Varlık Barışı’nda süre uzatımı
31.05.2018 ve 26 Temmuz 2018 tarihli DÜNYA Gazetesi’nde yayımlanan yazılarımızda 7143 sayılı Kanunun 10’ncu maddesinin 13 nolu fıkrasında yer alan “Varlık Barışı”na ilişkin düzenlemeler açıklanmıştı. Anılan yazılarımızda açıklandığı üzere; varlık barışından yararlanabilmek için 30/11/2018 tarihine kadar yurt dışındaki varlıkların Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildirilmesi, yurt içindeki varlıkların ise 30/11/2018 tarihine kadar gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairelerine doğrudan veya elektronik ortamda beyan edilmesi gerekiyordu.
30 Kasım 2018 tarihli ve 30611 sayılı Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan 405 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'yla, anılan kanunun 10’uncu maddesinin 13’üncü fıkrasının (a), (b), (c) ve (e) bentlerinde yer alan süreler, bitim tarihinden itibaren 6 ay uzatılmıştır.
Yapılan bu süre uzatımı dikkate alınarak, konuyla ilgili güncellediğimiz “Varlık Barışı”na ilişkin açıklamalarımız şöyledir:
Yurtdışındaki varlıklar
Yurtdışında bulunan;
- para,
- altın,
- döviz,
- menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını,
7143 sayılı Kanunu’nun 10’ncu maddesinin 13 nolu fıkrası hükümleri çerçevesinde 31/05/2019 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma anılan tebliğin 1 nolu Eki'nde yer alan form ile bildiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebileceklerdir. (Gerçek ve tüzel kişilerce, söz konusu varlıklara ilişkin olarak vergi dairelerine herhangi bir beyanda bulunulmayacaktır.)
31/05/2019 tarihine kadar birden fazla bildirimde bulunulması, ya da daha önce yapılmış bildirimlere ilişkin düzeltme bildiriminde bulunulması mümkündür.
Örneğin; 2018/Ağustos ayında banka veya aracı kuruma 100.000 TL karşılığı varlık bildiriminde bulunan bir gerçek kişinin, bildirdiği tutarı 2018/Aralık ayında 50.000 TL'ye düşürmek istemesi halinde, ilk bildirimine ilişkin düzeltme bildirimi vermesi, 150.000 TL'ye çıkarmak istemesi halinde ise ilave olarak bildirilmek istenilen 50.000 TL için yeni bir bildirimde bulunması gerekecektir. Bildirim süresi (31/05/2019) sona erdikten sonra bildirimlere ilişkin yapılan düzeltme talepleri dikkate alınmayacaktır.
Bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi koşuluyla, bu varlıklara yurt dışında hangi tarih itibarıyla sahip olunduğunun bu hükümden yararlanılması açısından herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak %2 oranında hesapladıkları vergiyi, 30/06/2019 tarihine kadar vergi sorumlusu sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan edecekler ve aynı sürede ödeyeceklerdir. (Başka bir deyişle; 31/05/2019 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bu varlıkları bildiren gerçek ve tüzel kişiler %2 oranındaki vergiyi banka ya da aracı kuruma ödeyeceklerdir. Bildirime konu edilen varlıklara ilişkin olarak banka veya aracı kurumlar tarafından, bildirimde bulunanlardan herhangi bir belge istenilmeyecektir.)
Yukarıda açıklanan kapsamdaki varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacaktır. Ancak, bu hükümden faydalanılabilmesi için bildirilen tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi ve bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde
- Türkiye’ye getirilmesi veya
- Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şarttır.
(Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak hesaba ilgili varlığın transferi işlemlerinde, bildirimde bulunan hesap sahibi ile yurtdışından varlığı transfer edenin farklı kişiler olmasının söz konusu hükümden faydalanılması açısından herhangi bir önemi bulunmamaktadır.)
Ancak, 31/7/2018 tarihine kadar; yukarıdaki kapsamdaki varlıklar banka ve aracı kurumlara bildirilmiş ve aynı tarihe kadar Türkiye’ye getirilmişse bu varlıklara ilişkin olarak her hangi bir vergi ödenmeyecektir.
Yurt dışında bulunan ancak kapsama girmeyen varlıkların (örneğin taşınmazların) 31/05/2019 tarihine kadar kapsamdaki varlıklara dönüştürülmek suretiyle söz konusu fıkra hükümleri çerçevesinde Türkiye’ye getirilmesi mümkündür.
Öte yandan, yukarıda belirtilen kapsama giren varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve 18 Mayıs 2018 tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 31/05/2019 tarihine kadar kapatılmasında kullanılabilir. Bu takdirde, defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmaksızın bu fıkra hükümlerinden yararlanılacaktır. Bu kapsamdaki varlıklar nedeniyle her hangi bir vergi ödenmeyecektir.
Keza, 18 Mayıs 2018 tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının 18 Mayıs 2018 tarihinden önce Türkiye’ye getirilmek suretiyle karşılanmış olması hâlinde, söz konusu avansların defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, bu fıkra hükümlerinden yararlanılacaktır. Bu kapsamdaki varlıklar nedeniyle de her hangi bir vergi ödenmeyecektir.
Türkiye’ye getirilmekten maksat;
- Para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının fiziki olarak Türkiye’ye getirilmesi veya bu varlıkların Türkiye’deki banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi,
- Fiziki olarak Türkiye’ye getirilmesi veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi mümkün olmayan menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının aracı kurumlara bildirilmesidir.
Bu kapsamda ödenen vergi varsa, bu vergi hiçbir suretle gider yazılamayacak ve başka bir vergiden mahsup edilemeyecektir. Keza, Türkiye’ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen bu kapsamdaki varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmeyecektir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükellefler, bu fıkra kapsamında Türkiye’ye getirilen varlıklarını, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın işletmelerine dâhil edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate almaksızın işletmelerinden çekebileceklerdir.
Yurtiçindeki varlıklar
Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan
- para,
- altın,
- döviz,
- menkul kıymet ve
- diğer sermaye piyasası araçları ile
- taşınmazlar,
31/05/2019 tarihine kadar anılan tebliğin 3 nolu ekinde yer alan beyanname ile gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairelerine doğrudan veya elektronik ortamda beyan edilebilecektir. (Ancak, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerini elektronik ortamda vermek zorunda olan mükellefler bu beyannamelerini de elektronik ortamda vermek zorundadırlar.) Beyan edilen söz konusu varlıklar, 31/05/2019 tarihine kadar, dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni defterlere kaydedilebilecektir.
Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden %2 oranında vergi tarh edilecek ve bu vergi, 30/06/2019 tarihine kadar ödenecektir.
Ancak, 31/7/2018 tarihine kadar; yukarıdaki kapsamda vergi dairelerine beyan edilmiş ve kanuni defterlere kaydedilmiş varlıklar için vergi tarh edilmeyecek ve ödenmeyecektir.
Yurtdışı ve Yurtiçi varlıklara ilişkin ortak düzenlemeler
Şirketlerin kanuni temsilcileri, ortakları ya da şirket veya şirketin ortakları adına kanun kapsamına giren varlıkları 18/5/2018 tarihinden önce yetkili kuruluşlarca düzenlenen bir vekalet veya temsil sözleşmesine istinaden değerlendirmeye yetkili olanların yurt dışında bulunan varlıklarının, şirket adına bildirime konu edilerek Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi ya da Türkiye'de bulunan ancak 18/5/2018 tarihi itibarıyla kanuni defter kayıtlarında yer almayan varlıklarının tebliğde yapılan açıklamalar çerçevesinde şirket adına beyan edilmek suretiyle kanun hükümlerinden yararlanılabilmesi mümkündür.
Şirket veya şirket ortaklarına ait olduğu halde şirketin kanuni temsilcileri, ortakları veya vekilleri dışındaki kişilerce tasarruf edilen varlıklar, bu hükümler çerçevesinde şirket adına bildirim veya beyana konu edilerek bu fıkra hükmünden yararlanılabilecektir. Ayrıca, gerçek kişilere ait olduğu halde bu kişilerin ortağı veya kanuni temsilcisi oldukları yurtdışındaki şirketlerce tasarruf edilen varlıkların da ilgili gerçek kişiler adına bildirim veya beyana konu edilmesi halinde bu fıkra hükmünden yararlanılabilmesi mümkündür. Ancak, bildirim veya beyan dışındaki nedenlerle yapılacak inceleme esnasında söz konusu varlıkların şirket veya şirket ortaklarına ya da gerçek kişilere ait olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir.
Bildirilen veya beyan edilen söz konusu varlıklar bildirildiği veya beyan edildiği tarih itibarıyla aşağıdaki değerleme ölçütleri ile değerlenecektir:
• Türk Lirası cinsinden para, itibari (nominal) değeriyle.
• Altın, rayiç bedeliyle.
• Döviz, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruyla.
• Menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarından;
- Hisse senedi gibi pay senetleri, varsa borsa rayiciyle, borsa rayici yoksa rayiç bedeliyle, bu bedel tespit edilemiyorsa alış bedeliyle, alış bedeli de belli değilse itibari (nominal) değeriyle.
- Tahvil, bono, eurobond gibi borçlanma araçları, varsa borsa rayiciyle, borsa rayici yoksa rayiç bedeliyle, bu bedel tespit edilemiyorsa alış bedeliyle, alış bedeli de belli değilse itibari (nominal) değeriyle.
- Yatırım fonu katılma belgeleri, ilgili piyasasında belirlenmiş kapanış fiyatıyla.
- Vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri gibi türev araçlar, varsa borsa rayiciyle, borsa rayici yoksa rayiç bedeliyle, bu bedel tespit edilemiyorsa alış bedeliyle, alış bedeli de belli değilse itibari (nominal) değeriyle.
• Taşınmazlar, rayiç bedeliyle.
Bildirim veya beyanlarda, söz konusu varlıkların Türk Lirası karşılığı bedelleri esas alınacaktır.
Bildirimde bulunduktan sonra, yapılan hataların düzeltilmesi ya da bildirime konu edilen varlıkların azaltılması amacıyla 31/05/2019 tarihine kadar yapılacak düzeltmelerde varlıkların ilk bildirim tarihindeki değerleri esas alınacaktır.
Bu kapsamda ödenen vergi varsa, bu vergi hiçbir suretle gider yazılamayacak ve başka bir vergiden mahsup edilemeyecektir. Keza, kanuni defterlere kaydedilen bu kapsamdaki varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmeyecektir.
Bildirilen veya beyan edilen varlıklar, Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükelleflerce, banka veya aracı kurumlara bildirildiği ya da vergi dairelerine beyan edildiği tarih itibarıyla, yukarıda açıklanan şekilde belirlenen Türk Lirası karşılığı bedelleriyle, kanuni defterlere kaydedilebilecek ve söz konusu varlıkların elden çıkarılması halinde satış kazancının tespitinde bu bedel dikkate alınacaktır.
Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca gösterebileceklerdir.
Bu şekilde bildirimde veya beyanda bulunulan ve Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükelleflerce kanuni defterlere kaydedilen ve tarh edilen vergisi ödenen söz konusu varlıklar vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilecektir. Başka bir deyişle; bu kapsamda varlık barışından yararlanıldığı takdirde, bu varlıklar, üzerinden bir vergi ödenmeksizin, işletmeden çekilebilecektir.
Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetleri için pasifte özel fon hesabı açacaklardır. Söz konusu hesap serbestçe tasarrufa konu edilebilecek, sermayeye eklenebileceği gibi ortaklara da dağıtılabilecektir. Fon hesabında tutulan bu tutarlar, işletmenin tasfiye edilmesi halinde vergilendirilmeyeceği gibi 193 sayılı Kanun’un 81’inci maddesi ile 5520 sayılı Kanunun 18, 19 ve 20’nci maddeleri uyarınca gerçekleşecek birleşme, devir ve bölünme hallerinde de vergilendirilmeyecektir. Ayrıca söz konusu varlıklara ilişkin tutarların, kurumlar vergisi mükellefleri tarafından ortaklara dağıtılması halinde kar dağıtımına bağlı stopaj yapılmayacak, gerçek kişi ortaklar ile kurumlar vergisi mükellefi olan ortaklar tarafından elde edilen bu tutarlar da vergilendirilmeyecektir.
Yukarıda açıklanan kapsamdaki varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacaktır.
Beyan edilerek yasal defter kayıtlarına intikal ettirilen taşınmazlar hakkında, yasa da açık bir hüküm bulunmamasına rağmen tebliğde; Vergi Usul Kanunu’nda yer alan amortismanlara ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı belirtilmiştir.