası, Halk Bankası, THY, BOTAŞ ve TPAO gibi şirketler olmak üzere birçok kamu kuruluşunun Hazineye ait varlıkları ile çeşitli taşınmazlar fona aktarıldı. Böylece fon, ülke gündeminde ön sıralardaki yerini tekrar aldı.
Fon hangi işlemleri yapabilecek?
Dünya örneklerinde ulusal varlık fonları (sovereign wealth funds), devlete ait kaynakları bir havuzda toplayarak gelirini artırmayı hedefleyen, devletin kontrolü altında çalışan fonlar. Örnekleri, Norveç, Çin, Rusya, Singapur gibi ülkelerde bulunuyor. Bu fonlar, kamuya ait varlıkları, ihracattan elde ettikleri cari fazlayı veya merkez bankalarında bulunan dövizleri, uluslararası yatırımlarda kullanıyorlar. Varlık Fonu’nun esas amacı ise iç piyasaya finansman sağlamak; kuruluş kanunu gerekçesinde “otoyollar, Kanal İstanbul, Üçüncü Köprü ve Havalimanı, Nükleer Santral gibi büyük altyapı projelerine kamu kesimi borcu artırılmadan finansman sağlanmasının hedeflediği belirtiliyor. Fon, bu hedef çerçevesinde bir anonim şirketin gerçekleştireceği tüm iş ve işlemleri gerçekleştirebilecek: her türlü ticari işlem, para piyasası işlemleri ve sermaye ve türev piyasalarda finansal işlemler yapabilecek; proje geliştirme ve dış proje kredisi sağlama gibi yöntemlerle kaynak temin edebilecek; hisse senedi, bono, tahvil gibi sermaye piyasası araçları ihraç edebilecek, alıp satabilecek; taşınmazlarını kiraya verecek, taşınmaz kiralayacak ve şirketlere yatırım yapabilecek.
Fon nasıl yönetilecek ve denetlenecek?
Varlık Fonu, melez bir yapı. Özünde bir anonim şirket, ancak fonu oluşturan bütün unsurlar devletle ilişkili. Fonun pay sahibi Özelleştirme İdaresi, dolayısıyla Başbakanlık’a bağlı olarak faaliyet gösteriyor; varlıklarının tamamı ise Hazine’ye ait mal ve nakitten oluşuyor. Ancak kamu kuruluşlarına uygulanan Sayıştay Kanunu, Kamu İhale Kanunu, Devlet İhale Kanunu gibi mevzuat, fona uygulanmıyor. Peki, Varlık Fonu, bir özel hukuk tüzel kişisi olarak herhangi bir anonim şirketin tabi olduğu tüm kurallara tabi mi? Bu sorunun da cevabı olumsuz. Örneğin fonun ve bağlı şirketlerinin yönetimi kurumsal yönetim ilkelerine tabi olacak ancak sermaye piyasalarında yapacağı işlemler Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi olmayacak, şirket alım satımları ise Rekabetin Korunması Hakkında Kanun düzenlemelerinin dışında tutulacak. Dünya örnekleri ile paralel olarak fonun amacını gerçekleştirebilmesi için faaliyetlerine belirli ölçüde hız kazandırılması gerekmekle birlikte, bunun çerçevesinin çok iyi belirlenmesi gerekiyor, denetimsiz ve piyasada eşitsizlik yaratabilecek bir yapıya dönüşmemesi lazım.
Varlık Fonu’nun yönetimi oldukça sade bir yapıdan oluşuyor. Fon, Başbakan tarafından atanacak ve en az beş üyeden oluşan bir yönetim kurulu tarafından yönetilecek. Yönetim kurulu, üye tamsayısının çoğunluğu olan üç kişi ile toplanıp, toplantıda hazır bulunanların çoğunluğu ile karar alabilecek. Dolayısıyla toplantıda bir kararın alınabilmesi için iki üyenin olumlu oyu yeterli olacak. Fonun ve ileride kurulacak bağlı şirketlerinin üç yıllık stratejik yatırım planı, yönetim kurulu tarafından hazırlanacak ve Bakanlar Kurulu’nun onayına sunulacak ve yönetim kurulu, bu plana uygun olarak hareket edecek. Varlık Fonu’nun kapsamı ve önemi dikkate alındığında, yönetim kurulundaki kararların nitelikli bir çoğunlukla alınması değerlendirilebilir.
Peki Varlık Fonu nasıl denetlenecek? Belirttiğim gibi, bir kamu kuruluşuna uygulanan denetim mekanizmaları, örneğin Sayıştay Kanunu fona uygulanmıyor. Fon bağımsız denetime tabi olacak ve Başbakan tarafından görevlendirilecek en az üç uzman merkezi denetim elemanı tarafından bağımsız denetim standartları çerçevesinde denetlenecek. Denetim sonucunda hazırlanacak raporlar da her yıl haziran ayı sonuna kadar Bakanlar Kurulu’na sunulacak. Son olarak, mali tablolar ile faaliyetler, bu raporlar üzerinden TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından ayrıca denetlenecek. Mevcut düzenlemeler, bu denetçilerin kim olacağı, denetimin hangi kapsamda yapılacağı, denetim sonucunda çıkacak verilere ilişkin yaptırımlar hakkında herhangi bir düzenleme içermiyor. Sonuçta, Başbakan tarafından atanacak yöneticilerin kamu kaynaklarını doğru kullanıp kullanmadığı, yine Başbakan tarafından atanacak denetim uzmanlarınca denetlenecek, ancak Sayıştay bu konuda söz sahibi olamayacak. Bu noktada daha etkin bir denetim değerlendirilebilir.
Türkiye’nin en büyük şirketlerini bünyesinde barındıran Varlık Fonu’nun yönetim, faaliyet ve denetimine ilişkin konuların çıkartılacak ikincil mevzuatta en yakın zamanda oldukça detaylı olarak düzenlenmesi yerinde olacaktır. Bu düzenlemeler akabinde, devlet kaynaklarını geniş yetkiler ile kullanıma açan fon, uzun vadede Türkiye’yi hedeflerine taşıyacak mı bunu zaman gösterecek.